"Sınav süresi bitmiştir, çıkabilirsiniz arkadaşlar." Seungmin hocanın sesiyle herkes hareketlenirken son sınavın da bitmesiyle rahat bir nefes vermiş ve yerimde esnemiştim. Sınavı erken bitirip o kütüphane sessizliğinde gelen uykunun tadı başkaydı gerçekten.
Kendi sınıfıma geçerken koridorda Felix'le karşılaşmıştım. "Nasıldı?" dedim formaliteden de olsa. İngilizce sınavından çıkmıştık, en basiti yani.
"O kadar kötüydü ki anlatamam. Ana dilimi unutmuşum." Dalga geçerek konuştuğunda ben de kıkırdadım ve beraber sınıfıma geçtik. "Of ya! Dersimiz Bayan Kim'e. Kadın taktı bana bu sene, ne oldu anlamıyorum da." Durup başını salladıktan sonra geri döndü bana."Hyunjin hangi sınıftaydı?" dedi onu göremeyince. Dudaklarımı büzdüm. "Dokuzların katındaydı sanırım, gelir şimdi." dememle girmişti sevgilim içeri. "Bitti sonunda!" diyerek kollarını kaldırdığında güldük hepimiz, onu duyan birkaç sınıf arkadaşımız dahil.
"Evet, bir yazılı haftasını daha atlattık, düşünceleriniz nedir Bay Hwang Hyunjin?" Elimi mikrofon gibi uzattığımda büyük bir ciddiyetle ellerini beline koydu Hyunjin. "Öncelikle tüm okul arkadaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. Zor ve bir o kadar da uzun bir sınav haftasını an itibariyle geride bırakmış bulunuyoruz ve hepimiz için büyük bir gurur. Sevgilim Bay Yang Jeongin sayesinde yüksek notlar alacağıma eminim! İzninizle onu yemek istiyorum şimdi." deyip yanaklarımı sıktığında ufak bir çığlık kaçmıştı ağzımdan. Sınıftakilerin bizi izlediğine emindim ve utandığım için kızarmıştı hemen yanaklarım.
"Kiraz yanaklım benim! Nasıl da utandı hemen!" Beni kendine çekip yanağımdan öptüğünde Felix tezahürat yaptı kendince, hemen susturdum onu. "Sınıfta yapma şöyle Hyunjin ya!"
"Ama çok özledim, ne yapabilirim?"
"Bütün hafta, her gün her saat birlikteydik. Aynı evde yaşıyoruz biz Hyunjin."
"Kırıyorsun ama." Belime sarılırken kıkırdayıp etrafıma baktım. Kimsenin dikkatinin bizde kalmadığına emin olduğum anda ise boynuna bir öpücük bırakmıştım hızlıca. Fazlasıyla minik ve hızlıydı. Hyunjin beklemediğini belli eden bir şaşkınlıkla geri çekildi ve elini ağzına kapattı. "İnanamıyorum! Jeongin..." Atomu parçalarına ayırmışım gibi bir tepki verirken yanaklarımı ellerimle kapattım ve yerime oturdum. "Şş!" dedim elimi ona uzatıp. "Sakın bağırma, yeterince utandım zaten."
Felix önüme oturup bana döndü. "Çocuğun hayalini gerçekleştirdin yalnız, nasıl bağırmasın."
"Çok utanıyorum, lütfen okuldan sonraya saklayın."
Hyunjin yeni çıkan o şarkının hareketlerini yapmaya başlarken Felix de sözlerini söylemeye başlamıştı. "I'm super shy, super shy but wait a minute while I make you mine, make you mine"
Tüm sınıfın odağı yine bizdik tabii ki. Gülerek onları izlerken ben de el hareketlerinden ufacık yaptığımda onlara katılmam için kolumdan çekiştirmeye başladı Felix. Kalkmamak için verdiğim savaşı kazanırken birkaç kişi de katılmıştı onlara.
"And I wanna go out with you, where you wanna go? Find a lil' spot, just sit and talk, looking pretty, follow me..."
Bir anda tüm sınıfın bu kadar eğlenmek istemesi beni şaşırtsa da onlara alkış yapmayı ihmal etmemiş, hoca gelene kadar eğlencelerine destek çıkmıştım.
"Sınavlar bitti, keyfiniz yerinde tabii!" diye gülerek içeri giren Chan hocayla herkes durup yerine koşarken Felix bana öpücük atıp kaçmıştı. "Felix koş! Hocanız derse girdi çoktan!" Bize dönüp güldü. "Aslında girmedi ama birazcık adrenalinden bir şey olmaz, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
305 | hyunin
Genç Kurguit's 3.05 i'm on a rollercoaster ride hoping you don't change your mind i don't wanna let go never been so sure in my life