Destekleriniz için çok teşekkür ederim. Belki de çoğuna göre küçük gelen bu rakamlar kaç gündür içimde bir bayram havası yarattı. İyi ki varsınız, hepinizi çok seviyorum.❤️❤️
🎼
Beni kimsenin anlamamasına hayatım boyunca pekâlâ alışmıştım fakat bu neden bana bu kadar koyuyordu? Bırak istediği gibi düşünsün, bir şey kaybetmezsin! diyordu bir tarafım. O anlar diye düşünmüştüm, sadece küçük bir an... diyordu diğer bir yanım. Aptaldım! Tam bir aptaldım! Neden ona bu ihtimali tanışmıştım? Aptaldım, aptal, aptal! Kendimi mümkünse bu evrenden atmak istiyordum fakat şimdilik gücüm ancak odama kadar yetebiliyordu. Hızlı adımlarım merdivenleri bulduğunda yine bir an beni durdurmasını bekledim fakat muhtemelen yerinden kıpırdamamıştı bile. Kafamın ona bu denli yükleniyor olması beni çıldırtıyordu! Odama girdim. Üstümü çıkarttım ve rahat bir şeyler giyindim. Fakat giysilerim elbette ki ruhuma etki etmiyordu. Keşke ruhum da rahatlasaydı. "Bakışlarıyla suçladı resmen! Öküz bu adam, tam bir öküz!"
"Ayıp oluyor." dan diye arkamdaki sesin sahibine döndüğümde kocaman gözlerle ona bakıyordum.
"Ne zamandan beri buradasın sen?! Bu odaya açılan gizli bir kapı var da benim mi haberim yok?!" diye sordum, öfkeyle.
"Kapıyı aralıklı bırakmışsın Ahu." dedi kapının pervazına yaslanıp kollarını bağdaştırırken.
"Dikkat etmemişim." dedim vurdumduymaz bir tavırla omuzlarımı kaldırıp indirirken.
"Seni suçlamadım." dedi saniyeler sonra, kısılmış gözleriyle. Ben de inandım! "Yüzümde suçlama olarak gördüğün şey şaşkınlıktı Ahu. Neden seni suçlayayım ki hem?" gözlerimi gözlerinden kaçırırken beraberinde sıkıntılı bir nefes vermiştim.
"Ne bileyim?.. Mine öyle söyleyince. Ben bir şey yapmadım fakat yerine göre davranmadığımı söyledi ve gitti. Gerçekten bir şey yapmadım Batu! Emir kendi kendine anlatmaya başladı. Şarkı açtı Ateş ve sonra Emir geldi. Sadece baktım ona fakat bilhassa bakışlarıma merak yüklemedim." duraksadım. "Tamam içten içe merak etmiş olabilirim fakat ona yansıtmadım bile! Bak şimdi-"
"Şşşt!" dedi bana doğru yürümeye başlarken. "Mine bu konularda çok hassas, biliyor olman gerekiyor artık. Kendi geçmişinden çok başkalarının geçmişini, yaralarını düşünür. Emir'in anlattığı hikaye... O hikâye az kalsın hepimizin sonu oluyordu. Belki de sadece onu ilgilendiriyor gibi gözükebilir fakat değil. Hırs büyüdüğü takdirde çok tehlikeli bir duygu." taze öfkemden dolayı dolan gözlerimi bir hışımla sildim.
"Kimsenin geçmişini kurcalamak gibi bir derdim yok!" dedim. Kaşları havalandığında kafamı salladım. "Tamam belki bazen... Ama bu olayda değil Batu!" duraksadım. "Ayrıca... Mine'nin bana bu denli suçlu hissettirmesi, ki bence durduk yere, çok saçma! Büyütülecek bir olay değildi." dedim soluksuz konuşurken.
"Kendini kanıtlamaya ihtiyaç duyuyorsun şuan fakat karşında seni suçlayan veya yargılayan hiç kimse yok." dedi beni bedenine doğru çekerken. Kokusu bir anlık huzur bulmama sebep olurken tam da istediğim gibi kısa bir anlığına her şeyi unutabilecek kıvama geliyordum. "Ben varım." dedi içinde türlü imâyı barındırır gibi.
"Farz et ki bu hikayeyi Emir'den ben duymak istedim... Ne olurdu ki o zaman?" diye sordum kollarımı onun bedenine doğru sararken.
"Elbette ki bunu hiçbir zaman unutmadı ve unutmayacak Emir fakat Mine yine de hatırlatma taraftarı değil. Emir'in gözü dönüyor çünkü... Kör oluyor dünyaya karşı. Kırıp döker, umursamaz o an. Mine hep birilerini kaybetmekten korkmuştur Ahu, hiç bulamadıkları yüzünden..." derin bir nefes aldığımda kokusunu daha fazla içime çekmiş bulunmuştum ve bu kafamı rahatlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aysız Gece
Genel KurguBir şehir... Sekiz kişi... Geçmiş ve gelecek arasındaki çatışma. Aksiyona karışan tutku ve aşk!.. Yenilgiler ve zaferler... Bu hikâye başta Batu Demirbaş ve Ahu Korkmaz olmak üzere; Ateş, Duru, Alya, Emir Kıvanç ve Mine'nin de hikayesi... Bize katı...