1k okunma icin tesekkurler!!! 🥺😭😭😭💖💝💗💘❣️💕💖💝❣️💘😭😭🥺💝💖💗
"Öptüm onu! Felix ben resmen Hyunjin'i öptüm! Delireceğim şimdi! Nasıl yaptım?" Bir yandan yerimde tepinirken bir yandan da bağırıyordum. Daha doğrusu sessizce çığlık atıyordum çünkü annemler uyumuştu.
"Hayırlı olsun Jeongin, artık uyuyabilir miyim?" O kadar heyecanlanmıştım ki gecenin üçünde Felix'i arayıp uyandırmıştım. Tabii o şu an benim enerjime ayak uyduramıyordu.
"Uyuyamazsın! Bak, öptüm onu diyorum, sokağın ortasında diyorum, kaçtım gittim diyorum." Yavaş yavaş konuşurken aklıma gelen ihtimalle duraksadım. "Ya nefret ettiyse benden? Ya off, ya hoşlanmadıysa, iğrendiyse? Felix ben yanlış mı yaptım? Bir daha konuşmazsak çok üzülürüm."
Yatağıma oturup alnımı elime yasladım. "Felix?"
Ses yok.
"Uyudun mu ya? Of!" Çok da haksız sayılmazdı, tamam. Telefonu kapatıp iki taraflı düşüncelerime karşılık gülümsedim. Hyunjin hoşlanmadıysa gerçekten kötü olurdum ama... Hoşlandıysa gerçekten bir şeylerin başladığının işareti olurdu bu.
"Tanrım... Lütfen, lütfen her şey güzel olsun."
İçimden ettiğim duaların ardından yüzümdeki gülümsemeyle uyuyakaldım.
Hafta sonu bitip de yeni bir okul haftasına başladığımızda Hyunjin'in hareketlerinin kötü anlamda değişmemesi beni ciddi anlamda rahatlatmış ve mutlu etmişti. Hatta daha yakın davranmaya başlamıştı bana ve bazen onu, bana bakarken yakalıyordum. Tabii hemen gözlerimi kaçırıyordum utandığımdan.
Onu öptüğüm günün üstünden bir hafta kadar geçmişti. Tam olarak bu hafta, sınav haftamızın başladığı haftaydı. İlk yazılımız matematikken ikinci gün fizik sınavımız vardı, tabii ki de fazlasıyla hazırlıklı olduğum yazılıydı.
Fizik yazılısından önceki gece, son tekrarlarımı yaparken gayet rahattım ancak aldığım bir mesajla meraklanmıştım. Hyunjin, fizik yapamadığı konusunda yakınıyordu ve gerçekten stresli olduğundan bahsediyordu.
Çalan kapıyı açıp gülümseyerek baktım karşımdaki kişiye. "Hoş geldin!" Benim aksime daha sakindi.
"Hoş buldum."
"Gel, odama gidelim." Koluna girip onu direkt odama çıkartırken canının sıkkın olduğunu görebiliyordum.
"Ama böyle sıkma canını, ben anlatırım sana ne anlamıyorsan. Üzülme." Sandalyeme oturtup gülümsedim. "Hem kirazlı kek de yeriz, şarkı da dinleriz. İster misin?"
Tamam, bu söylediklerim onu gülümsetmekte başarılı olmuştu. Ufak tebessümüyle eğdiği bakışlarını bana çevirdiğinde daha çok gülümsedim.
"İsterim."
"Tamam o zaman, sen hazırlık yap ben de keklerimizi getireyim." Ellerimi çırpıp odadan çıktığımda olabildiğince hızlı hareket ediyordum. Annem ve babam şu an evde olmadığı için daha şanslıydım sanırım, rahat olabilirdik.
Birkaç dakika içinde tabakları ve meyve sularını hazırladıktan sonra elimdeki tepsiyle çıktım yukarı. Elbette aynada kendimi kontrol etmeyi ve hafif bozulan saçımı düzeltmeyi unutmamıştım.
"Geldim~"
O an fark ettiğim şey beni gerçekten şaşırttı, Hyunjin altını değiştirmişti. "Sen üstünü mü değiştirdin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
305 | hyunin
Подростковая литератураit's 3.05 i'm on a rollercoaster ride hoping you don't change your mind i don't wanna let go never been so sure in my life