26

962 55 13
                                    

Hello
Yeni bölüm.
Kısa ama olsun.

Neyse bir mantık hatası yazın hatası görürseniz söyleyin düzeltiyim.

İYİ OKUMALAR

" Ay vurur ayan beyan, geldum kapına yayan
Sen değil misun beni ha bu hallere koyan" yalın abimin yüksek sesle söylediği şarkıyla gülerek onların bu halini izledim.

Yalın abim, yağız abim, mert, şoför ve tanımadığım bir kaç insan, durmuş resmen horon tepiyolardı, tamam belki şuan evde olsak daha iyi olabilirdi. Ama biz şuan havaalanındaydık, merti uğurlamak için gelmiştik fakat.
Mert tam otabüse binip gidiceken, yalın abim, şoförün Karadenizlili olduğunu öğrenince bu şarkıyı söylemeye başlayıp, bir anda horon tepmeye başlamıştı.

Şarkı Karadenize değilde Tırobzona aiti ama genede sen bilirsin be abi.

Şoförün kolundan tutuğu gibi horon'a başlayınca, ilk  katılan kişi mert olmuştu.

Bir kaç insan tuhaf bakışlar yollarken, bir kaçı horon'a dahil olmuş diğer yolcular ise izleyerek alkış tutmaya başlamışlardı.

İlk başta izlemeyi tercih edip daha sonrasında kendini tutamayıp horon'a yağız abimde dahil olmuştu.

Bense izlemeyi tercih ediyordum çünkü, böyle şeylerde asla becerikli olmamıştım, ne kıvraklık vardı ne de bir esneklik vardı bende. Her zaman roman havası, halay, horon gibi oyunlar oynayan kişilere özenmişimdir. Çünkü ben asla beceremiyorum. Odun gibiydim.

Bir yanımda adar abim diğer yanımda, kucağındaki alp ile yamaç vardı.

Alp, az önce mert'in gidicek olmasından dolayı salya sümük ağlarken şimdi, alkış tutarak gülüyordu.

Adar abim bir kolunu omzuma atarak beni kendine çekti. "sanırım hiç bir zaman büyümicek bunlar" adar abimi gülerek onayladım.

Evet ilk başlarda herkesin odağının bize kaymasından dolayı utanıp, kızarsamda, daha sonrasında, umursamamaya çalışarak kendimi olayın akışına bıraktım. Bendeki akış anca bukadardı, asla o horon'a dahil olmak gibi bir planım yoktu.

Rezil olmaya ne luzum var arkadaşlar.

Ben horon tepmeyi seviyorum, sevmiyorum değil. Ama bir günde 1 saat horon tepilir, 7 saat çekilmez yani bu da tepilmez.

Kafamda bahar candanın sesi yankılanırken, birde içimden buna güldüm.

Tamam iyi değildi kafamdaki ses.

horon tepmeye devam ederken, ben ayakta dikilmekten, yorulmuştum, ama bunlar burda horon tepmekten yorulmamışlardı bile.

Havaalanında yankılanan ses ile bu horon tepme olayı biterken, nefes nefese soluklanarak herkes otobüse doluşmaya başladı.

Şoför ve yalın abim vedalaşırken, mert üzgün gözler ile bana bakıyordu.

Metin yüzündeki bu üzgünlük, şoförün ondan daha üstün olduğu içinmiydi yoksa, az sonra  gidicek olmasından dolayımıydı, karar veremiyordum.

Aslına bakılırsa mertle az önce vedalaşmıştık, ama şuan ona bir kez daha sıkıca sarılmak istiyordum.

"hay ben bu vizelerin anas-" mertin kapadığım ağzı ile susmak zorunda kalırken, sıkıca ona sarıldım.

Mert kollarını sıkıca belime sararken, bir anda, dikleşerek, kambur durduğu pozisyondan, dik bir hale geldiğinde, ayaklarımın yerle ilişkisi kesildi.

Yeniden / AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin