° 𐐪𐑂 ♡ 𐐪𐑂 𝟏𝟏 𐐪𐑂 ♡ 𐐪𐑂 °

292 34 37
                                    

uzun zaman sonra selamm ol yorum bekliyorum cunku bu bolum en sevdigim bolumlerden biri!! iyi okumalarr


"Güzelim sakin ol, neden bu kadar gerildin?" Chan sevgilisinin saçlarını okşadı gülerek. "Felix tanımadığın biri değil."

"Tam olarak bu yüzden geriliyorum! Karşısına öğretmeni olarak değil, abisinin sevgilisi olarak çıkıyorum." Seungmin oflayıp başını tezgaha yaslarken yerinde kıpırdandı. Gerginlikten karnına ağrılar girdiğini en son üniversite sınavında yaşadığını hatırlıyordu. 

"Bu kadar gerilmene gerek yok, yemeyecek seni. Sadece bir yemek yiyeceğiz ve biraz vakit geçireceğiz."

Kafasını salladı Seungmin doğrulup. "Hiç yardımcı olmuyorsun." Ciddi değildi ama Chan'ın bu kadar rahat olması bile onu geriyordu. Felix'i her zamanki nazik olan haliyle değil de böyle her şeyi eleştirmeye gelen kaynanalar gibi düşünmeden edemiyordu. 

"Sen sakinleş, ben içeri geçiyorum." Chan son kez okşamıştı sırtını ve gitmişti. Kardeşiyle karşılıklı otururlarken telefonunu kenara bıraktı Felix. "Bir sorun yok, değil mi?"

"Yok, hayır." Abisinin gülümsemesiyle biraz şüphelense de bir şey demedi. "Sen rahat mısın?"

"Rahatım." dedi Felix az önce yaşadığı durumu unutmaya çalışarak. "Evi güzelmiş." Tekrar gezdirdi gözlerini duvarlarda. Hocasının -yani Seungmin'in- iyi bir zevki vardı.

"Rahat olmana sevindim." Chan ellerini birleştirmiş, dirseklerini de masaya yerleştirmişken aslında garip bir ortam vardı. Felix ne diyeceğini pek bilemiyor, Chan heyecanlanıyor ve Seungmin mutfakta ruhsal çöküşler yaşıyordu. Hepsinin bu kadar farklı havalarda olması komikti de. 

Birkaç gün önce Seungmin biraz bu garipliği gidermek için sevgilisini ve kardeşini kendi evinde yemeğe çağırmıştı. Tabii şu an biraz pişman oluyormuş gibi hissetse de bu kötü anlamda değildi. Felix'le konuşmalarına rağmen gergindi işte, kafasında büyütmüştü. 

"Abi," dedi Felix biraz öne eğilip fısıldayarak. "Hocam mı demeliyim hyung mu?" 

Chan kıkırdayıp sevgilisi yanlarına gelmeden birkaç saniye önce cevapladı. "Hyung diyebilirsin." Zaten o sırada elinde yemek dolu tabaklarla gelen Seungmin'le de doğrulmuşlardı yerlerinde. Pek bir diyalog geçmeden yemekler tamamlandıktan sonra kahverengi saçlı adam merakla bakıyordu Felix'in tepkisine.

"Nasıl olmuş? Beğendin mi?" Daha ilk lokmayı aldığında sormasıyla Felix gülmemek için zor tuttu kendisini ama abisi tam tersiydi, kıkırdıyordu. 

"Çok güzel olmuş, ellerinize ay yani ellerine sağlık." Ufak çaplı bir öksürük krizini atlatırken Seungmin resmi olmadan konuşmasından hoşlanmıştı. 

"Yiyelim bakalım." dedi Chan çatalını eline alırken. "Sevgilimizin ellerinden." Bunu sadece sevgilisinin duyacağı şekilde fısıldarken diğer çoktan bu sefer büyük çaplı olan bir öksürük krizine girmişti. Nefes alabildiği ilk an Chan'a baktı. "Geri zekalı." 

"Felix, salatadan da al lütfen." Onun rahatlığı o kadar önemliydi ki onun için, Chan'ın gıcıklığının üstünde bile duramamıştı. "Tekrar istersen de söyle, tamam mı?"

Sarışın ağzındaki lokmayı bitirip gülümsedi. "Seungmin hyung, sakin olmanı öneririm çünkü biraz fazla heyecanlı duruyorsun." Bahsi geçen salata tabağını alıp ona uzattı. "Al, sen de ye."

Chan bu anın güzelliğiyle gururlu bir gülümseme kondururken yüzüne, Seungmin duraksamıştı. Bu kadar belli ettiğinin farkında değildi ama sarışının hyung demesi bile fazlasıyla rahatlatmıştı onu. Minnettar bir gülümseme verip aldı salata tabağını.

305 | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin