Bu bölümü güzel bebeğime ithaf ediyorum :)
"Anlamıyorsun Felix, çok farklı hissediyorum onunlayken. O çok güzel, her şeyiyle mükemmel." Koridorda yürürken elimdeki kitapları daha sıkı sardım. "Gülünce güzel, sakin yüzü güzel, saçları güzel, bunlar olmasa bile o kadar iyi biri ki... Çok nazik ve anlayışlı."
Felix durup bana bakarken bıkkın bir nefes aldı. "Anladım, aşıksın yani." Bana bakmadan yürümeye devam ettiğimde kaşlarımı çattım.
"Felix! Dursana ya." Yanına geldiğimde koluna sarıldım hemen. "Kıskandın mı sen beni?"
"Ne kıskanacağım canım ben seni?"
Evet, resmen kıskanmıştı. "Ya ama canım arkadaşım, seni unutmuyorum ki. Hem hoşlandığım kişiyi sana anlatmayayım da kime anlatayım? Senden başka yakınım yok benim."
Dudaklarını büzdü. "Ama böyle dersen yumuşarım ben, of."
"Seni unuttuğum falan yok, kimse de yerini almayacak. Düşünme sakın böyle şeyler."
Bir süre durup kafasını salladı. "Tamam."
"O zaman ben gidiyorum, Chan hocaya birkaç soru sormam lazım. Görüşürüz bebeğim." Yanağından öptükten sonra gülümsemesiyle ben de gülüp merdivenlere yöneldim. Biyoloji laboratuvarına çıkarken sınıf arkadaşlarımı görünce selam vermiştim.
Elimde üç koca test kitabıyla merdivenleri çıkarmayı bitirdiğimde nefeslendim. Bu kitapların bu kadar kalın olması sinir bozucuydu, neden bölümlere ya da fasiküllere ayırmıyorlardı ki? Kafamı iki yana sallayıp biyoloji laboratuvarına adımladım. Dersin başlamasına daha vardı ama çok fazla öğrenci olmadığını umuyordum çünkü Chan hocanın başında hep öğrenci oluyordu, onu boş yakalamak zordu.
Sınıfa geldiğimde açılmayan kapıyla kaşlarım çatıldı. "Neden burada değil ki?" Camdan içeriyi incelerken bıkkın bir ses çıkardım. Öğretmenler katına yani en alt kata kadar geri inmem gerekiyordu ve orada da yoksa boşu boşuna yorulmuş olacaktım. Oflayıp gerisin geri döndüm.
Birkaç dakikada indikten sonra geldiğim öğretmenler odasında da yoktu. Diğer hocalar da görmemişti ve bu iş iyice sinir bozucu oluyordu. Elimde koskoca üç test kitabıyla tüm okulu turlamak hobilerim arasında yoktu bir kere. Mecbur sınıfa dönecektim çünkü daha fazla yorulmak istemiyordum.
∞ ₒ ˚ °𐐪𐑂° ˚ ₒ ∞
"Neyin var senin? Ayrıldığımızdan beri bir donuksun, dalıp dalıp gidiyorsun." Okuldan çıktığımızdan beri sessizce öylece yeri izleyen Felix'e bakıp durdum. "Endişelenmeli miyim?"
"Jeongin ben görmemem gereken bir şey gördüm." Bir anda bana döndüğünde tek nefeste söyledi. Kaşlarım daha da çatılırken ne olduğunu anlamaya çalıştım. Aklıma hemen kötü senaryolar getirmemeliydim.
"Ne gördün?"
Gözlerini kırpıştırıp etrafa gezdirdi birkaç saniye. "Bunu sana anlatmam ne kadar doğru bilmiyorum ama... Of! Neden ya neden? Neden görmek zorundaydım bunu?" Ağlar gibi ses çıkardığında yere çömelip elleriyle yüzünü kapatmıştı.
"Endişeleniyorum bak, ne gördün bu kadar kötü? Söz, anlatmam kimseye."
Başını kaldırıp parmağını uzattı. "Kimseye ama?"
"Söz."
Derin bir nefes alıp dudaklarını yaladı. "Ben son dersten önceki teneffüste Seungmin hocanın yanına gittim, soru soracaktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
305 | hyunin
Fiksi Remajait's 3.05 i'm on a rollercoaster ride hoping you don't change your mind i don't wanna let go never been so sure in my life