"ben hep dinlerim."

1.1K 61 6
                                    


Yolun ortasında kopan feryatlar duyanların içini yakıyordu. Yola hızla fırlayan ufak çocuğa çarpan araç etrafındaki kalabalık korku içinde bakınıyordu. 10 yaşlarındaki ufak çocuk yerde kanlar içinde yatarken annesi olduğu belli olan kadın şok içinde oğlunun başını kaldırıp kucağına koymak istedi. Mihrimah hızlı bir şekilde buna engel oldu. Çocuğun boyun travması riski vardı ve daha fazla oynatarak travmasını artırmak istemezdi. Yavuz etraftaki meraklı kalabalığı zorla yararak çocuğun yanına geldi. Etrafına talimatlar verirken Mihrimah'a seslendi.

"Acile haber verebilir misin? Sedye ve acil durum çantasını yollasınlar."

Mihrimah hızlıca telefonuna sarıldı ve sorumlu hemşireye gereken durum hakkında bilgi verdi.
Yavuz bu arada çocuk hakkında annesinden bilgi almaya çalışıyordu ama kadın olayın şoku ile sadece birkaç kelime mırıldanabiliyordu.

"Kurtarın.. oğlumu kurtarın nolur!"
Yavuz çocuğun solunumuna ve nabzına baktı hızlıca. Hissettiği nabız ile rahat bir nefes verirken Mihri'ye fısıldadı. "Arrest değil çok şükür."

Mihrimah ve Yavuz çevredeki meraklı insanların küçük çocuğa bir şey yapmasını önlerken kalabalığı bir adam sesi kuşattı.
"Naptınız benim yavruma! Dedesinin kuzusuydu o. Evladıma naptınız siz!!"
Yavuz ayağa kalkıp yaşlı adamı sakinleştirmeye çalıştı. Adam sakinleşmeye fırsat bulamadan göğsünü tutup yere çöktü. Bu sırada gelen sedye ve sağlık ekipleri yerdeki çocuğa boyunluk takıp güvenli bir şekilde sedyeye alırken yaşlı adam morarmaya başlamıştı.

"Adam ölüyor Doktor!!" yaşlı adam sonunda yere yığıldı. Yavuz hızlıca nabzını kontrol etti. Ve kalp masajına başladı. "Mihrimah! Airway çabuk ambula!!"

Mihrimah yaşadığı olayın şaşkınlığını mesleki tecrübesiyle hızlıca attı üzerinden. Acilden gelen sağlık personelinin getirdiği acil durum çantası içinden gerekli malzemeleri bulup hızlıca yatan hastanın yanına geldi. Yavuz tüm gücüyle kalp masajına devam ederken acilden gelen diğer sağlıkçılar çoktan çocuğu götürmüşler ve Yavuz ve Mihrimah'a yardıma gelmişlerdi.

Yavuz ve Mihrimah 30dk devam ettikten sonra otoyolda daha fazla devam edemeyeceklerine karar verip hastayı sedye üstüne aldılar. Mihrimah sedyenin üstüne çıkıp hastaya kalp masajı yapmaya devam ederken çevresindeki personel hızlıca acile doğru ilerledi. Bir insanın hayatı sizin ellerinize emanet olunca aklınızdaki tüm dertlerinizi ve endişelerinizi bir kenara atıp elinizden ne geliyorsa onu yapıyordunuz. Yaşlı adamı hayata döndürmek ve torununa kavuşturmak için canla başla uğraşan tüm sağlık personelleri dua ederek işlerini yapmaya devam ettiler.

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Mihrimah alnından akan teri kolunun tersiyle silip yere çöktü. Yorgunluğu şuan canını sıkmazdı eğer hastalarını döndürebilmiş olsalardı.
"Ölüm saati: 22.30" kaç saat uğraşmışlardı ama sonucu ölüm vakti ancak Allah tarafından belirleniyordu. Yaşlı adamın üzerindeki kabloları toplamaya başlayan hemşireler, umutsuzca etrafına bakınan doktorlar, etrafa yayılan çöpleri toplamaya başlayan personeller.. acil serviste ölüm de olsa arkada bekleyen hastalar için her zaman devam etmeniz gerekirdi. Bir hastanızı kaybettikten sonra yas tutmanız için bir süre vermezdi size acil servis. Yas tutmanız gereken sürede bir sonraki hastanıza geçip 6 aydır geçmeyen baş ağrısı şikayetiyle gelen hastaya yüzünüzü asmadan bakmanız gerekirdi.

Yavuz üstünde terden ıslanmış gömleğine bakıp ayağa kalktı. Güne nasıl başlamıştı, nasıl devam etmişti. Ellerindeki eldivenleri çöpe atıp Mihrimah'a yöneldi. Yere çömelmiş olan genç kıza elini uzattı. "Hadi.."
Genç kız çökmüş göz altlarıyla genç adama baktı. "Hiçbir zaman kolay olmuyor değil mi?"
Başını salladı Yavuz. Çok zor bir meslek seçmişlerdi ve bunu ancak mesleğe başladığında fark etmişti. Mihrimah genç adamın uzattığı elini tutup ağrıyan kaslarına aldırmadan ayağa kalktı. Bugün bitecek miydi?

Köy, Huzur, SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin