Elimdeki turşu parçasını ağzıma attıktan sonra bana iğrenerek bakan Lalisa'ya gözlerimi devirdim. Aşermelerim hâlâ ona tuhaf geliyordu. Ben de tam alışmış sayılmazdım ancak aramızda bu durumu en iyi yöneten kişi Taehyung'du. Geçen hafta canım yine turşu çektiğinde digerlerinden tuhaf bir tepki alınca ağlamaya başlamıştım. Neyse ki Taehyung böyle durumlara karşı hep olgundu. Hemen benim için turşu bulup bir de ağlamam durana kadar beni kucağına oturtmuştu.
"Bu akşam buluşup bir şeyler yapalım mı?" diye sordu Yugyeom bana bir turşu daha uzatırken. Ondan aldığım minik dilimi tek hamlede ağzıma attım. Ardından sorusuna kafamı iki yana sallayarak cevap vermek zorunda kaldım.
"Taehyung'la ailelerimiz bir araya geliyor. Çok heyecanlıyım!"
Taehyung ve aile kelimelerini aynı cümlede duyan Jimin'in yüz ifadesi anında değişti. Ben dahil herkes de bunu fark etmişti. Kafamı hafifçe yana eğerek "Ne olur alıştırarak söyle." diye mırıldandım. Oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandı.
"Şu an durumlar nasıl bilmiyorum ama üvey annesiyle son karşılaşmamızda biraz sorun yaşamıştık. O kadının Taehyung'a karşı nefrete benzer bir kıskançlık duyduğuna eminim. Sanki mutlu olmasını istemiyor gibi. Yani... Seni kırmasını istemem. Belki bunları bilirsen daha iyi olur."
"Taehyung'un üvey annesi olduğunu bilmiyordum." dedim yalnızca. Dediği diğer şeyleri akşam düşünecektim.
"Taehyung'un annesi hayatını kaybetti. Yanlış bilmiyorsam hamileydi ve doğum esnasında bir şeyler ters gitmiş, bebeği de kendisi de hayatını kaybetmiş."
Yutkunarak bakışlarımı kaçırdım. Bu çok korkunç bir şeydi. Daha önce Taehyung'la ailelerimiz hakkında hiç konuşmadığımız için bir şey bilmiyordum. Yalnızca odasındaki komodinin üzerinde bir çocukluk fotoğrafı görmüştüm. Annesiyle sarılarak poz verdikleri bir fotoğraftı. O kişi öz annesi olmalıydı. Zaten Taehyung o kadına çok benziyordu.
"Annesini ne zaman kaybetti?" diye sordum. Konuyu değiştirmek istiyordum ancak alfayla konuşmadan önce kafamdaki birkaç soru işaretini Jimin sayesinde gidermeliydim.
"Lisenin ikinci yılıydı sanırım. Yaklaşık yedi yıl oluyor."
Yugyeom bana bir turşu dilimi daha uzattı fakat bu sefer onu reddettim. "Lavaboya gitmem gerek." bahanesiyle oturduğumuz masadan kalkmış ve uzaklaşmıştım.
Yılbaşı partisinden bir gün sonra aileme akşam yemeğine geleceğimi söylemiş ve onlarla konuşmuştum. Babam başta hamileliğime tepkili yaklaşsa da ikisi de kendi ayaklarım üzerinde durma konusunda olan ciddiyetimi bildikleri için reddetmediler. Kendi kararımı verebileceğim bir yaşta olduğumu da düşünüyorlardı. Öyleydim de.
O gece ailemle kalıp uzun zaman sonra görüştüğümüz için özlem gidermiştim. Annem benim için lezzetli şeyler pişirmişti.
Ertesi gün Busan'dan döndüğümde Taehyung'u kapının önünde oturmuş sigara içerken bulunca şok olduğumu hatırlıyordum. Şimdi Jimin'in dedikleriyle uyuşmuştu kafamın içinde. O da Kendi ailesiyle buluşmaya gitmişti. Üvey annesi canını sıkmış olmalıydı çünkü ben Taehyung'u daha önce yalnızca bir kez sigara içerken görmüştüm. O gün gözünün önünde bir kediye araba çarptığı ve kedi öldüğü için üzülüp içmişti. Yine üzülmüştü işte.
Bu akşamki yemekte neler olacağını bilmiyordum ancak annem veya babam herhangi iğneleyici bir lafı, özellikle de bana edilen bir lafı kaldıramazdı. Annem kesinlikle birini savunmak konusunda müthiş tartışmacı bir yapıya sahipti. Sorun çıkmasını istemiyordum.
Lavaboya girip ellerimi yıkadıktan sonra peçete yardımıyla kuruladım ve saate baktım. Taehyung'un dersi bitmiş olmalıydı. Eve gidecek ve hazırlanıp oradan da Taehyung'un ailesinin evine gidecektik. Babası özellikle davet etmişti bizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one more hour ✓
FanfictionKim Taehyung ve Jeon Jungkook beraber oldukları partinin ardından dikkatsizlikleri sonucu başlarına açtıkları belanın sorumluluğunu almak zorundalardı. |omegaverse| |alfatae&omegajeon| |mpreg|