"Soojin, dişlerini fırçaladın mı?"
Salondan seslenmesiyle unuttuğunu fark ederek yatağından fırladı küçük kız. Odasındaki banyoya girerken arkasından da babası gelmişti. Neyse ki diş macununu fırçasına sıkacak kadar vakti olmuştu, şimdi de fırçalamaya başlıyordu.
"Fırçalıyorum babacığım." Ağzındaki fırçaya rağmen konuştu ve tatlı bir şekilde gülümsedi.
"Küçük cadı seni, ben seslenince koştun buraya, değil mi?" Jeongin gözlerini kısıp ellerini beline yerleştirdi.
Küçük kızı yakalanmasıyla kıkırdarken arkasını döndü ve fırçalamaya devam etti dişlerini. İyice temizledikten sonra da onu izleyen babasının dibine girmişti. Aşağıdan aşağıdan ona bakarken şirin bir sesle konuştu. "Bu gece de bana bir şeyler anlatır mısınız babacığım? Lütfen, lütfen, lütfen..."
Israr ederken Jeongin dayanamayıp güldü ve kızını kucağına aldı. Odadan çıkarken hedefi kendi yatak odası olmuştu. Soojin, Hyunjin babasını görür görmez kucağından indi ve koştu.
"Babacığım!"
Pijamasının düğmelerini ilikleyen Hyunjin gülüp kızına baktı. "Bebeğim dur, üstümü giyiniyorum." İşini bitirdikten sonra ise kızını kucağına alıp boynundan öptü sıkıca. "Oh! Mis gibi kokuyorsun!"
"Küçük hanım yine dişlerini fırçalamadan yatacaktı."
Jeongin bu güzel görüntüyü izlerken yatağın kenarına oturdu.
"Soojin isterse diş fırçalamayabilir ama dişleri çürürse canı çok acır. Kızımız bunun bilincinde olan biri, değil mi babası?" Hyunjin nazikçe konuştu ve kızını tekrar öptü.
"Evet."
"Baba, bu gece de gençlik hikayelerinizden anlatır mısınız? Lütfen, lütfen, lütfen..."
Hyunjin gülüp eşine baktı. "Ne dersin babası? Anlatalım mı?"
"Anlatalım bakalım."
Beraber Soojin'in odasına geçtiler ve kızlarını aralarına alıp uzandılar.
"Nasıl tanıştınız baba? Onu anlatır mısınız?"
Jeongin o anılar aklına dolar dolmaz gülümseyip Hyunjin'e baktı. İstemsizce utanmıştı, yanaklarının kızardığını hissedebiliyordu.
Hyunjin onaylayıp anlatmaya başladı.
∞ ₒ ˚ °𐐪𐑂° ˚ ₒ ∞
Bahar aylarının başında, güneşli ve güzel bir günde Seul Lisesi öğrencileri dersteydi. Herkes dikkatle biyoloji dersini dinlerken bir yandan da not tutmaya çalışıyorlardı. Hocaları Bang Chan, bu dersi en eğlenceli hale getirmek için çabalarken bu çaba kesinlikle boşa değildi. Tüm öğrencilerin derse katılması her derste olmayan bir şeydi 10-8 öğrencileri için.
"Bu soruya kim kalkmak ister?" Hocanın sorduğu soruyla neredeyse herkesin eli kalkarken yüzünden bile ne kadar çok istediği belli olan bir kişi daha çok öne çıkıyordu. Belki de bu en önde oturmasından kaynaklıydı.
"Evet, Jeongin. Çok isteklisin bakıyorum." Chan gülümseyerek öğrencisine baktı.
"Bu soru tarzını çok seviyorum hocam." Jeongin utanarak gözlerini kaçırdı ve tebeşiri alıp soruyu çözmeye başladı, bir yandan da anlatıyordu. Hatasız çözmeyi başardığında ise hocası onu tebrik etmişti. Henüz oturmadan tekrar sorunun üstünden geçerken bir anda sınıf kapısının çalınmasıyla herkesin bakışları oraya döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
305 | hyunin
Roman pour Adolescentsit's 3.05 i'm on a rollercoaster ride hoping you don't change your mind i don't wanna let go never been so sure in my life