"oğlum aç ağzını hadi" Alp omuz silkip başını başka bir yöne çevirdi.
Nerden öğrendin yavrum sen bu omuz silkme hareketini, daha sen 6 yaşında bir çocuksun, omuz silkmek ne ya.
Alp hala bana tirip atıyordu, onu gökçeye bırakıp gittiğim için.
Bu gün alp'in sınıf hocası, küçük bir trafik kazası geçirdiği için, okuldan izin almış dinleniyordu, hoca olmadığı için bende Alp'i okula göndermemiştim.
"yemezsen küserim ama Alp" Alp bana çatık kaşlarla yandan bir bakış atı.
Şuan Alp sanki benim çocuğum değişmişte, Samet ve yalın abinin çocuğuymuş gibi duruyordu.
Aklıma gelen düşüncelerle yüzümü buruşturdum, yok canım az önce ben, kocamla, abimi çiftleştirmedim, siz yanlış okudunuz.
"ben zaten küsüm sana anne, sende küse biliysin" ellerini göğsünde çiçek yaptı. Yanaklarını ısırmamak için kendimi zor tutuyordum.
"ağliyimi ozaman Alp ha, ağlamamı istiyorsan ağlarım annem" dudağımı büktüm.
Bu taktik herzaman işe yarıyordu, ben nasıl Alp 'in tek göz damlasına dayanamıyorsam, alp' te benim tek göz damlama dayanamıyordu.
Alp çiçek yaptığı kolunu çözdü, cidi olup olmadığımı, tartarcasına baktı, cidi olduğumu görünce, kaşığı azına aldı.
Alp e yemeğini yedirdikten sonra, kendi yemeğimide yedim. Biliyorum, Alp kendi yiyebileceği yaşa geldi, ama bu gün inatla yemek istemediği için kendi ellerimle yedirmiştim.
Bulaşıkları yıkayıp bir meyve tabağı hazırlayıp alp'in yanına geldim.
Evet asıl en zor kısım buradaydı. Alp çilek, kiraz ve karpuzu yiyordu rahatlıkla fakat, en sağlıklısı olan muz, kivi, ve ananası yemiyordu.
Ne büyük dert ama demi.
Alp resim yaptığı, defterden başını kaldırıp bana baktı, elimde gördüğü, meyve tabağı ile yüzünü astı.
Alp'i fazla sıkmak istemiyordum, zorla yedirmeye kalkarsam, iyce midesi bulana bilirdi, hata ileride o meyveye, yiyeceği karşı tiksinti bile duya bilirdi.
Alp'in yanına oturup, ortamıza meyve tabağını koydum.
"anne" Alp eline dörde böldüğüm elmalardan birisini alıp konuştu.
"efendim annem söyle"
" bu sabah beni neden gökçe'ye bıyaktınki, yoksa Buyak amcaylamı buluştun, ondanmı almadın beni yanına" elindeki elmadan bir ısırık aldı. Elimi oğlumun saçlarına götürüp, oynadım. 'R' harfini söyliyemiyordu Alp, ve bu yüzden her sinirlendiğinde çok tatlı duruyordu.
" hayır annem, başka birisiyle buluşmuştum" oğlum kaşlarını çatı.
"ee anne ozaman beni neden götüymedinki" tekrardan kollarını göğsünün altında çiçek yaptı.
"oğlum senin için uygun değildi ortam, ondan götürmedim seni" alp, elimi saçlarından itirerek çekti.
" anne ozaman senin içinde uygun olmaya biliydi, oytam, hem niye gidiyosunki" beni korumaya çalışıyordu, küçük yavrum.
"annecim, gitmem laz-" sözümü kesen, kapı zili oldu.
Küçük beyin sorgusundan kaça bildim çok şükür.
Hızla ayağa kalkıp kapının deliğinden kim gelmiş diye baktım.
Yağız abiyi ve yalın abiyi görmemle şaşırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden / Abilerim
Teen FictionGenç yaşta evlenip, çocuk yaşta anne olan bir kadının, herşeyden çok sevdiği kocasını kaybetmesiyle, çocuğunu tek başına büyütmeye başlar, eşinin ailesi oğullarının, ölümünden sonra genç kızı suçlar, Eylül tam pes etmişken bir güneş doğar, abileri e...