9

4K 146 7
                                    

5 sene önce

Yazardan

"Burak defol git" yamaç burakın yakasındaki ellerini itirerek bıraktı.

"yamaç sen karışma, bırak eylülü" yamaç sinirle güldü, burakın üstüne doğru yürümeye başladı.

Burak korkarak bir kaç adım geriledi, kendisinden cüseli, uzun boylu, vücudu yapılı bir adamdı yamaç.

Yamaç, sametin can dostunun emanetlerini korumak için herşeyi yapardı, helaki söz konusu Eylül ve Alp ise, gözü kimseyi görmezdi.

Eylül ile yetimhaneden çok yakın arkadaşlardı, Eylül onun en zor anlarında yanında olmuştu, yamaç düştüğünde, ilk koşan Eylül olmuştu,yamaç eylülü kız kardeşi olarak görüyordu.

Samet ile yamaç aynı sınıftalardı, gün geştikçe, daha samimi oldular, gökçe, Eylül, Samet ve yamaç dörtlü arkadaş gurubu oldular, hep birbirlerine destek oldular. Samet eylüle karşı bir şeyler hissetmeye başladığında, yamaç ile takışmaya başladılar.

Yamaç abilik hisi ile eylülü sameten, can dostundan korumaya çalıştı.

Sametin hisleri eylüle zarar vermesinden korktu, ama sametin hislerinden emin olunca, aralarında engel olarak kalmak istemedi.

Yamaç ağladında Eylül kollarını ona açtı, yamaç yıkıldığında eylülde onunla yıkıldı, Eylül yamaçın olmayan kız kardeşi, yamaç eylülün olmayan abisi ailesi oldu. Yamaç eylülü çok iyi anlıyordu, yamaçta Eylül gibi anne ve babasız büyümüş, sürekli dışlanmıştı.

"Burak seni çoğaltmadan önce git yoksa ben olacaklardan sorumlu değilim"

Burak itici bir şekilde kahkaha atı. "yamaç abi Alp'i almadan gitmem"

Yamaç  Burak'ın yüzüne bir yumruk yapıştırdı. Burak acı içinde yere düştü.

"Burak Alp umurunda değil senin bunu ikimizde çok iyi biliyoruz, sen kimisinde Bi çocuğu annesinden ayırmaya kalkıyosun şerefsiz" yamaç yerde yatan, burakın karnına bir tekme yapıştırdı, Burak acı içinde yerde kıvranmaya başladı.

"sen kimisinde eylülün canını acıtmaya kalkıyorsun lan"

İçeride göz yaşları ile, günlerdir görmediği oğlunun kokusunu içine çekti eylül, onuda kaybetmek istemiyordu.

Göz yaşlarını silerek oğlunu sıkıca sardı, alp annesini özlemle kokladı, annesini günlerdir görmüyordu, daha küçücüktü ne olduğunu anlayamamıştı.

Annesi neredeydi babası neredeydi, neyi ona bakmaya gelmemişlerdiki.

Gökçe korkuyla dışarıdaki Burak'a baktı, Burak'a aşıktı gökçe ama,  Burak artık eskisi gibi değildi.

Gökçe vazgeçmek istiyordu ondan ama ona karşı duygularını bırakamıyordu.

Gönüldü bu otada konardı bokada konardı işte.

Yamaç yerde yatan Burak'ın yakasından tutup sürükleyerek bahçeden dışarıya sürükledi.

Sevdiklerine zarar görmesinden çok korkuyordu yamaç.

İçeride herşeyden çok sevdiği iki kız vardı, birde can dostunun minik yavrusu, onları koruyamaz ise kendini çok suçlardı yamaç.

"seni bidaha bu evin önünde görürsem sikerdim Burak, emin ol bunu yaparım" yamaç yaparım derse yapardı bunu Burak'ta çok iyi biliyordu.

Burak başını hızla onaylar şekilde saladı.

"hadi şimdi siktir git, seni ne eylülün ne gökçenin nede alp'in çevresinde görücem" Burak kendine gelince hızla ayağa kalkıp koşarak uzaklaşmaya başladı.

Hangi yürekle gelmiştiki buraya, hangi yüzle.

Yamaç içeri girince gördüğü görüntü ile biraz duraksadı.

Eylül Günlerce görmemekte ısrar etiği
Çocuğunu sonunda kucağına almış özlemle sarılıyordu.

Gözleri gökçeyi aradı, bulamayınca Eylül ile Alp'e bakmaya devam eti, onları böyle görmeyi çok özlemişti.

Eylül psikiyatriste 3 aydır aksatmaksızın gidiyordu, henüz büyük bir sorun yoktu.

Eylülün hastaneye yatması tavsiye edilmişti fakat, Eylül hastaneye yatmamak şartıyla kabul etmişti piskiyatrese gitmeyi.

Eylül yamaç'ı onlara dolu gözlerle baktığını görünce, burukça gülümsedi.

Yamaçta eylüle karşılık gülümseyip, yanlarına adımladı, küçük çocuğun başına minik bir öpücük kondurup, eylülün yanına oturdu ,bir kolunu eylülün omzuna atıp onunda başına küçük bir öpücük kondurdu.

Eylül, yamaç'ın bu davranışı karşısında gülümsedi.

Yamaç her nekadar bu anı bozmak istemesede, konuyu açmak zorundaydı.

Boğazını temizleyerek konuşmaya başladı " Eylül, sametin davası..." yamaç konuşamadı, bunu eylüle nasıl söylerdiki, hayal kırıklığına, umutsuzluğa uğratmak istemiyordu, kardeşini.

Eylül merakla yamaç'a bakmaya devam eti, en sonunda yamaç konuşmaya başladı "davasında bir ilerleme yok hala, ne kamara kayıtları var ortada, nede adamların yüzünü gören birisi siktiğimin otelinde, hiç bir güvenlik görevlisi bile yok" Eylül gözlerini sıkıca yumdu.

4 aydır ortada kayda değer hiç birşey yoktu, ne bir kamara kaydı vardı ne bir tanık vardı, güvenlik görevlileri ise o saatlerde ortalarda yoktu.

Sanki herşey planlanmış gibiydi, sametin öldürülmesi  için kurulmuş gibiydi herşey.

Akılardaki tek soru, samete kim neden böyle birşey yapardıki, sametin kimseye zararı olmazdı.

Kim ne için sameti öldürürdiki.

"bensizmi sarılıyosunuz ayıp" iki kolunuda beline koymuş çatık kaşlarla karşıdaki arkadaşlarına bakıyordu Gökçe .

Eylülün ağlamasına dayanamıyordu gökçe, onun modunu yükseltmek için şebeklik yapıyordu sürekli.

"vallahi alındım, siz beni dışlıyorsunuz, bu üçlünün dışlanan kişiside benim he" gökçe kumral  saçlarını savurarak, arkasını döndü.

Küçük bir çocuk gibi gözüküyordu.

Eylül küçük bir kahkaha bıraktı "gel buraya deli kız" gökçe eylülü ikiletmeden direk Eylül gile sarıldı.

Onların bir parçası eksikti, Samet yoktu aralarında.

Yamaç yemin eti o an içinden, kardeşinin kanını yerde bırakmayacaktı.

Eylülün her tek damla göz yaşının bedelini ödetecekti.

Alp'i babasız burakan bu şerefsizlere hayatı dar edecekti.

Gökçeyi kendisini, eylülü harabeye çevirenler her kimse hepsinin burnundan fitil fitil getirecekti.

Yemin eti.

Gökçe ve yamaç

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gökçe ve yamaç

Çok yakın arkadaşlar
Gökçe şimdiki zamanla 23 yaşında
Eylülden 1 yaş küçük.
Fenomen

Yamaç 26 yaşında
Bir süre yetimhanede büyümüş daha sonrasında bir aile tarafından evlat edinildi.
Doktor.

Yeniden / AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin