𝑆𝑎𝑢𝑑𝑎𝑑𝑒

On

Selam yine biz geldik!
Umarım gidişatı beğeniyorsunuzdur. Yıldızı parlatmayı unutmayın! ✨
Keyifli okumalar. ❤️

⭒⭒⭒

Burak hızlı adımlar atarak bana doğru geldiğinde, yerimden yavaşça kalktım. Ondan korkmuyordum, ona üzülmüyordum da hak etmişti, hem de sonuna kadar.

Hafif çalan müzik sesi Burak'ın sesini bastıramadığı için herkes onu duymuştu ve ona bakıyorlardı. Tamam onunla yüzleşmeyi bekliyordum ama bu şekilde olacağını tahmin etmemiştim. Yine de ondan çekinmiyordum. Rezil olacak kişi oydu, ben değil.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedi önümde durarak, derin nefesler alıp veriyordu. Mavi gözlerini bir ateş topu kaplamıştı.

"Ne yapıyormuşum?" dedim omuz silkerek. Bu hareketim onu daha da sinirlendi.

"Aklınca bana oyun mu oynuyorsun? Ne oldu yani Barlas bir saatlik yerime geçti diye grubun solisti mi oldu?" Eliyle sahneyi işaret etti. "Orası benim yerim, onun değil. Orayı ben hak ediyorum." dediğinde kocaman bir kahkaha attım.

Gülüşümü zorlukla durdurarak sinirden kıpkırmızı yüzüne baktım.

"Sen mi hak ediyorsun? Güldürme beni. Madem bu kadar meraklıydın da nerdeydin bu saate kadar?"

O cevap veremeden Kenan ağabeyin sesi duyuldu.

"Burak ne yaptığını sanıyorsun sen? Kaç saatir ortalıkta yoksun. Geldiğinde de olay mı çıkarıyorsun?" dedi kızgın bir sesle.

Burak gözlerini benden çekip Kenan ağabeye baktı. Eliyle beni göstererek konuştu.

"Bunun yüzünden! Beni abuk subuk bir yere yolladı."

"Niye sen aptal mısın? Her dediğim yere gidiyorsun?" dediğimde hızla üzerime doğru adımladığında Barlas aramıza geçti. Sırtı bana dönüktü o yüzden yüzünü göremiyordum.

"Onun için mi yani?" dediğinde kaşlarım çatıldı. "Onun için mi beni yerimden ediyorsun? O mu hak ediyor?"

"Senin hak etmediğin kesin."

Yeniden üzerime doğru yürümeye çalışarak bağırdı.

"Seni yalancı şeytan!"

Aramızda kalan Barlas'dan yüzünü tam göremiyordum. Oysa ben yüzünün aldığı şekili görüp eğlenmek istiyordum. Yana kayarak yüzüne baktım.

"Tamam, ben yalancıyım kabul ediyorum. Peki sen tacizci olduğunu kabul ediyor musun?" dediğimde yüzü kaskatı kesildi. Sessizlik oldu. Bir süre sonra kendine gelmiş olacak ki, Barlas'ın elinde çırpınmaya çalıştı. Doğu da onu tutmaya çalışıyordu. Ne yani bıraksalar beni dövecek miydi?

"Seni geberteceğim. Yalancı! Bana iftira atıyor." diye bütün mekanı inletti.

Herkes film çekiyormuşuz gibi bizi izliyordu.

"Yeter! Kesin artık. Burak kendine gel!" diye bağıran Kenan ağabeye döndü.

"Ağabey bana iftira atıyor." dediğinde gülümsedim.

"Emin misin? Oysa bende bir kaç görüntü vardı." dediğimde derince yutkundu. Bu haliyle daha çok keyiflendim.

"Seni geberteceğim biliyor musun?"

Cebimden çıkardığım telefonu salladım. Yüzümdeki hain sırıtmaya engel olamıyordum.

"Bende bu görüntüleri yayacağım biliyor musun?"

O sırada uzun zamandır sırtı bana dönük olan Barlas yüzünü bana döndü. Gözlerine baktım, gözlerinde kızgın bir ifade vardı. Kaşları çatıktı. Ne yani yine beni mi suçluyordu?