İç çekerek kafasını cama yaslayan Taehyung düşüncelere dalmıştı. Günlerdir bir yandan kızının gözlerini açmasını bekliyordu, bir yandan da Jungkook'un uyanıp ona seslenmesini. Günleri iki kat arasında dolaşmakla geçiyordu. Geceleri Jungkook'un yanında uyuyor, en ufak seste gözlerini açıyordu acaba o mu diye. Fakat Jungkook'un uyanmaya niyeti yok gibiydi.
Kızları ise hâlâ makinelere bağlı bir şekilde küvezdeydi. Neyse ki Taehyung istediği saat gidip o camın önünden güzel bebeğini izleyebiliyordu.
Ağır adımlarla odaya girdiğinde içerideki hemşireyle karşılaşmayı beklemiyordu. Jungkook'un serumunu değiştirmiş olan alfa kadın ona gülümsedi.
"Sabırlısınız."
"Onlar benim her şeyim." diye mırıldandı Taehyung. Fiziksel hiçbir yorgunluğu yoktu ama başının ağrısı yüzünden kafasını duvara geçirmek istiyordu. Gerçi Jungkook'u uyanık görse baş ağrısı da yok olup gidecekti.
"İyi günler. Akşam Doktor Cha değerlerine bakmak için gelecek, bilginiz olsun."
"Teşekkürler."
Alfa yatağın yanına çektiği tekli koltuğa oturdu ve sevgilisinin elini avcunun içine aldı. Günlerdir serum takılı olduğu için elinin üstü morarmıştı. Oraya minicik bir öpücük bıraktı ve ardından Jungkook'a kızlarını anlatmaya başladı.
"Gözlerini açmadığı için henüz emin olamıyorum ama göz kapakları benimkiler gibi olabilir. Çok şirin. Bazen göğsüne yapıştırılan şu yapışkanlar canını acıtıyor mu diye düşünüyorum. Zaten küçücük bedeni var. Onun da eline serum takmışlar biliyor musun?"
Sevgilisinin güzel yüzünü seyretti. Jungkook gerçekten hâlâ o kadar güzeldi ki... Sanki hastane yatağında yatmıyor da masallardaki öpücük bekleyen prensesler gibi Taehyung'un onu öpmesini bekliyordu.
Taehyung belki işe yarar diye uzanıp onun kuru dudaklarına bastırdı dudaklarını. Ardından onu nefessiz bırakma korkusuyla geri çekildi.
"Hemen uyanmanı istiyorum. Seni doya doya öpeceğim, sarılacağım, sarılırken o kadar çok sıkacağım ki boğulacaksın."
Kendi kendine gülümseyerek "Şaka tabii ki." dedi sessizce. "Kızımızı görmeni istiyorum. Onu kucağına alıp ben doğurdum diyeceğine eminim. Sen sürekli onun güzelliğiyle övünürsün. Ben de senin güzelliğinle... Bu benim Jungkook'um derim."
-
"Şunun güzelliğine bak. Elleri, ayakları, kafası bile minicik. Acaba ne zaman büyüyecek?"
"Olması gerekenden daha mı küçük Hyung? Daha önce hiç yeni doğmuş bebek gördüğümü sanmıyorum."
Taehyung Yugyeom'un sorusunu kafasını iki yana sallayarak yanıtladı. "Küçük değil aslında. Değerleri normal olmadığı için orada. Sanırım nefes almakta zorluk çekiyor."
"Anladım."
Jimin Lalisa'ya yeğeni için aldığı ufacık kıyafetleri göstermeyi bitirince Taehyung'a döndü. "Jungkook nasıl? Dün doktor bir şey dedi mi?"
"Değerleri normale dönmüş. Kanı ve vitaminleri iyi. Uyanması an meselesi dedi. Ona iyi bakmışız."
"Sen ona iyi baktın. Biz bir şey yapmadık ki."
Namjoon onun omzuna vurarak "Yıkılmadın." derken önünde durdukları camın hemen arkasından bir ağlama sesi yükseldi. Hepsi bir anda sessizleşerek o tarafa odaklandılar.
Minik bebek kollarını ve ayaklarını sallayarak ağlıyordu. Yüzü kızarmış ve huzursuz olduğunu belli eder gibi buruşmuştu. Taehyung gülümsemek üzereyken hissettiği şeyle duraksadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one more hour ✓
FanfictionKim Taehyung ve Jeon Jungkook beraber oldukları partinin ardından dikkatsizlikleri sonucu başlarına açtıkları belanın sorumluluğunu almak zorundalardı. |omegaverse| |alfatae&omegajeon| |mpreg|