° 𐐪𐑂 ♡ 𐐪𐑂 𝟐𝟗 𐐪𐑂 ♡ 𐐪𐑂 °

121 13 5
                                    

Fazla sıcakladığımı hissedip yerimde kıpırdanırken uyanmıştım artık. Üstümdeki kalın yorganı atarken terlediğimi fark ettim, oda soğuktu ama ben terlemiştim. O soğuğun vurmasıyla hafif titrerken pencereden dışarı baktım, hava kapalı ve yağmurluydu. Hyunjin neredeydi?

Yataktan kalkıp odamdan çıktım, hiç ses yoktu. Işıklar kapalıydı ve kapalı havanın da etkisiyle karanlıktı biraz. Aşağı inerken televizyondan gelen sesleri fark ettim, bir haber kanalı açıktı. Basamakları indikçe babamın koltukta oturan bedenini görmeye başlamıştım. Pür dikkat televizyona bakıyordu. "Baba?"

Gözleri bana dönerken gülümsedi. "Günaydın oğlum, iyi uyudun mu?"

İyi uyumuş muydum? Hala yorgun hissediyordum ama başımı salladım. Ev neden bu kadar soğuktu?

"Günaydın, oğlum. Aç mısın, kek yaptım sana." Tanıdık sesle soluma döndüğümde gözlerime inanamadım. Annem, elinde kek tabağıyla bana gülümsüyordu.

"Anne?"

"Ah, yeni uyandın, elbette acıkmış olmalısın. Hadi gel, kek soğumadan yiyelim."

"Anne, sen..." dedim ama cümlelerim yarım kalıyordu, devam edemiyordum.

"Annenin sözünü ikiletme, Jeongin." Babamın izlediği televizyondan dönüp beni uyaran sesiyle başımı salladım. Annemin arkasından mutfağa giderken daha da üşüdüğümü hissediyordum, ev niye bu kadar soğuktu anlamıyordum.

Masaya oturup annemin gülümseyen yüzüyle bana bir dilim koymasını izledim. Hala anlam vermekte zorlanıyordum, annem ölmemiş miydi?

"Al bakalım, bol kirazlı yaptım bu sefer, tam istediğin gibi."

"Teşekkür ederim."

Bir çatal aldım, tadı çok güzeldi her zamanki gibi. "Beğendin mi?" dedi beklentili gözlerle. Bu sırada yanıma oturmuştu.

"Çok güzel olmuş, ellerine sağlık." Her çatalda garip hisler kalbimi doldurup taşırıyordu. Ağlamak istiyordum ama bir yandan da deli gibi kahkaha atmak. Annemin keki çok güzeldi.

"Afiyet olsun bebeğim."

İçimdeki ağlama isteğini bastırdım ve gülümsedim annem gibi. Yine de onun kadar güzel gülmediğime emindim.

"Anne, Hyunjin nerede?"

Başından beri şefkatli bakan gözleri bu sefer üzüntüyle doldu. "Hyunjin yorgun oğlum, evine gitti."

"Yorgun mu?"

"Unuttun mu? Çok çalıştı Hyunjin, çok çabaladı senin mutlu olman için. Yoruldu, şimdi de dinleniyor. Sen de yorgundun ama şimdi iyisin." Emin olmak ister gibi gözlerimin tam içine baktı ve elini omzuma koydu. "İyisin, değil mi?"

Bilmiyordum, iyi miydim? Ne hissettiğimden emin değilim.

"Anne ben seni çok özledim."

Bakışları yumuşadı. Elleri saçlarımda yer buldu bu sefer, okşadı güzelce. "Biliyorum bebeğim, ben de seni çok özledim."

"Sen... Bir daha gitmeyecek misin?"

Üzüldüğünü bu kadar net görmek kalbimi hızlandırmıştı. Gidecekti.

"Gitme anne. Neden gidiyorsun ki? Bırakma beni."

"Seni bırakmıyorum ki," Gülümsedi. "Ben hep yanındayım, görmüyor musun beni?" Başımı salladım iki yana. Onu nasıl görebilirdim? Benim annem ölmüştü.

305 | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin