Tekrardan merhabalaaarr!!! Henüz bi' hafta oldu ama ben çok özledim, aynı özlemle buluşalım madem.❤️🌼
🎼
Sanırım yaklaşık yarım saattir, dik dik, dakikalar evvel imzaladığım belgelere bakıyordum. Bu süreçte Batu'nun yanına bir iki kişi gelmiş, işle ilgili bir şeyler demiş ve gitmişti. Bizse tek kelime dâhi etmemiştik. Neyseki odasının manzarası deniz manzarasıydı ve ben arada izleyip oyalanabilecek başka bir şey buluyordum. Fakat bu sıkılmamam için asla yeterli değildi. "Bundan sonra nasıl devam edeceğiz?" diye sordum. "Ne yapmam gerekiyor mesela?" dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Bundan sonra..." dedi kafasını önündeki kağıtlardan ayırmadan. "Özgürsün aslında. Daha özgür..." alaylı bir şekilde gülümsediğimde sanıyorum o bunu fark etmemişti.
"Belgelerde yazanlar harici..." dedim kısık bir sesle. "Annemleri ne zaman göreceğim?"
"Çok yakında... Fakat dediğim gibi önceliklerimiz farklı olacak." yavaşça kafasını kaldırdı. "Neden sürekli açıklamama rağmen sürekli soruyorsun?" diye sordu kısık gözlerle.
"Ne bileyim? Neyi soracağımı bile şaşırdım. O kadar karmaşık bir durum ki..."
"Haklısın." dedi telefonunu eline alırken. Saniyeler sonra, kapıyı tıklayan bir şahısın Batu'nun talimatıyla içeri girdiğinde bu kadının Sekreter İrem olduğunu gördüm.
"Batu Bey..." dedi biraz daha yaklaştığında. "Damla Hanım geldi. İçeri almadık fakat-"
"Görmek istemiyorum." dedi Batu vurdumduymaz bir tavırla.
"Biliyorum efendim fakat ısrarcı davranıyor. Emir Bey'in gönderdiği güvenlikler de istediğiniz üzere yerlerini aldılar, zor kullanmamalarını söyledik." gerilmiş bir tavırla kaçamak gözlerini gözlerimle birleştirdiğinde sıkıntılı bir nefes vermiştim. Yine n'oluyordu? Kimdi bu Damla? Batu'da sıkıntılı bir nefes verdiğinde gözleri gözlerimi bulmuştu.
"Alın o hâlde." dedi Sekreter İrem'e dönerken. İrem kafasını onaylar bir şekilde sallayıp odadan çıktığında çatık kaşlarla Batu'ya bakmaya başladım.
"Damla?" dedim sorarcasına. Cevap vermedi. "Bence... Şu iletişim işini halletmeliyiz. Daha sağlıklı iletişim kurabiliriz hani. Mesela sen sorduğum sorulara cevapsız kalmayabilirsin." dedim kaşlarım havalanırken. Ela harelerini ela harelerimle birleştirdiğinde ellerimi teslim olur gibi havaya kaldırdım. "Sadece ufak bir tavsiye." dedim masum bir tavırla.
"Yazdım bir kenara bu tavsiyeni." dedi laptopundan bir şeyler kurcalarken.
"Ben sıkıldım burada. Gitsem mi artık?" dedim sorarcasına. "Hoş... Evde de yapacak bir şey yokta." dedim alayla kaşlarım havalanırken.
"Mine'yi çağır, dışarıda takılın bugün." dedi sakin bir ses tonuyla.
"Ne?" dedim kocaman gözlerle ona bakarken. "Nasıl yani?"
"Neden bu kadar şaşırıyorsun?" diye sordu tekrar bana dönerken. "Bir anlaşma imzaladık farkındasın değil mi? Ayrıca sizi elbette tek bırakmayacağım." dedi gözlerini yine gözlerimden ayırırken.
"Çok oldu Batu. O kadar uzun zaman oldu ki hem de... Ne tepki vereceğimi şaşırdım." dedim dudaklarımı birbirine bastırırken. Şuan şu odanın ortasına tepinsem ne olurdu ki? İçim içime sığmıyordu çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aysız Gece
General FictionBir şehir... Sekiz kişi... Geçmiş ve gelecek arasındaki çatışma. Aksiyona karışan tutku ve aşk!.. Yenilgiler ve zaferler... Bu hikâye başta Batu Demirbaş ve Ahu Korkmaz olmak üzere; Ateş, Duru, Alya, Emir Kıvanç ve Mine'nin de hikayesi... Bize katı...