eve doktor ziyareti, güzel Mihrimah

419 30 1
                                    

"Senin ne işin var kız burada?" 

"Asıl senin ne işin var?"

Gökhan karşısında yanakları soğuktan kızarmış ona şaşkınca bakan kıza bakıp yanındaki adama döndü.

"Doktor bey? Gelirken hemşirenizi de getirmişsiniz."

"İhtiyaç oluyor biliyor musun," dedi üşümüş bir şekilde Yavuz. "İçeri buyur etmeyecek misin?"

Gökhan önlerinde kapı gibi duran bedenini hafif kenara çekti. Yavuz ayağındaki botları çıkarıp sıcak köy evine girdi ve huzurla sıcağı içine çekti. Buraların soğuğuna hala alışamamıştı.

Güllü üşüyen ellerini birbirine kenetleyip ısıtmaya çalıştı. Hava soğuk olduğu için mi yoksa karşısında görmeyi beklemediği genç adamı gördüğü için mi titriyordu elleri. Bakışlarını kaçıramadan inceledi Gökhan'ı. Normalde kısa olan saçları görevde olduğu sürede hafif uzamıştı. Hep sakalsız gördüğü yüzünü bu sefer hafif kirli bir sakal çevrelemişti. Yorgun ama şaşkın bakışları kendini bulduğunda yerinde kıpırdanıp hala kapının önünde ona bakarak dikilip kaldığını fark etti. Utanç yanaklarını hızlıca kırmızıya boyarken yere koyduğu büyük ilk yardım çantasına uzandı. Soğuktan üşümüş ve titreyen elleri ağır çantayı tutmakta zorlandığında ise Gökhan aralarındaki mesafeyi hızlıca tüketip çantaya uzandı.

Gökhan'ın sıcak ve kocaman elleri, genç kadının ufak ellerinin üzerine kapanınca bakışlarını dibindeki adama odakladı Güllü. Genç adamdan yayılan parfüm kokusu içeriden gelen sobanın kokusuyla birleşmiş kalbine bayram ettirmişti adeta. Aniden atışını hissettiği kalbi kendine yük olurken bakışlarını genç adamdan ısrarla ayıramıyordu.

Gökhan da genç kadından pek farklı durumda değildi. En son bir kahve içmeyi teklif ettiği genç kadını böyle apansız karşısında görünce ne diyeceğini bilememişti. Gençliğinden beri kadınlarla nasıl konuşacağını asla düşünmek zorunda olmamasına rağmen şimdi dili tutulmuş gibiydi. O yüzden karşısında ona utanarak bakan genç kadına hiçbir şey diyemeden bakmak kendini de şaşırtıyordu. Genç kadının soğuk eli sıcacık elinin içinde kaybolurken ısıtmak ister gibi okşadı başparmağı ile.

"Güllü bir damar yolu açalım!" diye içerden seslenen Yavuz'un sesi birbirine bakan ikilinin kendine gelmesini sağladı. Güllü hızlıca elinin çantadan çekerken suçlu hissettiği için kızarak söylendi.

"Ne girdin dibime be!"

Gökhan bir anda çirkefleşen genç kadın karşısında kaşlarını çattı.  "Ben mi girdim dibine!"

"Sen girdin tabi," saçlarını kızaran yanaklarından savurup kulağının arkasına sıkıştırdı. "Hem neye şaşırdın bu kadar da bakakaldın Yüzbaşı?"

Gökhan, genç kızın utandığı için kızaran yanaklarını görmüş ve bundan inanılmaz bir keyif almıştı.

"Bir anda karşımda görmeyi beklemiyordum. Şaşıramaz mıyım?" dedi. Güllü ayağındaki botları çıkarmaya çalışırken sözüne devam etti. "Hem senin bana bir kahve sözün vardı." 

Güllü ayağındaki botları çıkarıp kenara koydu ve alttan bir bakış attı genç adama. "Kahve teklif etmiştin, kabul ettim demedim Gökhan Yüzbaşı."

Gökhan ona burnu havaya kalkık bir şekilde diklenen genç kıza yandan bir gülüş atıp duvara tek omzunu yasladı. Genç kızın utancını üzerinden atıp onunla inatlaşmaya başlayan halini gülümseyerek seyretti. Güllü beresini kafasından çıkarıp genç adamın kucağına fırlattı ve Metehan'ın yattığı odaya giderken emir verdi. 

"Çantayı odaya alalım Yüzbaşı."

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Köy, Huzur, SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin