18. Bölüm

27.3K 1.4K 61
                                    

Sabah erken saatlerde uyanan Feride soğuğun çıplak tenine işlemesiyle yorganına daha bir sarılmıştı. Kış gelmiş, kar düşmüştü yerlere. Yeni evleri büyüktü soğuyan havalarla birlikte bu evi tek sobayla ısıtamazlardı ki. Ali ile bu durumu konuşsa iyi olacaktı.

Bir haftadır bu eve taşınmışlardı. Ancak genel olarak eşyalardan geriye kalan yerleşme işlerini yaptıkları için bir haftadır ilk defa doğru düzgün uyuyabilmişti.

Yorganın altından çıkmaya soğuktan dolayı korkan kız yorganı üzerine sardı. İncecik gecelikleri yazın giymek iyi hoştu da kışın dondururdu adamı. Titreye titreye yataktan kalkan kız yere basınca üşüyen ayaklarıyla dolabın önüne geçti.

Üzerini açıp iç çamaşırlarını giydikten sonra içine bir içlik giydi. Ayaklarına da kalın çoraplarını çekip üzerine en kalın kumaşı olan kahverengi elbisesini giydi. Biraz uyandığında olan donma hissinden kurtulmuştu genç kız.

Odayı toparlayıp yavaşça salona geçen kız sobanın yandığını salona girdiği an sıcaklığı hissetmesiyle anlamıştı. Sessizdi ortalık Ali yoktu ancak sobaya çaydanlık koyulmuş fokur fokur kaynıyordu. Çaydanlığa baktığında çayın demlenmiş olduğunu da görünce iyice meraklandı Feride. Çayı koyup sobayı yakıp yine mi yatmıştı acaba?

Omuz silkti kız. Sonra mutfağa gidip yer sofrası ve sofra bezini aldı. Sofrayı koyduğunda kapı açılınca yerinde dikleşti Feride. Hole doğru gidip başını salonun kapısından uzattığında Ali'nin baştan aşağı karla kaplı olduğunu görünce istemsizce kıkırdadı.

Onun gülüşüyle başını ayakkabıları koyduğu dolaptan kaldırıp genç kıza baktı Ali. "Hayırlı sabahlar."

Kendisine gülümseyerek bakan adama aynı şekilde karşılık verdi Feride. "Hayırlı sabahlar. Nereden geliyorsun böyle?"

Ali üzerindeki karlı montu üzerinden çıkarıp karları düşürmemek için uğraşıp Feride'ye doğru elindeki poşetle yürümeye başladı. "Fırına gittim. Sıcak ekmekle simit aldım." Feridenin salona girmesinden sonra salona giren Ali mutfaktan bir sandalye alıp montunu sobanın yanına astı. "Simit yedin mi hiç?"

"Yok." Gözleri Ali'nin karların hafif erimeye başlayan saçlarındaydı. Niye silmiyordu bu adan saçlarını? Şimdi karlar tamamen eriyip saçlarını ıslatıp üşütmesine neden olacaktı.

"Bunların sıcağı daha güzel-" Feride dayanamayıp elini Ali'nin saçlarını okşar gibi silince şaşıran Ali susmuş Feride ne yaptığının farkına yeni varmış ateşe değmiş gibi ellerini adamın yumuşak saçlarının üzerinden çekmişti.

Ali şaşkınlığın verdiği etkiyle kendinden yukarıda kalan kıza aşağıdan bakmıştı. Az önce kızın ince parmaklarını saçında olduğunu idrak ettiği an kızın elini sarıp indirmek ve parmaklarını parmaklarına geçirmek istemişti. Eğer Feride elini çekmeseydi yapabilme ihtimali de vardı. Şu aralar garip bir şekilde Feride'ye karşı hareketlerini sınırlamak çok zor olmaya başlamıştı.

"Baş..." Heyecandan konuşamayan kız yutkundu. "Ka- Kar vardı başında. Üşütürsün diye..." Devamı gelmemişti. Utancından susmuştu genç kız. "B-be...Ben sofrayı hazırlayayım." Hızla oradan kaçan kız mutfağa girince eli kalbine gitmişti. Öyle hızlı atıyordu ki sadece kalbini değil damarlarını dahi hissediyordu.

Sağ eline baktı kız. Avucu onun siyah saçlarını hissetmişti. Ne de yumuşaktı saçları. Hoş bir histi his olmasına da sonrası çok hoş değildi Feride için. Yer yarılsa da içine girsem diye bile düşünmüştü. Çok utanmıştı. Hele adamın ona olan şaşkın bakışları diplerden diplere sokmuştu onu. Elini yanaklarına koydu Feride. Biraz olsun ısısını alsın diye. Bir süre mutfakta kaldı kadın. Sonra burada daha fazla oyalanmak istemedi. Aldı eline tepsiyi dün Ali ile aldığı envai çeşit yiyeceği koydu üzerine. Tam kapıdan çıkacakken önüne Ali'nin çıkmasıyla şaşırdı kız. Geriye iki adım atıp ona yol verdi.

Kayıp YazmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin