"Felix, lütfen konuşur musun benimle?" Chan elini tutup kardeşinin gitmesine engel oldu.
"Bak, hala sinirliyim ve şu an okuldayız. Bana biraz zaman ver abi." Elini kaldırıp gayet net bir şekilde açıklarken son kez abisine bakmış ve çıkmıştı sınıftan.
Dün her ne kadar Hyunjin ve Jeongin'le kafasını dağıtsa da gece düşünmekten uyuyamamış, siniri de geçmemişti. İçten içe üzülüyordu, abisi ona bir ilişkisi olduğunu söyleyemeyecek kadar güvenmiyor muydu? Ya da abisini korkutmuş muydu?
Kırgın ve meraklıydı ama cümlelerini toparlamak uzun zaman alacakmış gibiydi. Yorgun bir nefes verirken aşağı inip bahçede oturmaya karar verdi.
Kötü hissettiğinde, yalnız kalmak istediğinde ve yorulduğunda gittiği bir yer vardı. Okulun arkasındaki spor salonu binasının arkasında, arada bir yerde kalıyordu ve orayı gerçekten seviyordu. Kafasını rahatlatmak için gittiği birkaç yerden biriydi.
Kimsenin olmadığına emin olduktan sonra yavaşça ilerledi ve duvara oturup arkasına yaslandı. Cebinden kulaklığını çıkarırken onu rahatlacak bir müzik de açmış, gözlerini kapatmıştı.
Şimdiden iyi hissettiğini söyleyebilirdi.
Sessiz sessiz mırıldandı biraz, sonra gözlerini açtı. Duvarın üstünde bulduğu bir taşı alıp oynadı. Biraz parktaki çocukları izledi bir de, tatlılardı. Üstlerindeki okul formaları çıkıştan sonra hemen geldiklerini belli ediyordu, gülümsedi. Küçükken o da arkadaşlarıyla okul biter bitmez parka giderdi. Bakınca bir anda yaşlanmış hissetti kendini, sonra sadece 16 yaşında olduğu geldi aklına, güldü.
∞ ₒ ˚ °𐐪𐑂° ˚ ₒ ∞
"Konuşmayı reddediyor hala, bir şey yapamamak canımı sıkıyor." Chan çenesini eline yaslamış, öylece masaya bakarken konuştu. İçeriden gelen sevgilisi ise önüne şarap şişesi ve kadehleri bırakmıştı.
"Empati kurunca ben de pek iyi hissetmiyorum, yalan söyleyemeyeceğim. Ona biraz zaman ver, seninle sonsuza kadar küs kalacak değil. Felix düşüncesiz biri değil." Şarabı kadehlere doldururken düşüncelerini dile getirdi Seungmin.
"Sana karşı nasıldı bugün?"
"Normalden daha soğuk ve mesafeli. Derse katıldı ama yüzüme bile bakmadı." Bir şeyler söyleyecek olan sevgilisini durdurdu. "Sorun etmiyorum, kötü hissetme benim için."
Chan araladığı ağzını geri kapatırken dudaklarını büzdü. "Teşekkür ederim."
"Bir şey yapmadım, ben de endişeleniyorum." Yanağını okşayıp gülümsedi.
"Başında söylemeliydik, neden sakladık ki?"
"O zamanlar annenlerle arası kötüydü hatırlıyorsan ve Felix'i daha fazla yormak istememiştin. Zaten yakalamasa bugüne kadar öğrenmiş olacaktı." dedi Seungmin başını yana eğip.
Chan kötü hissediyordu. Felix'in neler düşündüğünü, aklından neler geçirdiğini tahmin edecek kadar tanıyordu bu yüzden daha üzücü hale geliyordu her şey. Yine de o izin verene kadar zorlamayacaktı kardeşini.
Daha önce de ilişkileri olmuştu ancak bu sefer durum farklı olduğu için saklama gereği hissetmişti zamanında. Seungmin zaten kardeşinin bizzat tanıdığı, en sevdiği öğretmeniydi ve öyle olmayacaksa da bile kötü bir tepki almaktan korkmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/320337488-288-k435625.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
305 | hyunin
Teen Fictionit's 3.05 i'm on a rollercoaster ride hoping you don't change your mind i don't wanna let go never been so sure in my life