"Al bakalım."
Elimdeki notları bir kenara bırakarak önce önüme koyulan kahve bardağına ardından yan tarafımda duran alfaya baktım.
"Teşekkürler." diye mırıldandığım sırada başka bir masadan boş bir sandalye çekmiş ve yanıma oturmuştu. Boştaki elini uzatarak yanağımdan makas aldı. Gülümseyerek kağıtlara döndüm.
Ondan aldığım notlara çalışıyordum. Başta not isteme sebebim seviştikten sonra iki yabancı gibi davranmamak için olsa da sonradan anlamıştım ki Taehyung'un zaten öyle bir amacı yoktu. Önce sevişmiş sonra da flört etmeye başlamıştık.
Bir aydır beraber vakit geçiriyorduk. Bazen o bana kahve getiriyordu, bazen de ben atıştırmalıklarımla onu buluyordum ve bahçede oturuyorduk. Havalar soğuk olsa da kazaklar ve kabanlar bizi yeterince sıcak tutuyordu. Hem de bahçe kalabalık olmayınca göz önünde de olmuyorduk.
Zaten artık çoğu kişi ikimizi beraber görmeye alışmıştı. Birbirlerimizin evlerine gidiyor, sevişiyor, yemek yiyor ya da ders çalışıyorduk. Tuhaf bir ilişkiydi ancak ben ona, o da bana alışmıştı bu zaman dilimi içinde.
Bugün derslerim bitince yakınlardaki bir kafeye gelmiş, notları tekrar etmek için kendime vakit ayırmıştım. Arkadaşlarıma sorup nerede olduğumu mu öğrenmişti yoksa tesadüfen mi karşılaşmıştık merak ediyordum doğrusu.
"Bu akşam bana gel."
Bakışlarımı yeniden ona çevirdiğimde göz göze geldik. "Kafam kalınlığında bir not yığınıyla mücadele ediyorum Taehyung. Görmüyorsun sanırım."
Sırıtarak yüzlerimizi birbirine yaklaştırdı. İşte bu onun flört şekliydi. Çekici görün, kendine düşür ama ilk adımı atma.
"Senden başka hiçbir şey dikkatimi çekmiyor. Görmüyorsun sanırım."
Elimi onun yüzüne koyarak "Hayır, Kim," dedim net bir sesle. "Böyle seksi seksi konuşup dikkatimi dağıtma. Bu beyin bana lazım."
"Siktir, güzelliğin de bana lazım. Ne yapsak ki?"
Hâlâ alay ediyordu. Hem de ona karşı koyamayacağıma emin bir şekilde yapıyordu bunu!
Ona gözlerimi devirerek önüme döndüm. Bölüm birincisi olmak istiyorsam yakında başlayacak olan sınavlara daha sıkı çalışmam gerekiyordu ve sırf Taehyung benimle takılmak istedi diye başarımdan vazgeçecek de değildim. Okulda adımı erkek omega olarak değil de bölüm birincisi diye duyurmak istiyordum.
İlk senemde bunu başarmıştım. Gerçekten de gece gündüz çalışarak hem üniversiteye ayak uydurabilmiş hem de istediğim başarıya ulaşmıştım. Ancak ikinci ve üçüncü senemde o kadar da dikkatli değildim. Şimdi ise dördüncü yılımı okuyordum. Seneye staj yapacağım için sınavlarım bundan daha farklı olacaktı.
"Ben seni çalıştırırım."
Parmak uçlarıyla dokunduğu saç tutamlarını kulağımın arkasına sabitledi. Pekala, başarmıştı. Gerçekten de beni çalıştıracağına inanarak -biraz da kendimi kandırarak- teklifini kabul etmiştim.
-
"Anlattıklarımı not almıyorsun ama Jungkook. Hiç sorumlu bir öğrenci değilsin."
Gözlerimi karın kaslarından çekemiyordum ki.
Beni baştan çıkarmak için evine girdiğimiz an üzerindeki kıyafetlerden kurtulmuştu ve sözde çalışmak için üst kattaki çalışma odasına girerken ona üşüyeceğini söylediğimde ise tek yaptığı gidip evin sıcaklığını artırmak oldu. Kesinlikle kendi kazdığım kuyuya düşüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one more hour ✓
FanfictionKim Taehyung ve Jeon Jungkook beraber oldukları partinin ardından dikkatsizlikleri sonucu başlarına açtıkları belanın sorumluluğunu almak zorundalardı. |omegaverse| |alfatae&omegajeon| |mpreg|