Yorum yapmayı ve yıldızı parlatmayı unutmayın. ✨
Keyifli okumalar. ❤️⭒⭒⭒
Ellerim tuşların üzerinde gezerken kulaklarıma tatlı bir melodi doluyordu. Gözlerimin önünde Barlas vardı. Yüzü bana dönüktü ve dikkatle beni izliyordu. Dudaklarımdan çıkan melodiyle uyumlu sözler boş odada yankılandı. Piyanonun tuşlarına daha hızlı bastım. En sonunda parmaklarımı tuşlardan çektiğimde gözlerimi araladım.
Barlas yoktu.
Gözlerimi açtığım anda gitmişti. Onu göz kapaklarımın altında saklıyordum. Gözlerimi kapattığımda yüzü gözümün önüne geliyordu. Onu özlemiştim. Özlemeye bile hakkım yoktu ama özlemiştim.
Gözlerimi pencereme çevirdiğimde mavi bulutlarla karşılaştım. Hava bugün güzeldi. Soğuk olduğuna emindim ama en azından yağmur yağmıyordu. Piyanonun kapağını kapatıp yatağımın üzerinde duran montumu üstüme geçirdim. Biraz dışarı çıkıp hava alsam iyi olurdu. Üç gündür evden dışarı adım atmamıştım. Hasta olduğum için hep halsizdim ve ateşim çıkıp duruyordu. Yeni yeni toparlamıştım.
Bu üç gün boyunca Barlası da görmemiştim. Sadece Senayla konuşmuştuk, beni merak ettiği için arayıp duruyordu.
Merdivenlerden indiğimde evde yine sessizlik hakimdi. Kimseye bakmadan evden dışarı adım attım. Yüzüme vuran rüzgarla montumun önünü kapattım. Tekrar hasta olmak istemiyordum.
Sokağın sonuna geldiğimde bir taksi çevirdim. Yol boyunca masmavi bulutları izledim. Gökyüzüne bakmak umutlu hissettiriyordu. Taksiden indiğimde uçuruma doğru yürüdüm. Gidecek en güzel yer burasıydı o yüzden buraya gelmiştim. Eskiden hayatım çok hareketliydi şimdi ise günlerim ev ile burası arasında geçip duruyordu.
Uçuruma geldiğimde Barlasla karşılaşmayı beklemiyordum. Yüzü denize dönüktü ama onu tanıdım. Ben ona gidemiyorken o bana gelmişti. Tamam bana gelmemişti ama birlikte geldiğimiz bir yere gelmişti.
Sakin adımlarla yanına adımladığımda beni hissetmedi. Sanırım dalmıştı. Yanına oturduğumda yüzü bana döndü ve ben kaç gündür hasret kaldığım gözlerini gördüm. Onu görünce özlediğimi daha çok hissettim. Bana ne yapmıştı gerçekten bilmiyordum. Nasıl da ona böyle yenilmiştim.
Derin bir nefes aldı, gözleri bütün yüzümde gezindi. Sonra yüzünü tekrar denize döndü. Bense ona bakmaya devam ettim. Rüzgardan hareket eden saçlarını izledim, uzun kirpiklerini, açıkta kalan boynunu. Ona bakmak bile nefesimi kesmeye başlamıştı. Nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Eskiden onu görmeyen gözlerimi oymak istiyordum. Onu sevmeyen kalbimi yerinden sökmek, onu iten ellerimi kırmak istiyordum. Çok aptaldım onu daha erken sevememiş miydim?
"Burada olduğunu bilmiyordum, yani bilerek gelmedim. Seni rahatsız ediyorum biliyorum ama gitmeyeceğim." dediğimde bana yan yan baktı.
Umarım gitmezdi. Onu biraz daha görmeye ihtiyacım vardı. Gözlerimi sonunda denize çevirdiğimde batmakta olan güneşi gördüm. Güneşi izliyordu ama bu sefer gerçek güneşi izliyordu. Bende onun gibi telefonumu çıkarıp onu çekmek istedim ama büyük ihtimal telefonumu buradan aşağı atardı. Zaten benimde cesaret edecek gücüm yoktu.
"Buraya geldiğini bilmiyordum." dedim. Benimle konuşsun istiyordum, sesini duymak istiyordum.
En sonunda yüzünü bana çevirdi. Yine kaşlarını çatmıştı. Dudaklarını araladı ve güzel sesini sonunda duydum.
"Geliyorum, hep geliyordum. Sen niye buraya gelip duruyorsun?"
Kahve gözlerinin en içine baktım.
"Seviyorum, yani burayı seviyorum. Huzurlu hissettiriyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑎𝑢𝑑𝑎𝑑𝑒
Teen FictionBaşım Barlas'ın göğsüne düştü. Soğuktan donmuş burnumu sıcacık göğsüne sürttüm. Burası yuva gibi hissettiriyordu. Derin bir nefes aldım. Kokusu ciğerlerime doldu. Gözlerim kapandı. Son kez fısıldadım. ❝ Yangın düşmüş kor kor. Yanmış gönlüm yer yer...