"Hektor!" diye seslenirken tek elimi artık iyice belirginleşmiş olan karnıma attım. Paytak adımlarla mutfağa doğru yürürken ağlamak üzereydim.
Ona seslenişimle koşarak yanıma gelen Hektor kollarını kaldırarak bana baktığında eğilip onun kafasını okşadım.
"Moralim çok bozuk. Seni severek iyi hissetmek istiyorum."
Sanki ne dediğimi anlamış gibi dilini dışarı çıkarıp kendi kendine komiklik yapmaya başladı. Etrafta koşuşturuyor, kendi kuyruğunu kovalıyor ya da havlıyordu.
Ortadaki tezgahın etrafında duran sandalyelerden birine oturmadan önce dolapları karıştırıp çikolata kavanozunu buldum. Kaşığı kavanoza daldırıp ağzıma attıktan sonra bakışlarım duvardaki saate kaydı.
Taehyung hâlâ gelmemişti. Zaten o eve geldiği an güzel bir ağlama krizi geçirecektim. Kendimi zor tutuyordum şu an.
Kavanozun neredeyse yarısını yerken hiç pişmanlık hissetmedim. Kaşıktaki çikolatayı yedikçe iyi hissediyordum sanki.
Hektor'la sohbet ederek geçirdiğim dakikalar içinde kapıda bir anahtar sesi duyunca bakışlarımı çevirdim. Sandalyeye o kadar yerleşmiştim ki şu an kıpırdayabileceğimi sanmıyordum.
"Ben geldim." diye seslendi Taehyung. Çikolata dolu tatlı kaşığını yeniden ağzıma soktum. Hektor, Taehyung'u karşılamak için koşarak mutfaktan çıkmıştı.
İkisi birlikte mutfağa girdiklerinde alfaya bakmaktan kaçındım. Çikolatanın hiçbir işe yaramadığını şimdi fark ediyordum. Hâlâ kötü hissediyordum ben.
"Nasılsın bebeğim? Bugün canın bir şey istemedi mi? Gelirken alırdım."
"İstemedi." diye mırıldandım sessizce. Taehyung büyük elini karnıma atıp okşarken saçlarıma da bir öpücük bıraktı.
Sonunda beklediğim an geldiği için kendimi tutmayı bırakıp saniyeler içinde ağlamaya başladım. Bunu beklemeyen alfa elbette şaşkınlık içinde bakakalmıştı. Elimi onun elinin üzerine koydum. Göbeğim vardı!
"Taehyung ben sekiz kilo almışım."
"Bir şey oldu sandım..." diye mırıldanan alfayı duyunca "Oldu zaten!" dedim isyan eder gibi. "Sekiz kilo almışım diyorum. Daha ne olsun?"
"Hayatım sen hamilesin ama. Bu çok normal değil mi? Kilo alman bebeğin gelişiminin iyi olduğunu gösterir."
Bunları beni rahatlatmak için söylediğini biliyordum. Bir şey demedim ancak ağlamayı da kesmedim. Taehyung bana sarılıp saçıma ve yanaklarıma öpücükler bırakmaya başladı.
Şu an beş aylık hamile olsam da bebeğin gelişimi altı buçuk aylık bir bebeği gelişimiyle aynıydı. Yani aslında altı buçuk aylık hamile sayılırdım.
Göbeğim vardı. Yanaklarım şişmişti. Artık belim ve karnım ağrıyordu. Çok fazla çişim gelmeye başlamıştı. Çirkin hissediyordum.
"Masaj yapayım mı sana, hm?"
"Olmaz." derken burnumu çektim. "Sen de yorgunsun. Hadi duş al."
Gülümseyerek "Kötü mü kokuyorum?" diye sorduğunda istemsizce kafamı onaylar anlamda salladım.
"Hastane eve gelmiş gibi."
Hastane kokusundan da nefret ederdim. Muayene olmaya gittiğimde gergin olmama sebep olan şey kokuydu.
Taehyung beni yeniden öptükten sonra yanaklarımı da sildi ve tekrar ağlamayacağıma emin olarak üst kata çıktı. Oturduğum yerden kalkıp buzdolabına ilerledim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
one more hour ✓
FanfictionKim Taehyung ve Jeon Jungkook beraber oldukları partinin ardından dikkatsizlikleri sonucu başlarına açtıkları belanın sorumluluğunu almak zorundalardı. |omegaverse| |alfatae&omegajeon| |mpreg|