31

684 52 7
                                    


Kafam dağılsın diye yazmak istedim
Öncelikle geçmiş olsun Türkiyem.
Bu deprem olayları eminim hepimizin canını sıktı, kaç can giti, kaç kişi anasız kaldı babasız kaldı, çocuğu öldü.
Diyicek bir şey bulamıyorum, ev değil, mezar yapmışsınız, inşaat malzemesi değil evlere resmen kum kulanmışsınız. Hala kendinizi savunuyorsunuz. Para diye kör olmuşsunuz.

Bir çok ülke destekçi oldu, ben şunu anladım biz kendi içimizde savaş içindeymişiz.

O mütayitlerinde Allah belalarını versin. Daha fazla konuşmak istemiyorum.

İyi okumalar

Bir yazım hatısı mantık hatası görürseniz söyleyin düzeltiyim.

🤶🏿

Burak oturduğu koltuğa iyice yayılarak, iğrenç bir gülümseme ile bana bakmaya devam ediyordu.
Onun bu bakışlarından rahatsız olarak, yerimde kıpırdanarak adar abime baktım.

Adar abimin gözleri üzerimde olduğu için anında göz göze geldik zaten, ama beni şaşırtan şey adar abimin, bakışlarını benden kaçırmasıydı. Gözlerinde gördüğüm sinir, banamıydı yoksa burak'amıydı çözememiştim.

Rahatsızlığımı anlamıştı, fakat bir şey yapmak yerine önüne dönmüştü.

Kırgın bakışlarımı adar abimden çekerek hemen yanında oturan yağız abime baktım. O bana bakmak yerine, zemin'i inceliyordu. Özelikle bakışlarını bana çevirmemeye dikkat ediyordu. Oda bana sinirliydi sanırım.

Son çare olarak bakışlarım yalın abime dönünce. Yalın abimin kırgın bakışlarını gördüm. Omuzlarım düşerken, kendimi ağlamamak için zor tutum.

Burak'a üçüde inanmıştı, diğerlerinin inanıp, inanmaması pek umrumda değildi zaten. Abilerimin inanması beni bitirmişti. Böyle iğrenç bir şeye inanmalarını asla beklemiyordum.

Yalın abim başını iki yana salayarak, bakışlarını benden çekerek buraka çevirdi. Gözlerindeki kırgınlık, kızgınlığa dönüştü o an

Onun bu haraketi ile, gözlerim dolarken, bakışlarımı herkesten kaçırarak, sadece alpe odaklandım.

Düştüğüm bu durum iğrençti.

Burakın bakışlarından rahatsız olduğumu anlamışlardı, fakat kimse birşey yapmamıştı bile.

Bana bir kez olsun sormamış, drek buraka inanmışlardı. Onu sorgulamamışlardı bile. Bu iğrenç iftiraya nasıl inana bilmişlerdiki.

Onların beni bu kadar çabuk kabulenmelerini beklemek benim hatamdı zaten.

Ama insan bekliyordu işte, beni savunmalarını isterdim, korumalarını, ona inanmamalarını isterdim. Yada en kötüsünden, Burakın bu iğrenç iftirası gerçek olsa bile her koşulda arkamda durmalarını isterdim.

Ama benim arkamda durmak yerine ona inanmışlardı. Yüzüme dahi bakamıyorlardı.

Yamaç olsaydı inanmazdı. Sanırım bu yüzden yamaç bende hep bir adım önde olucaktı.

Adar abimin yanında oturan, oğlum, abime öyle bir bakıyorduki, alp'in bakışlarında gördüğüm güven beni birkez daha yaktı.

Alp, abime öyle çok güveniyorduki, burakı görür görmez abimin arkasına saklanmıştı.

Ama abim onu görmezden gelmişti. Hala görmezden gelmeyede devam ediyordu.

Alp Buraktan, korkardı, bunu farketmemek imkansızdı zaten. Abim gilde görmüştü, ama kimse alp'i bile korumaya çalışmamışlardı, beni korumasalar bile, alpi korumalarını beklerdim.

Yeniden / AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin