20

1.7K 86 5
                                    

Uzun bir süre oldu, yeni bölüm atmıyalı.

Daha sıklıkla atmaya çalışıcam.

Bölüme bol bol yorum yaparsanız çok sevinirim.

Yıldızlamayıda unutmayın.

Bölümde bir mantık hatası yada yazım yanlışı görürseniz söylermisiniz, bende düzeltirim.

Yeni bölüm için fikirleriniz yada bir öneriniz varsa alim bölüm sonuna.

Neyse iyi okumalar aşklarım.
.

.

.

Rahatsızca yerimde kıpırdanarak tüm bakışları üzerime çekmeye çalıştım, fakat hiç bir işe yaramamıştı.

Abimler ve mert, yamaça gözlerini dikmiş dik dik bakarken, yamaçta onlardan geri kalmayarak aynı dik bakışlar ile dördünede yetiyordu resmen.

Ortamdaki gerginliğe daha fazla dayanamayarak boğazımı temizledim.

İlk başta yamaçın bakışları beni bulurken abim gilde sırası ile bana bakmıştı.

Hepsine teker teker baktıktan sonra bakışlarım alp' te durmuştu.

Ağzı kulaklarına varıcak şekilde mert'in kucağından yamaç'a bakıyordu.

Bu tatlılığı yüzümün gülmesini sağlarken aklıma gelen düşünceler ile gülmem yüzümde solmuştu.

Yamaç' ın burada fazla kalmayacağını biliyordum, alp yamaça fazla bağlanır ise ki, şimdiden bağlanmıştı bile. Yamaç giderken fazlası ile üzülecekti.

Geçmişte Yamaç iş için gittiğinde bunu yaşamıştık zaten, bir kaç gün inat edip benim ile hiç konuşmamış yemek dahi yememişti.

Birdaha aynı şeyleri yaşıyacak gibiydik.

Ama bu sefer hafif atlatmamızı umuyordum.

"Eylül, iyimisin bir şeymi oldu, bir yerinmi ağrıyor güzelim" adar abimin sorusu ile bakışlarım ona döndü.

Yüzümü asmamdan dolayı, endişe ile bana bakıyordu.

Bu ne telaş aslanım, sakin.

İçini rahatlatmak istercesine gülümseyerek başımı iki yana saladım" yok bir şey iyiyim " pek inanmış gibi gözükmesede konuyu uzatmak istemediğinden başı ile beni onayladı.

Bakışlarımı yamaça çevirerek aynı gülümseme ile ona baktım.

Gülümsememe karşılık vererek bana göz kırptığında, gülümsemem biraz daha genişledi.

Bu rahat tavırları oldum olası çok hoşuma gidiyordu, ne olursa olsun, ne kadar sinirli olursa olsun, bana her zaman gülümserdi, içimi rahatlatmaya çalışırdı.

"ee ne kadar süre buradasın" sorduğum soru ile, kaşlarını şakacı bir tavır ile çatı.

"ne o kovuyomusun beni şimdiden" kaşları her ne kadar çatmaya çalışsada, sesinde alaycı bir tını vardı.

Söylediği şeyleri güldüğümde tam konuşucaken sözümü Yağız abi böldü "bence kovuyo, gitmelisin" Yağız abimin her ne kadar şakayla karışık söylesede bir yerde ciddi olduğunu gözlerindeki ifadeden anlıya biliyordum. Ve eminimki yamaçta bunu anlamıştı ama çok fazla takmıyor gibiydi.

" biliyosun ki, düğün işleri falan uzun sürcek gibi, beli bir süre burdayım" yamaçın cümleleri ile yüzüm asılsada yandan gelen 'oh' ile bakışlarım yalın abime kaydı.

Yeniden / AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin