0 yorumla devam ✌🏻🤩
"İlla vardır bir yerde tarifi, değil mi?" Mutfak dolaplarını karıştırırken hızlı hızlı, Felix de bana yardımcı oluyordu. Her yere bakmıştık neredeyse ama bulamıyorduk bir türlü.
"Burada yok, kitaplığa bakalım bir de istersen." Felix salonu işaret ederken onayladım onu. Beraber koca kitaplığın önüne giderken orta raflardan başladım aramaya. Özellikle defterleri bulmaya çalışırken sarı kapaklı bir defteri çektim tarif defteri olması umuduyla. Beni ise tamamen farklı bir şey karşıladı.
Eunhi teyzenin hamilelik günlüğü.
Kapağına yapıştırılmış fotoğraf Jeongin'e aitti. Birkaç günlükken çekilmiş olmalıydı, fazla küçüktü. Hafifçe gülümsedim ama buruk bir gülümsemeydi bu.
"Buldum!" Felix heyecanla kahverengi bir defteri sallarken elinde ben de rahatlamıştım. "Tarif içinde mi?"
"Evet, başlayalım hadi."
O kalkıp mutfağa giderken ben elimdeki günlüğe son kez baktım ve geri yerine koydum. Artık kirazlı kek yapma vaktiydi.
Malzemeleri bulmamız, keki ilk defa yaptığımız için yavaşlığımız derken bir sürü saat geçmişti aradan. Artık akşam oluyordu ve biz keki fırına yeni koyabilmiştik. Yorgunluğumla sandalyelerden birine oturup dinlenirken sessizlik vardı ortamda. Felix de yorulmuştu.
"Kek olana kadar ben Jeongin'in eşyalarını toparlayayım." dedim boş kalmaya dayanamayarak. Boş kaldıkça düşünüyordum ve düşünmekten kaçtığım çok şey vardı.
"Yardım istersen çağır beni."
Mırıldanarak onu onayladım ve yukarı çıktım, Jeongin'in odasına. Dikkatimi çeken şeylerden biriydi evin temiz olması. Birilerinin geldiğini tahmin ediyordum, bu iyi bir şeydi.
Odaya girdiğimde Jeongin'in kokusunu alamamak kötüydü yine de ama bir tepki vermedim. Kitaplarına ilerleyip sırt çantasına doldurmaya başladım her şeyi. Kalemlerini, sürekli not tuttuğu defterlerini, yarım bıraktığı okuma kitaplarını, ders çalıştığı tableti, gerekli olan her şeyi.
Bir de hem kendisi hem de babası için kıyafet topladım bulduğum bir çantaya. Rahat ve bol olabilecek şeyler almıştım. Tamamen hazır olduğuna inandığımda ise aşağı indirdim çantaları. Biraz ağır olmuşlardı ama bir şikayetim yoktu.
Evdeki ruhsuzluğa rağmen mutfaktan gelen güzel kokuyu alınca değişik hissettim, çantaları girişe bırakıp içeri girdim. "Güzel kokuyor, başarılı olduğumuzun işareti mi bu acaba?" Felix güldüğünde ben de gülümsedim.
"Her şeyi tarifine göre yaptık, eminim güzeldir ama yine de Eunhi teyzeninki gibi olmayacak hiçbir zaman." Bunu keyfimizi kaçırmak için dememiştim. Zaten ikimizin de bildiği bir şeydi.
Sessizlik olunca yine, keki koyabileceğim bir kap aramaya başladım. Büyük, yuvarlak bir tane bulduğumdaysa hemen indirdim onu. "Buna koyalım pişince."
"Tamam ama havlu da koyalım içine, nemlenmesin."
Birkaç dakika sonra kekin piştiğini işaret eden sesle ayaklandık tekrardan. Keki soğumadan Jeongin'e götürmek istiyordum bu yüzden acele ediyordum. "Üstünü kapatmayalım." Felix uyarırken başımı salladım. O, benden daha bilgiliydi bu konularda.
Her şeyi hazırladıktan sonra evden çıkma zamanı gelmişti. Çağırdığımız taksi eşyaları taşımamıza yardımcı olurken en kısa yoldan gitmesini rica etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
305 | hyunin
Novela Juvenilit's 3.05 i'm on a rollercoaster ride hoping you don't change your mind i don't wanna let go never been so sure in my life