Tam tarih vermiyorum arkadaşlar 1960'ların sonu 1970'lerin başında geçen bir hikayedir.
Hoş geldiniz kuzular,
Nedensizce Rastgelede olan bölümüde yayınlamak istedim. Bu arada Asya'mız tek bölümde Asiyeymiş çok takmayın onu.
Keyifli okumalar, 🌸
31.03.2022
***
1968-1972Haşmet Ağa elleri arkasında köyünün içine doğru yürümeye başlamıştı. Sabah saatleriydi. Bu yaz epey serindi ortalık ama hamdolsun yağmur yağmamış oğullarıyla biçtiği tahıl mahsulleri dökülmemişti. Bir iki gün sonra getirip patoz vururlardı.
Köprüye doğru geldiğinde yolun kenarına kurdukları taş ve tahtaların oluşturduğu sedire benzer oturaklara doğru ağır adımlarla yürüdü. Köyün adamları burada oturur muhabbet ederlerdi. Köyün derdinden dem vururlardı. Şuan hasattan konuşan adamların yanına oturdu. Başta sessizdi sonrasında katılmıştı muhabbete. Bir süre havadan sudan konuşmuştular. Sonrasında oluşan sessizlikle ayağı kalktı. Havanın nemi gitmiş biraz ısınmaya başlamıştı ortalık. Tarlaya gidip daha tarlaları yığacaktı.
Yürürken yanına hızla gelen İlyas'a baktı yukarıdan. Adam ondan en az bir karış kısaydı. Pek sevmezdi öyle. Biraz kurnaz bir adamdı. İşine geleni zehir gibi anlar yapar işine gelmeyince kaçardı. En büyük siniri konuşma şekliyle insanı oyuna getirecek yapısının olmasıydı. Allah biliyor ya yüzüne bakmaya bile sırf komşu diye katlanıyordu.
Yanındaki adama sorarcasına bakıyordu. "Hayırdır İlyas! Sen boşa gelmezsin yanıma." Sert çıkan sesi ondan bir şey istememesini ima etmişti.
"Haşmet gel hele biraz uzaklaşalım. Ulu ortada konuşmak olmaz öyle." Başını iki yana sallayan Haşmet Ağa'nın aklında bu adamdan kurtulmak vardı.
Ağır ağır yürümeye başlamışlardı. İlyas Ağa duyulmayacakları bir uzaklığa gelince konuşmaya başladı.
"Haşmet senin büyük kızın on sekizi doldurdu. Ben diyorum ki benim ortanca oğlanla-"
Sinirden köpüren Haşmet Ağa durup adama baktı. Tutup bir de dünür mü yapacaktı bu adamı kendine? Allah yazdıysa bozsun!
"Ne diyorsun İlyas senin oğlanla benim kız arasında dünya yaş var! Hem ben Feride'yi sözledim. İki yıl sonra şehere yeni gelen doktora vereceğim kızı." Önüne dönüp yürümeye devam eden adam bu konuyu burada kapattığını sanarak evine gitti ancak hesaba katmadığı İlyas kurnaz bir adamdı. Feride'yi ne yapar eder kendine gelin yapardı.
"De gidinin Haşmet Ağası kızı oğluma eş bana gelin yapayım da sen gör."
***
"Bana bak ben Feride'yi beğendim. Hizmeti, hürmeti yerinde. Pek de hanım kafasını kaldırıp erkeğe baktığını görmedim. Alacaksın o kızı!"Sabahtan beri on sekizindeki kızı kendine eş olarak almaktan bahsediyordu babası. Kendisi yirmi dokuz yaşındaydı. Nasıl alıp da eş diye koynuna sokacaktı. Hem Feride'yi tanırdı. Alıcı gözle ne bakmış ne de bakmak istemişti. Zaten çocuktu ona göre Feride. O gözle baksa kendinden iğrenirdi.
"O kız küçük baba ben onu ne alırım ne koynuma sokarım."
Sabah iş yapmaktan yorulmuş az dinleneyim demişti ama babası ona bu izni vermemişti.
"Kızı alırsan yukarıdaki arsayı size veririm. Ev yaparsın bizden ayrı yaşar geçinip gidersiniz. Daha ne istiyorsun?"
Sinirlenen adam babasına saygısızlık yapmamak için sakin konuşmasına devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Yazma
RomansEski bir gelenekle evlenmek zorunda kalan iki gencin hikayesi. Gerçek hikayeden alıntıdır. 1968-1972 arasında geçen hikayedir. Yetişkin içerik içerir. 31.03.2022