Elimdeki peçete yardımıyla burnumu silerken gözlerimi zar zor açabildim. İki gündür olduğu gibi yine salondaki koltukta uzanıyordum. Başımda fena bir ağrı vardı. Boğazım öksürmekten yırtıldığı için çok canımı yakıyordu ve sesim de kısılmıştı.
Tahmin ettiğim gibi hasta olmuştum. Dışarıda hâlâ soğuk bir hava olduğunu hesaba katarsak çok da şaşırmış değildim. Her kış en az bir haftam hasta geçiyordu zaten. Bu yılın hastalık haftası da gelmişti demek.
Elime aldığım başka bir peçeteyle akan gözlerimi de sildim. Taehyung bana çorba yapmak için mutfaktaydı. Dün hastaneye gitmişti ve nöbeti olduğu için annem benimle kalmıştı. Zaten ne zaman hasta olsam annem yanıma gelir, beni bir güzel besler ve iyileştirirdi.
"Taehyung!" diye sızlandım güçsüz çıkan sesimle. Eğer keskin kulakları olmasaydı beni duyması imkansızdı.
"Efendim?"
"Yanımda dur, lütfen. Karnım ağrıyor."
"Geliyorum. Çorban hazır, biraz içmek ister misin?"
Kafamı iki yana sallayarak tek kolumu kaldırdım. Hızlı bir hareketle beni kucağına alarak koltuğa oturdu ve ensemi öptü.
"Neresi ağrıyor? Masaj yapayım."
Eli karnımda gezinmeye başladı. Elimle onu ağrının merkezine yönlendirdim. Masajın iyi geleceğini düşünmüyordum. Bu tamamen bebekle alakalıydı. Bir derdi olduğunu anlayabiliyordum.
"F-feromon..." Yanağımı göğsüne sürerek sıcaklığına sığındığım alfa alnını öptü bu sefer. Feromonları aniden tüm odayı kaplamıştı. Biraz uyumaya çalışsam iyi olurdu.
Taehyung'un tek eli karnımda, diğer eli sırtımda duruyordu. Biraz kestirmek için gözlerimi kapatırken kendimi onun feromonlarına karşı savunmasız bıraktım.
Gözlerimi yeniden açtığımda birlikte koltukta uzanıyorduk. Taehyung'u hasta etmekten korksam da kendisi bana defalarca kez alfa olduğu için bağışıklığının iyi olduğunu söylemişti. Artık onu uyarmıyordum.
Sırtım tamamen onun göğsüne yaslı bir haldeydim. Eli hâlâ karnımdaydı. Sıcak nefesinin saçlarımın arasına girişini hissedebiliyordum.
Sızlanmaya benzer mırıltılar çıkararak kafamı ona doğru çevirmeye çalıştım. Taehyung anında uyandı.
"İyi misin? Hâlâ karnın ağrıyor mu?"
"Hayır." derken oturur pozisyona geldim. "Asıl sen iyi misin? Buraya sıkışmış gibi görünüyorsun."
Kısa bir anlığına içinde bulunduğumuz duruma bakarken yüzünde bir tebessüm oluştu. Ardından bakışları yeniden gözlerime çıktı.
"Buraya biraz zor sığdık."
Kalkması için onun ellerini tuttum. Tıpkı benim gibi oturur pozisyona gelirken etrafa bakındı. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama iyi uyumuş olmalıydım çünkü daha iyi ve dinlenmiş hissediyordum. Doğrusu bunun sebebi alfanın feromonları da olabilirdi.
Elini tişörtümün içine sokarak sırtımı kontrol etti. "Ateşin yok ama terlemişsin. Hemen duş al da yeniden ateşlenme."
Duş almayı çok isterdim ancak yorgunluğum daha ağır basıyordu. Bu yüzden kafamı iki yana sallayarak yanağımı onun omzuna yasladım. Taehyung elbette itiraz kabul etmeyecekti.
Beni kucağına alıp üst kata yöneldi. "Biraz daha dinlenip öyle duş alırdım." desem de çoktan yatak odasının içindeki banyoya girmiştik. Sıcak suyu açarken beni kucağından indirdi ve kıyafetlerimi özenle çıkardı. Bu sırada bulduğum her fırsatta ona yapışmayı ihmal etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one more hour ✓
FanfictionKim Taehyung ve Jeon Jungkook beraber oldukları partinin ardından dikkatsizlikleri sonucu başlarına açtıkları belanın sorumluluğunu almak zorundalardı. |omegaverse| |alfatae&omegajeon| |mpreg|