Ali karşısındaki manzarayı yanmış dilini ısırarak izlediğinin farkında değildi. İçinde garip bir sinir parmak uçlarına kadar onu sarmıştı. Her tarafı karıncalanıyor sırf Feride'nin hevesi kursağında kalmasın diye kendini zor tutuyordu.
Sabah geldiklerinde zaten daha öncesinde kayıt yaptırdığı kıza. Biraz bilgi almak ve binayı göstermek için geldiği yerde müdürün odasına girmiştiler ancak her zaman gördüğü müdür bey yerine sarışın, yeşil gözlü, uzun boylu, yakışıklı bir adam duruyordu. Bu kadar yakışıklısının burada ne işi vardı? Gitsin aktör olsun işte. Nefeslendi Ali sakin olmalıydı.
Adam geldiklerinden beri Feride'yi yanına almış bir şeyler anlatıyordu. Feride'de uslu uslu dinleyip arada adamın sorduğu sorulara tatlı tatlı cevap veriyor. Bilemediği sorulara da omuz silkip 'Bilmiyorum.' diyor sonra yine tatlı tatlı gülümsüyordu. Bu kız niye böyle gülerek konuşuyordu ki? Arada kendine yaptığı gibi somurtsaydı olmaz mıydı?
Bir de Feride'ye arada bir yaklaşıp kitaptaki yazıları göstermesi yok muydu adamın yüzüne sıktığı yumruğu atmamak için zor tutuyordu kendini Ali.
"Tahmin ettiğimden daha heveslisiniz Feride Hanım. Ayrıca düşündüğümden bilgilisiniz. Siz de ışık var."
Bedenini tatlı bir heyecan sardı Feride'nin. Kendi derslerine gireceğini öğrendiği hocanın onu böyle övmesi ise garip bir gurur hissetmesine sebep oldu. Cevap vereceği sırada elini tutan el ile lal olmuş gibi kaldı.
"Karım çok zekidir Kenan Bey." Adamın karım lafını vurgulayarak söylemesi ne Kenan'ın ne de Feride'nin dikkatinden kaçmamıştı.
Kenan laf etmeyip gülümsedi sadece ona göre normaldi. Kocası kendini tehdit olarak görmüştü anlaşılan ancak Kenan'ın kötü niyeti yoktu. O Feride'yi iyi bir öğrenci olarak görmüştü. Hatta bir şeyler düşündüğü gibi giderse eğer ve Feride'de isterse onun için çok güzel planları vardı adamın. Bu kızda her şeyden önemli olan istek vardı. Gözleri ışıl ışıl bakıyordu öğrendiği her bilgide.
Feride ise eline değen sert elden dolayı laf etmiyordu. Evet heyecanlı ve mutlu olan bir yanı vardı ancak daha çok kızgın bir yanı vardı. Ali şu an marangozda davrandığı gibi gövde gösterisi yapıyordu. Dilinden kötü laf çıkmasın diye sessiz kaldı.
"Fark ettim Ali Bey. Ben size kitap listesi vereyim. Feride Hanım muhakkak okuyun olur mu? Pazartesinden itibaren derslere de katılın. Hakkınızla geçin sınavı." Gülümseyen adam Feride'ye doğru konuşurken kız karşısındaki adama zoraki bir şekilde gülümsedi.
"Kitap listesini hemen verseniz. Başka işlerimiz de var." Ali kızın yerine cevap verip şimdilik adam ve kızın konuşmasını engellemişti. Karşılarındaki adam bir liste yazıp uzatırken Ali adamın elinden listeyi alıp adama veda ederek kızın elini bırakmadan çıkmıştı.
Bu durumdan rahatsız olan Feride binadan çıkana kadar ses çıkarmayıp Ali'nin arkasından yürüdü ancak çıktıkları anda elini Ali'nin elinden hırsla çekti. Önden gitmeye başlayan kız iki-üç ev sonraki eve doğru sinirle yürümeye başladı. Ona daha önce kendisine bu şekilde yaklaşmaması gerektiğini söylemişti. Sözde koruyordu ama Feride'nin kalbi o kendine böyle yaklaştıkça onun da Feride'yi seveceğine dair inancı artıyordu. Sonra Ali'nin tek bir sözüyle o inanca dair içinde yeşeren her ne varsa solup gidiyor giderken içinden bir şeyler koparıp götürüyordu. Nasıl bir hisse eksildiğini hissediyordu Feride.
Geldikleri eve Feride önde Ali arkada girmişlerdi. Feride sinirle arkasını dönüp Ali'ye bağırmasına engel olamamıştı. "Bir daha bana öyle yaklaşma demedim mi ben sana?! Ne diye adamın yanında öyle davranıyorsun?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Yazma
عاطفيةEski bir gelenekle evlenmek zorunda kalan iki gencin hikayesi. Gerçek hikayeden alıntıdır. 1968-1972 arasında geçen hikayedir. Yetişkin içerik içerir. 31.03.2022