18. Bölüm

35 3 5
                                    

Her şey yolunda, birlikte çok güzeliz.❤️

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen... Destekleriniz için teşekkür ederim şimdiden.🤍🌼

Başımdaki dehşet ağrı biraz daha uyumama müsaade etmezken gözlerimi yavaşça araladım. Bulanık bir şekilde gördüğüm oda günlerdir pek de yabancısı olmadığım odadan başkası değildi. Ağır ağır doğrulup şakaklarımı ovalamaya başladığımda banyoya gidebilmek için güç dilendim bedenimden. Bedenim zannediyorum beni kıramayıp o gücü bahşettiğinde yataktan kalktım ve banyoya ilerledim. Üzerimde hâlâ duran elbise bedenimi öyle bir sıkmıştı ki onlarca izin oluştuğuna yemin edebilirdim. Elbiseyi omuzlarımdan yavaşça sıyırdığımda henüz tam çıkaramadan sütyenime takıldı gözlerim. O da beni oldukça rahatsız ediyordu. Yenisini almaya çok eriniyordum fakat kendime koyduğum zorunluluktan olsa gerek adımlarım tekrar odayı buldu. Dolaba ilerlediğim sırada odada duran tekli koltuğun üzerinde gördüğüm karartı ile birlikte dehşet içinde o tarafa döndüm.

"Ne işin var senin burada?!" sesim ilk defa konuştuğum için titrek ve ürkek çıkmıştı.

"Uyku tutmadı." dedi sakin bir tavırla.

"Uykun tutmadığı zamanlar birini mi izlersin?! Hem de sapık gibi!" diye sordum sesim biraz daha fazla çıkmaya başlarken.

"Cık!" dedi ayağa kalkarken. Karanlık taraftan ışığın olduğu tarafa doğru ilerlediğinde üzerinde sadece siyah bir eşofman olduğunu fark etmiştim. "Pek hoş bir tahmin değil."

"Batu..." duraksadım. "Ne zamandandır buradasın?" bana biraz daha yaklaştığında yüzünü şimdi daha iyi seçebiliyordum. Gözleri önce gözlerime sonra dudaklarıma ve daha aşağılara inmeye başladığında yeni hatırlıyormuş gibi ellerimle dan diye sütyenimden olduğunca açıkta kalan göğüslerimi kapattım. "N'oluyor sana sabah sabah?! Sapık-" aniden işaret parmağını dudaklarımın üzerine bastırdığında kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. Kaşlarım çatıldı.

"Sözlerine dikkat et!" dedi öfkeyle. Kaşlarım bu sefer havalanırken onun yüz ifadesi hâlâ ciddiydi. Parmağını dudaklarımdan çektiğimde elbiseyi yukarı doğru çekmiştim.

"Ne zamandır buradasın?" diye tekrar ettim. Birkaç saniye boyunca sadece yüzümü izledi.

"Yanından hiç ayrılmadım Avukat." dediğinde kocaman gözlerle ona bakmaya başladım.

"Ne?! Tüm gece boyunca beni mi izledin? Hem de uyurken!" öfkeli sesimin onu daha da öfkelendirdiğini anladığımda sertçe yutkunma ihtiyacı hissetmiştim.

"Evet." dedi bunda hiçbir sakınca görmediğini haykırırcasına.

"Neden yaptın bunu?" diye sorduğumda bezgin bir nefes verdi.

"Buraya sorularına cevap vermek için gelmedim. Konuşmamız gerekiyor." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Ne konuşacağız?" diye sorduğumda sabır dilenir gibi kaldırdı başını.

"Hatırlıyor musun?" diye sordu bana sırtını dönüp tekrar tekli koltuğa ilerlerken. Sırt kaslarını gözümün önüne sermek için mi yapmıştı bunu? Ne alakaydı?! Saçmalıyordum. "Bana söz vermiştin." dedi koltuğa otururken. Sadece belirgin yüz hatlarını seçebiliyordum ve ona daha yakın durmak için yatağa oturdum.

"Ne sözü?" diye sordum.

"Nasıl hissediyorsun?" diye sorduğunda kaşlarım çatıldı.

"Ne alaka şuan? Ne sözü diye sordum sana." dediğimde sıkıntılı bir nefes verdi. "Batu eğer tahammül edemiyorsan yanımda durmak zorunda değilsin!" dedim diklenerek.

Aysız GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin