Kayıp Yazma

10. Bölüm

Sürpriiiiiz ben geldim.
Arkadaşlar açıkçası geçen bölüm biraz üzüldüm. Öyle yorum sınırı koyup ona göre yazmıyorum ama gelinlik seçimine katılmanızı istemiştim. Katılan arkadaşlarıma teşekkür ederim. En çok oyu alanı gelinlik yaptım. Ancak katılmayan arkadaşlarım biraz kırıldım haberiniz olsun.

***
Çevresinde sabahtan beri onu süslemek için duran Hazal, Asya, kız kardeşi ve köyde öyle çok da samimi olmadığı sadece adlarını bildiği Hazal'ın getirdiği dört tane kız daha vardı.

Sıkılmıştı Feride. Dün kına için hazırlık yapmışlardı ama bu kadar üzerine düşmemiş öylesine takıp takıştırmışlardı. Şimdi ise saçlarını yapanlar bir yandan, nereden çıktığını bilmediği boyaları yüzüne sürenler diğer yandan, gelinliği üzerine göre ayarlayanlar öbür yandan. Sadece oturmasına rağmen kendi kafası bile karışmıştı.

Hatice kızın saçlarıyla uğraşırken, "Saçında düz değil ki Feride. Nasıl topuz yapacağım sana?" deyince kirpiklerine maskara süren kız aceleyle maskarayı köşeye bıraktı. "Saçlarını topuz yapma!" Hazal Hatice'nin elinden kızın saçlarını alırken Feride hala bu durumla ilgilenmiyordu.

"Topuz daha güzel olur bu gelinliğin üzerine." Hatice yüzünü buruşturmuş görümcesinin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışır gibi bakıyordu. "Feride'nin saçları çok güzel. Bırak açık kalsın."

"Sen ne diyorsun Feride topuz mu istersin açık mı?" İki bakışında üstüne dönmesiyle Feride şaşırdı. Bir Hazal'a bir de Hatice'ye baktı. İkisininde yarış içinde olduğunu anladı o an. Anlaşılan gelin görümce pek iyi anlaşamıyordu. Kendisinin üstüne gelir gibi bakan ikiliden kızı Asya kurtardı.

"Feride'nin saçları kıvırcık topuz yapmak uğraştırır. Açık bırakırsak da çok sade olur bence önlerini toparlayıp arkayı açık bırakalım." Herhangi birinin itiraz etmemesi için Asya'yı onayladı Feride.

"Bu daha uygun gibi. Asya'nın dediği gibi yapar mısınız?"

Hazal bir yandan Hatice'ye gıcık olurken diğer yandan bu kadar çabuk kabul etmesine şaşırmıştı normalde inat ederdi. Hangi dağda kurt ölmüştü de hemen susmuştu. Omzunu silken kadın içinden, aman kim bilir ne düşünüyor, diye geçirirken eli Feride'nin başına doğru gitti. En azından ağabeyinin istediği gibi açık kalıyordu.

"Vay be!" Hatice susmuştu geldiğinden beri ancak içten içe kaynıyordu. Nereden çıkmıştı Feride ve Ali'nin evliliği merak ediyordu. İbrahim'de hiç bahsetmemiş geçen hafta nikah var diye onu almış da öyle öğrenmişti. "Ali ağabeyime bak sen durdu, durdu, turnayı gözünden vurdu. Körpe kız istiyormuş meğer kendine."

Hatice'nin sözleriyle yutkunan Feride dilini ısırıp kötü bir söz söylememek için kendini zor tutuyordu. Bu kız kendisiyle dalga mı geçiyordu yoksa olan olayları bilmiyordu da böyle şuursuzca konuşuyordu?

"Eh, herkes İbrahim ağabeyim değil ki kendinden büyük kız alsın!" Hazal kadına laf sokmanın keyfiyle gülerek Feride'nin saçlarına toka takarken sinirlenen Hatice ondan altta kalmamıştı.

"İlk isteyene varmadın mı kız sen? Kime bu afra tafra?" Bu olayın kavgaya varacağını anlayan Esma Hazal konuşmadan araya girmişti. "Hatice gel bana yardım et. Hazal kızın saçlarını düzgün yap. Millet dışarıda gelin bekliyor siz it dalaşı yapıyorsunuz. Ağzınız çalışacağına eliniz çalışsın!" Sinirlenen kadına hak veren Hatice ona yardım etmek için kızın gelinliğinin eteğine doğru eğildi.