Selam! Yorum yapmayı ve yıldızı parlatmayı unutmayın.✨
Keyifli okumalar.💖Medya: Işık
⭒⭒⭒
Sevgiyle nefret arasında ince bir çizgi vardı. Ablama olan sevgim o çizgiyi aşmış nefrete dönüşmüştü. Bunu o yapmıştı. Ondan nefret etmemek için çaba sarf etmiştim ama o böyle olsun istemişti.
Biz kardeştik, çocukluğumuz birdi. Eskiden ağladığımda koştuğum ilk omuzdu. Şimdi ise ağlamama sebep olan kişiydi.
Nasıl da değişmişti?
Nasıl yapabilmişti bunu? Sebebi aşk olmayacak kadar kötüydü. Eğer sadece aşık olsaydı kalbine gömerdi değil mi? O takıntılıydı ve sonuçlarını görmüyordu.
Şimdiyse karşımda durmuş bana bakıyordu. Onu baştan aşağı süzdüm. Düz siyah mini bir elbise giymişti. Altında da topuklu ayakkabıları vardı. Onun her zamanki haliydi o yüzden şaşırmadım. Beni şaşırtan eskiden ona hediye aldığım çantayı takmasıydı.
"Ablan da geldi işte. Senin için mi gelmiş?" diyen Egeye dönüp alayla gülümsedim. Aynen bana nefretini kusmaya gelmiş.
Yanımda duran Barlas'a baktığımda o çoktan bana bakıyordu. Gözlerimi tekrar ablama çevirdiğimde buraya geldiğini gördüm.
"Ege sen ne arıyorsun burada?" diyerek Ege'nin yanına oturdu.
"Işık'ı dinlemek için gelmiştim ama bugün çıkmıyormuş. Sen ne için geldin?" dediğinde ablam bana döndü.
"Bende Işık için geldim." dediğinde yutkundum.
"Ne istiyorsun?" derken sesim öyle soğuk çıkmıştı ki Ege'nin şaşırdığını gördüm.
"Konuşmak." dediğinde gözlerimi kıstım.
"İyi biraz bekle o zaman." diyerek işime geri döndüm.
Onun gözlerini Barlas'a çevirdiğini gördüm ama Barlas ona bakmıyordu.
Diğer tarafa geçip müşteriyle ilgilendiğimde Sena dibimde bitti.
"Ne için gelmiş bu?"
"Güya konuşmak için gelmiş, ne konuşacaksa artık." dedim sinirle.
"Yüzsüz." dedi Sena burun kıvırırken.
Tekrar işimize döndüğümüzde ablam Egeyle sohbet ediyordu ama gözleri Barlas'ın üzerindeydi. Sinirle soludum.
Dayanamayıp Sena'nın yanına gittim. "Sena ben şununla konuşup geliyorum." dediğimde başını salladı.
"Tamam bebeğim sen git, zaten kapatmak üzereyiz. Ama sakin ol tamam mı?" dediğinde başımı salladım.
Tezgahın arkasından çıkıp yanlarına ilerlediğimde bana döndüler. "Konuşalım hadi." dediğimde ayaklandı.
"Bende gideyim artık. Görüşürüz." diyen Egeyle sarıldılar.
Ege bu sefer bana döndüğünde ne olduğunu anlamadan eli belimi buldu ve kendine çekti beni. "Yarın görüşürüz." deyip geri çekildi. Gülümsemeye çalıştım. Onun bu samimiyetini yadırgadım.
Benimle birlikte yadırgayan biri daha vardı. Gözlerim bize kızgın gözlerle bakan Barlas'ı buldu. Bende ona sinirle baktım.
Ege gittiğinde arka çıkıştan dışarı çıktım. Hava soğuktu ama umursamadım. İçimde zaten yanan bir ateş vardı.
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Ablamın topuklu ayakkabılarının sesi sokakta yankı yaptığında ona döndüm.
"Hâlâ yüzsüz gibi buraya nasıl gelirsin?" dedim sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑎𝑢𝑑𝑎𝑑𝑒
Teen FictionBaşım Barlas'ın göğsüne düştü. Soğuktan donmuş burnumu sıcacık göğsüne sürttüm. Burası yuva gibi hissettiriyordu. Derin bir nefes aldım. Kokusu ciğerlerime doldu. Gözlerim kapandı. Son kez fısıldadım. ❝ Yangın düşmüş kor kor. Yanmış gönlüm yer yer...