Ya dayanamadım attım.
Oy ve yorumlarınız için teşekkürüm olsun. 🥰💐😉
***
Feride'yi belinden tutup indiren adam başını çevirdiğinde karşısına çıkan adamlarla kaşlarını çattı. "Hayırdır Cüneyt topladınız yol mu kesiyorsunuz artık!""Hayır Ali, hayır. Sen evlendikten sonra karınla öyle rahat rahat evine gireceğini mi sandın?" Başıyla yanındaki adamlara emir veren adam gülerek Ali'nin adamlarla mücadelesini izledi.
Kendine hızla gelen adamlara sinirle baktı Ali. "Uzak dur Orhan kırmayayım elini!"
Ondan korkan adam yerinde dururken diğerleri de bir an duraksadı. "Ağabey kusura bakma vallahi para verdi."
Sinirle kendine gevşek gevşek gülen adama bakan Ali karşısındaki kendinden küçük adamlarla bir süre mücadele etse de kişi sayısının çokluğundan dolayı kendini adamların elinde buldu.
"İntikamımı almayacam mı sandın sen?!"
"Ulan Cüneyt seni elime geçiririm elbet!" Diyen adam kendini sıkıca tutmuş adamların elinden kurtulmak için uğraşıyordu.
Gülen adam başıyla adamlara işaret verdi ve adamı suyla dolu olan tekneye attılar. Karşısına geçip arkadaşına bakıp gevrek gevrek güldü. "Hayırlı olsun yeni damat."
"Sıçarım çarkına Cüneyt! Siktir git! Bir de karşıma gelmiş gülüyor!" Teknenin kenarlarından tutup kalktı adam. Genelde bunu düğünden kaçırıp yaparlardı. Köyün gençlerini uyarmıştı ama küçüklükten beri arkadaşı olan Cüneyt anlaşılan onu dinlemeyip yapmıştı yapacağını.
"İyi oldu iyi!"
"He ya iyi oldu! Elime düşersin elbet!" Kendinden sular akan adam sinirle söylendi.
Ona gülen Cüneyt ise onu umursamamıştı. "Hadi gençler gidelim." Elini cebine koyup ıslık çalarak giderken arkasından köyün gençleri onu takip etti.
Sinirle kafasını sallayan Ali Feride olmasa adamın gidip ensesine yapıştırırdı ancak kendine gülerek bakan kızı görünce bir şey yapmadı. Kendini gördüğü zaman morali bozulan Feride'nin ilk defa güldüğünü gören adamın biraz da olsa içi rahatlamıştı. Ona hayatı zindan etmek gibi bir derdi yoktu ancak Feride'nin kendi hayatını da kendine zehir etmesini istemiyordu. Bu gülüş ise onu bu yüzden memnun etmişti. Kırk yılda işe yaradı piç! diye içinden söylenen Ali "Feride sana zahmet olmazsa içeriden bir iki giysi getirebilir misin? Ben böyle içeri girmeyeyim. Dış odada değiştireyim üstümü."
Kendine soru ekiyle konuşan adama şaşırsa da belli etmeyen Feride içeri girdi. Genelde emir duyduğu için tuhaf gelmişti adamın soru sorması.
İçeriye yavaş adımlarla giren kız eli kapının yanındaki kibrite gitti. Önce kapının yanındaki löküsü yakıp içeri aldı. Löküsün ışığıyla ilk defa gördüğü evi inceleyerek ilerlemeye başladı. Girer girmez kendini mutfak karşıladı. İleride kapalı olan kapı yerine açık olan kapıdan girdiğinde geniş bir oda vardı karşısında. Elindeki kibritle odadaki diğer löküsü yakıp inceledi bir müddet burayı. Beyaz kireçli duvarlar biraz rütübetli olsa da yaşanır haldeydi. Eşyaların eski olduğu belliydi. Neyse dedi Feride içinden buna da şükür. Dalgın bir şekilde buraya yapacağı yenilikleri düşünürken Ali yeni gelmişti aklına. Hızla karşıdaki kapıya doğru gitti. Löküsün yansıttığı cılız ışıktan gördüğü büyük yatak evdeki tek yeni eşya olabilirdi. Yatağın karşısındaki eski dolaba doğru gidip Ali'nin kıyafetlerinin olduğu bölümü çabucak buldu. İçinden pantolon ve kazak çıkarıp iç çamaşırlarına kararsızca bakıp hızla eline alıp kazak ve pantolonun arasına koyup hızla dışarı çıktı. Adama bakmadan elindeki kıyafetleri verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Yazma
RomansaEski bir gelenekle evlenmek zorunda kalan iki gencin hikayesi. Gerçek hikayeden alıntıdır. 1968-1972 arasında geçen hikayedir. Yetişkin içerik içerir. 31.03.2022