bir şişe viski, beklenmeyen hareketler

257 13 9
                                    

Metehan duyduklarını idrak etmede zorlanıyordu. "Bitti" diyen genç kızın ona ruhsuz bakan gözleri ve ellerinden kurtulmak için uğraşmasını, tam göğsünün ortasına oturan buz kitlesiyle hissetti. Mihrimah ellerini daha sert bir şekilde ittirince onu daha fazla rahatsız etmemek adına beline sardığı kollarını gevşetti.

Mihrimah kollarından kurtulur kurtulmaz vücudunu daha da saran soğuğun etkisiyle titreyen çenesini sıkıca kenetleyip ayağa kalktı. Genç adam hala yerde çömelmiş halde yeni kalktığı sandalyeye gözlerini ayırmadan bakıyordu.

"Artık gitsen iyi olur," diyip terasın kapısına yöneldi. "Ben Umay'a sesleneyim ama uyanacağını sanmam."

Metehan kaşlarını çatarak içinde hakim olmadığı öfke ile ayağa kalktı. "Sence şuan kız kardeşim mi konu?"

Mihrimah yüzüne bakmadığı adamın sözleriyle adımlarını tamamlayıp terastan çıktı. Boğazında büyük bir düğüm vardı sanki. Kaslarını baştan aşağıya sıkıyordu ki düşüp bayılıp kalmasın ve dönüp sevgilisine sarılmasın.. İçindeki korkuları endişeleri susturan birini ilk defa bulmuştu şu hayatında ama şimdi onu da kaybediyordu.

Salona adımını attığında evin sıcaklığı stresten ve kendisini sıkmaktan kızaran yanaklarını daha da kızarttı. Arkasında onu izlediğine emin olduğu adamı görmezden gelmeyi denedi. Kıyafetlerinden ve makyajından kurtulmalıydı, evet. Hızlıca odasına ilerledi ve bir kalıp gibi onu rahatsız eden kıyafetini çıkardı hızlıca. Gömlek ve şorttan oluşan pijama takımını hızlıca üstüne geçirdi, odasından çıkıp tam karşısındaki lavaboya geçti. Makyajını ve saçlarındaki spreyi ancak sıcak bir duş ile çıkartabilirdi. Suyu ayarlayıp duşa girdi ve boğazına düğümlenen ağrı, sıcak su vücuduna vurdukça yavaş yavaş çözüldü adeta. Gözlerinden yavaş yavaş akan damlalar hızlıca çoğaldı ve gözyaşları ile duşunu aldı.

Saçını şampuanlarken de yüzünü sertçe ovarak yıkarken de ağladıkça hareketlerini daha güçlü hale getirdi. Kafa derisini kazımaya çalışır gibi yıkadı saçlarını, duruladı, kremledi. En son canı acıdığını hissettiği için ağlamasını da şiddetlendirdi. Canı acıdığı için ağlıyordu, suyu da fazla sıcak açmıştı o da canını yakıyordu. Canı acıdığını kendine hatırlatıp gözyaşları kuruyana kadar göğsündeki ağrı geçene kadar ağladı..

Uzun bir süre duşta kaldıktan sonra bornozuna sarındı, gözleri şiş bir halde banyodan çıktı. Sevgilisi hala evde olabilir miydi? Bilmiyordu..

Üstündeki bornozu beline sıkıca bağladı ama kıvırcık mavi saçları krem rengi bornozunun açık bıraktığı omzuna düşüyordu tane tane. Islak damlalar göğsüne ve sırtına akarken daha bir adım atmıştı ki duyduğu sesle durdu.

"Mihrimah," dedi pürüzlü sesiyle genç adam. Koltukta oturmuş dirseklerini dizlerine yaslamış kederli bakışları ile adeta yalvararak ona bakıyordu. "Konuşabilir miyiz?"

Hafif dolanan dili ile masadaki viski bardağına dikkatini çekmişti. Şişenin neredeyse tamamen boştu, tüm şişeyi içmiş olamazdı değil mi?

"Yeterince konuştuk, evine gitmen gerek artık." dedi ama sarhoşluktan kızarmış gözlerine baktı sevgilisinin. Bu halde araba süremezdi. "Neden bu kadar içtin!" diye ekledi öfkeyle.

"Eve gidee-mem.." dedi dili birbirine dolaşırken. Ayağa kalktı biraz sendelese de dengesini korudu. "Beni bu halde araba sürmeye göndermezsin değil mi?" Sanki cevabını bildiği bir soruyu sorarmış gibi rahattı Metehan.

Mihri, omuzlarındaki saçlarını elinin tersiyle savurdu. Uçlarında tutunan bir kaç damla su etrafa sıçradı. Gözlerine kederli bir şekilde bakan sevgilisi bu arada ona bir kaç adım yaklaşmıştı ve savrulan su damlalarından bir kaçı genç adamın yeşil tişörtünün üstüne geldi. Bu hareketle kızarmış yeşilleri genç kadının gözlerinden yavaşça saçlarına takıldı. Islak saçlarını ve damlaların takip ettiği güzergahı o da gözleriyle takip etti. Mihrimah bakışlarının yoğunluğundan rahatsızca bir adım geri atmak istedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Köy, Huzur, SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin