Selam bebeklerim! Yıldızı parlatmayı unutmayın.✨
Keyifli okumalar. ❤️⭒⭒⭒
Bir insan nasıl şimdiye kadar hissetmediğim kadar güvende hissettirebilirdi? Yuva gibiydi. Evim dediğim yerden daha çok güvende hissettiriyordu.
Beline sardığım ellerime tutunan elleriyle titredim. Sıcacık elleri kararsızca buz gibi olan ellerimi sardı. Yüzümü sırtına yaslamıştım. Bedenim bedeniyle bir bütündü.
Ona sığınmıştım. Bu bir bebeğin annesini sığınması kadar masumdu.
Gözümden akan yaşlar üzerindeki montu ıslatıyordu. Hıçkırıklarımı durdurmaya çalıştım. Ağlıyordum ama neye ağladığımı bile bilmiyordum. Bir anda her şey üst üste gelmişti ve onu istemiştim. Bana iyi gelen tek şeydi.
Yanağımı yaslandığım sırtından çektim ama onu bırakmadım. Bu sefer burnumu sırtına sürttüm ve derin bir nefes aldım. Kokusu ciğerlerime dolduğunda gülümsedim. Huzur kokuyordu, her zaman annemde aradığım o huzuru bulmuş gibiydim.
Beni itmesinden öyle korkuyordum ki bu tepkisizliği, kaskatı bedeni içimi yaktı. Ellerimde duran sıcacık elleri ellerimi bıraktı ve ben buz kestim.
Beni istemiyordu.
Gözlerim dolduğunda hiç istemesemde belindeki ellerim gevşedi, sonra bedeninden usulca ayrıldı. Hıçkırmamak için dudaklarımı hırsla ısırdım.
Hiç mi bana karşı bir şey hissetmiyordu? Hiç mi kalbine dokunamıyordum? Pişmanlıklarımı hiç mi görmüyordu?
Gözlerimdeki yaşlar yanaklarıma düştüğünde derin bir nefes aldım. Titreyen dudaklarımı zorlukla araladım.
"Özür dilerim." dediğimde hâlâ yüzünü bana dönmemişti. Bunu fırsat bilerek yavaş adımlarla evime yürüdüm.
Ona koşarak gelen bedenimi yanından sürüyerek götürüyordum.
Hiçbir şey demedi. Arkamı dönüp ne yaptığına bakamadım bile. Yüzüm yoktu.
Bu beni kaçıncı istemeyişiydi? Bu kırılan kalbimin kaçıncı parçasıydı?
Merdiveni zorlukla çıkıp kapıyı açtım. Eve girdiğimde tuttuğum hıçkırığım dudaklarımdan firar etti. Sırtımı kapıya yaslayıp bedenimi yere bıraktım.
Göğsüm sarsıla sarsıla hiç istenmeyişime ağladım. Pişmanlığıma ağladım.
Öyle ağladım ki en sonunda nefesim ciğerlerime dar geldi. Kendimi balkona zorlukla attım. Derin derin nefesler almaya çalıştım.
Nefesim ciğerlerime varmıyordu.
Bir süre nefes almaya çalıştım. Nefesim düzene girdiğinde gözlerim tekrar doldu. Ellerim titredi, bedenim yere yığıldı. Kalbim deli gibi atmaya başladı.
Buz gibi ellerim, sıcacık ellerini istedi. Halsiz bedenim, güçlü kollarını istedi. Onun için atan kalbim, benim için atmayan kalbini istedi.
Hiçbir istediğim olmadı.
En sonunda pes etmişliğimle cebimden çıkardığım sigarayı dudaklarıma yasladım. Derin bir nefes çektiğimde ucunu ateşledim. Sigaranın yanan ucuyla bende yandım sanki.
Harabe gibiydim.
Sabahın ışıkları gökyüzünü aydınlattığında söndürdüğüm kaçıncı sigaraydı bilmiyordum. En sonunda zorlukla açık tuttuğum gözlerim kapanmaya başladığında kalkıp yatağıma girdim.
Dışarıda kalan buz gibi bedenim sıcaklıkla gevşedi. Yanan gözlerimi karanlığa gömdüm.
⭒⭒⭒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑎𝑢𝑑𝑎𝑑𝑒
Teen FictionBaşım Barlas'ın göğsüne düştü. Soğuktan donmuş burnumu sıcacık göğsüne sürttüm. Burası yuva gibi hissettiriyordu. Derin bir nefes aldım. Kokusu ciğerlerime doldu. Gözlerim kapandı. Son kez fısıldadım. ❝ Yangın düşmüş kor kor. Yanmış gönlüm yer yer...