güzel haber, Güllü, Gökhan ve tatil günü

508 31 1
                                    

Metehan, çekyata sırtını verdi ve genç kızı kolunun altına alıp mis gibi kokan saçlarını koklayıp uzun bir öpücük bıraktı. Şu mavi saçları onu özlediğinde ilk gözünün önüne gelen şey olmuştu.

Mihrimah crocslarını çıkartıp ayaklarını altına aldı ve genç adamın kolunun altına daha da yerleşti. İkisi de gözlerini kapatıp anın tadını çıkardılar bir süre.

"Sana günaydın mesajı atamadım."

"Nasıl?" diyip kafasını hafifçe kaldırıp gözüne baktı.

"Görev emri aniden gelince," diyip hafif bir nefes alıp odada gezdirdi bakışlarını. "Sana günaydın mesajı atacaktım, sevgili olduğumuz ilk gündü. Sıcak poğaça alıp kahvaltıya gelmeyi planlamıştım."

Genç kızın kolunu sıvazlarken konuşmasına devam etti. "Hatice ninenin iznini de alıp öyle devam etmek istemiştim."

İlk başta dediklerini sessiz bir şekilde dinleyen Mihrimah son dediği cümleyle uzandığı yerden doğrulup genç adamın kollarından çıktı.

"Ne?" dedi. Genç kızın şaşkın olmasına şaşıran Mete ise ona baktı sadece.

"Ninemden izin mi alacaktın?"

"Evet." dedi. Sanki olması gereken normal bir şeyden bahseder gibi konuşması genç kızı hafiften sinirlendiriyordu.

"Bana söylemeden ninemle mi konuşacaktın Mete?"

"Ninenle konuşunca haberin olacaktı işte."

Mihrimah kaşlarını çatarak genç adama bakıyordu. Onu anlamaya çalışıyordu ama genç adam ona pek yardımcı olmuyordu.

"Mete, daha bir gece önce karar vermiştik. Çıkmaya henüz başladık. Nineme neden bahsedesin böyle bir şeyden?"

Metehan sorunun ne olduğunu anlamıyordu. Genç kızın kızdığını farkındaydı. Bir şekilde onun hoşuna gitmeyen bir şey yapmıştı ama ne yaptığını anlayamıyordu.

"Mihri, bitanem.." diyip eline uzandı genç kızın. Başparmağı ile avcunun içini okşadı. "Biz sevgili olmadık mı? Sen bunu kabul etmedin mi o gece?"

"Evet ama-.."

"Tamam işte, ben seninle ciddi düşünüyorum. Bunu ninene de söylemem lazım."

"Ama daha birbirimizi tanıma sürecindeyiz. Hemen ninemin haberinin olmasına gerek var mı?"

"Sen duygularından emin değil misin Mihri?" diyip gözlerinin içine daha ciddi bakış attı. Çok yorgundu, sinirleri fazlasıyla bozulmuştu.. Hala ameliyatta olan askerini düşünmeye devam ediyordu. Belki de bu konuşma için uygun bir zaman değildi.

Mihrimah suçlandığı şey ile sinirlendi. "Tabiki eminim. Konu bu değil ama." dedi. Karşısındaki adamdan cevap gelmeyince devam etti. "Ama bizim hakkımızda bir karar vereceğinde bunu bana da söylemen gerekiyor." Sakin bir şekilde açıkladığında onu anlayabileceğini düşündü. Mete fazlasıyla yorucu bir gün geçiriyordu. Ona anlayışlı yaklaşması gerektiğini hatırlattı kendine. Kollarından çıktığı için uzaklaştığı adama tekrar yaklaştı. Uzanıp elini tuttu. Ona bakmayan adamın gözlerine baktı. Belki de sonra konuşmaları gerekiyordu bu konuyu. Hiç yoktan yere bir tartışma yaşamak istemiyordu.

"Kafanda bir soru işareti kalmadığına emin olmam gerekiyor Mihri." dedi. Mihrimah cevap verecekken çalan telefonu ile  tartışmaları yarım kaldı. Cebindeki telefonu çıkartıp arayana baktı. Ameliyathaneden haber vardı. Güzel bir haber olması için dua ederken hızlıca açtı telefonu.

"Alo?"

Metehan ağzından çıkan her lafı dikkatle dinlerken karşı tarafı dikkatle dinlemeye çalıştı.

Köy, Huzur, SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin