Asya, nihayet saçlarını yaptırabilecek olmanın mutluluğuyla oturdu kuaförün önüne. Sıranın bir türlü kendisine gelmemesi isyan sınırına getirmişti Asya'yı. Neyse ki o sınırı aşmadan sıra kendisine gelmişti. Elif'e dönüp baktığında onun kendi derdinde olduğunu görünce hiç sesini çıkarmadı. Kuaföre istediği saç modelini söyleyerek koltuğa yaslandı. Rahat ve kolay bir model istiyordu Asya. Sade ama basit değil. Kuaförün marifetli elleri saçlarına istediği şekli verirken aynadan kendisini izliyordu. Dün akşam Altay'a o sözleri söyledikten sonra içinde bir yerler kırılmıştı. Yaptığı doğru olandı biliyordu bunu ama yine de içinde mutluluğun o olduğunu söyleyen sesi duymazdan gelemiyordu. Hata yapıyorsun diyen kalbi ile aklı arasındaki savaş, Asya'yı haddinden fazla yormuştu.
" İstediğiniz gibi oldu mu? "
Aynada gördüğü yüze çevirdi bakışlarını. Beğenmişti. Sol omzuna doğru bırakılan saçları, arkadan küçük demetler halinde dalgalandırılıp tokayla tutturulmuştu. Çok sadeydi belki ama şık olduğu da bir gerçekti. Elbisesi ile gerçekten uyumlu olmuştu. Gözlerini ortaya çıkartan bir elbise tercih etmişti Asya. Mavi, diz kapağının hemen üstünde biten straplez bir elbiseydi üzerindeki. Göğüs kısmının alt tarafında beyaz, ince bir kemer bulunuyordu. İlk gördüğü an çok beğenmişti elbiseyi.
" Asya çok güzel olmuşsun. " diyen sese çevirdiğinde bakışlarını; Elif'in ablası Ebru'yu gördü. Hafifçe tebessüm ederek karşılık verdi kadına.
" Sende çok güzel olmuşsun Ebru Abla. "
" Teşekkür ederim canım benim. Hadi gel biraz hava alalım bunaldım burada. Elif'in işi daha uzun sürecek gibi. "
Asya, ablası gibi sevdiği kadını kırmayarak kalktı ayağa. Beraber dış kapıya doğru yürümeye başladılar. Kapının önünde bekleyen adamı görünce, başıyla selam verdi.
" Bayanlar bu ne şıklık böyle? "
Asya, Çetin Abi'sine bakıp gülümsedi. Böyleydi bu adam. İnsanları bir iki sözüyle güldürmeyi başarırdı. Tabi bunda yaptığı iltifatların da etkisi büyüktü.
" Nasılsın Asya? "
" İyiyim Çetin Abi. Sen nasılsın? " diye sordu Ebru Abla'sının kocasına.
" Bende iyiyim. Güzel karımı almaya geldim ama benimle gelir mi acaba diye endişeliyim. "
" Neden? " diye sordu merak ederek. " Niye endişelendin? "
" Baksana... Ne kadar güzel olmuş. Yakışır mıyım onun yanına? "
Asya, başını iki yana sallayarak arkasını döndü iki aşığa. Onları yalnız bırakmanın daha doğru olacağını bildiğinden içeriye geri döndü. Gördüğü manzara Asya'da ağlama isteği uyandırsa da tuttu kendini.
" Elif yine neden bozdurdun saçını? " diye sordu, sesine yansıyan bıkkınlığı umursamayarak.
" Beğenmedim Asya. Bu son yine beceremezlerse başka yere gidiyoruz. "
Oflayarak oturdu önünde duran boş koltuğa. Bu şekilde devam ederse nişana gidemeyeceklerdi. Elif'in kolay kolay beğenmeme huyu yüzünden kaç saattir burada tıkılıp kalmışlardı. Gitse olmazdı. Biricik arkadaşını bu halde bırakıp gitmeye gönlü razı gelmezdi. Mecburen bekleyecekti.
Aradan geçen 1 saat sonra nihayet arkadaşının saçları, Elif'in istediği gibi yapılabilmişti. Kuaförden çıktıklarında, Semih'i arabaya yaslanmış bir şekilde buldular. Onunda sıkıldığı, yüzünün şeklinden belliydi. Bir an acısa da onun haline, erkek olarak bu kadarına katlanması gerektiğini düşünerek acımaktan vazgeçti.