38. Bölüm

13K 988 62
                                    

Hoş geldiniz kuzular,

Oy sınırı 680.

Keyifli okumalar dilerim. 🌸

■■■
Hamileliğin sekizinci ayına giren kadın karnına yumuşak dairesel hareketlerle yağ süren kocasının sanki atomu parçalayıp nükleer silaha çevirecekmiş gibi masaj yapan kocasına sevgiyle baktı.

Yan komşusu ve ebe olan Hafza Hanım'a hamilelik sürecini sormuştu adam ilk. Kendi aklına gelmemişti bile. Annesi karnı burnundayken bile iş yaptığı için ona hamilelik iş yapmasının önünde engel olarak gelmiyordu ancak kendi düşünmediğini yine kocası düşünmüş ve hamilelikte dikkat etmeleri gereken her şeyi sormuştu. Hafza Hanım çok duyarlı bir yapıya sahip olduğu için ise hamileliğin her detayını yemesi gerekenleri yememesi gerekenleri, yapabileceği işleri yapamayacağı işleri, hamilelik döneminde vücudunda olan değişimlerle ilgili her şeyi söylemişti. Şimdi ise Hafza Hanım'ın söylediği yağları Manisa'dan arkadaşı vasıtasıyla getiren Ali kızın şişkin duran karnının üzerine vuruyordu. Tabi o elini sürdükçe içinde hoşuna gittiğinden mi nedir kıpırdanan bebeklerinin ayak hareketleri onu biraz daha keyiflendiriyordu.

Ali'nin iyi bir baba olacağını biliyordu zatan ama onu bu halde gördükçe içi kıpır kıpır oluyor iyi ki bir bebeğimiz olmuş, diyordu. Kaşlarını çatmış karnını yağlayan adamın saçlarının arasına parmaklarını sokup sevmeye başladı. Kocasının dikkati hala karnına bolca sürdüğü yağdaydı.

"Ne güzel adamsın be Ali'm." Dedi mırıl mırıl bir sesle. Hayranlık dolu bakışları kocasının üzerindeydi. Bin yıl bu sözü söyle yine Ali'ye az kalırdı.

Dikkatli bakışları dağılan Ali gülümsedi. Normalde mütevazilik gösterip yok diyeceği bu söz Feride'sinden gelince mutlu ediyor göğsünü kabartıyordu. İşini bitirdiği sırada gözüne karısının şişmiş ayakları takıldı. Hamilelikten olsa gerek çok fazla şişmişti bir de okula gidip gelmesi onu yoruyordu anlaşılan. Şu iki haftayı sağsalim atlatsalar aslında izin yazdırtacaktı Milli Eğitim Müdürlüğüne. Karısını yürüyerek okula gidip gelmemesi için beşinci aydan sonra arabayla götürür getirir olmuştu. Bir de yürümenin doğumu kolaylaştırdığını bildiği için akşam geldiğinde mutlaka bahçede bir iki tur atarlardı beraber.

İç çamaşırlarıyla oturan karısının ayağını eline aldığında düşünceleri dağıldı. Ayağının üzerini öptüğü an şaşkınlaşan Feride itiraz nidası attı. "Ali ne yapıyorsun pistir ayaklarım!"

Güldü Ali çekmeye çalıştığı ayağını sıkıca tutup bir kez daha öptü. "San pis olur musun Feride'm. Mis gibisin mis."

Onun laf cambazlığına güldü kadın. "Olsun üzerinde geziyorum onların her türlü mikrop vardır."

"Gelen senin ayağından gelsin yavrum." Oturduğu yerden yavaşça kalkıp karısıyla yüzyüze geldi.

"Hiçbir yerden gelmesin Ali'm. O nasıl söz?"

Dudaklarını yavaş ve masumca öpen adam Feride'nin yanına oturdu. "Gelen hasretinden gelecek. Bir aydır içine giremiyorum yetmiyor kırk gün lohusalığı varmış. Kudurdum kıyafetini görünce hallenmeye başladım."

Sinirle konuşan adama kıkırdayan kız kocasına doğru yanaştı ağır bedeninin izin verdiği ölçüde dudaklarına bakarak nefesini vere vere fısıltıyla konuştu. "Sabrın sonu selamet Ali'm. O gün gelsin benim de sana sürprizim var."

Yutkunan adam karısının dudaklarına aç bir şekilde baktı. Şimdi ne çok isterdi onları ağzının içine alıp en ücra köşelerinde dilini gezdirmeyi.

"Feride! Sabrımla oynama zaten kızışmış boğa gibiyim! Soğuk sular paklamaz beni!" Adamın isyanına kıkırdayan kız geriye doğru yaslandı onu zor duruma daha fazla sokmamak için.

Kayıp YazmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin