Selam! Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın. ✨
Keyifli okumalar. 💗⭒Bölüm günleri çarşamba, cuma ve pazardır.
Medya: Işık
⭒⭒⭒
Sokağın sessizliğine karşı kalbimin deli gibi atışı bedenimi sarsıyor, kulaklarımı uğuldatıyordu.
Barlas bana sarılmıştı.
Dünya o zaman diliminde durmuştu sanki, o ve ben vardık sadece. Göğsünün sıcaklığı, daha önce hissetmediğim şeyler hissettiriyordu. Beni sarıp sarmalayan elleri ruhumu okşuyordu.
Onun beni geri itmesinden korkarak tedirginlikle sarmıştım ellerimi beline. Ben artık yorulmuştum ve sonsuza dek onun göğsünde dinlenmek istiyordum. Bu isteğimi kamçılayan şey kapının sert bir şekilde çarpan sesiydi. Huzurla kapanan gözlerimi kırpıştırarak irkildim. Gerçekten rahat yoktu.
Kafamı Barlas'ın göğsünden kaldırdığımda kapıdan çıkan kişiye baktım. Ata şaşkın gözlerle durmuş bize bakıyordu. Büyük ihtimalle az önce içerde olan durumdan bu duruma nasıl geçtiğimizi anlamamıştı. Bende anlamamıştım. Bir anda olmuştu ve asla beklemiyordum.
Barlas'da Atayı görmüş olacak ki ellerini belimden çekti. Annesiz kalan bir kuş gibi titredim. Zorlukla bende kollarımı ondan çektiğimde benden bir adım uzaklaştı. Ata hâlâ donmuş gibi bize bakıyordu. Ayrıldığımızı gördüğünde telaşla konuştu.
"Siz devam edin ben valla bir şey görmedim. Ben yokmuşum gibi şey edin." Sağ ol ya. Gerçekten sağ ol Ata.
Barlas gözlerini Ata'dan çekip bana baktığında irkilir gibi oldu. Gözlerini kırpıştırdı ve Ataya tekrar döndü.
"Sadece konuşuyorduk. Abartma." dedi kaba bir sesle.
Aynen canım bana sarılan da dedemdi çünkü.
Ata aptal aptal sırıtarak ikimize baktı.
"Valla bir şey görmedim. Gidiyorum zaten siz şey edin."
"Oğlum salak mısın? Korktu bende korkmasın diye şey ettim." dedi Barlas ensesindeki saçları karıştırıken.
Sanki ben burda yokmuşum gibi konuşmalarına göz devirdim.
"Ne ettin?" dedi Ata muzip bir sesle.
Barlas hızlı adımlarla üzerine yürüdüğünde Atankapıyı açmaya çalışıyordu.
"Lan siktir git. Gece gece asabımı bozma benim."
Barlas ona yetişmeden Ata kapıdan çıkıp gitmişti. Barlas tekrar bana döndüğünde garip bir ifadeyle baktı.
"Üşüdün. İçeri geç artık." dedi sessiz bir tonda. O an titrediğimi fark edebilmiştim.
"Sen?"
"Ben şunlara yiyecek bir şeyler vereceğim."
Eliyle yanımda oturan köpekleri işaret ettiğinde irkildim. Onları tamamen unutmuştum. Eskiye nazaran uslu uslu oturuyorlardı. Barlas'ın yanına adımladığımda kapıdan geçmeden durdum. Gözlerine baktım bir süre. Yeniden eski haline bürünmüş gibiydi. Bir anlık sarılmıştı bana ama gözlerindeki kini hâlâ taptaze duruyordu.
Omuzlarımı düşürdüm ve bir şey demeden içeri geçtim.
O bir anlık sarılmasının bana neler hissettirdiğini bilse böyle bakar mıydı?
İçeri geçtiğimde Sena, Doğu, Berk ve Ata vardı. Diğer çalışanlar gitmişti sanırım. Ben içeri girdiğimde hepsi dönüp bana baktı. Ata'nın sırıtarak bakmasına göz devirdim. Sanki bizi yatakta basmış gibi davranıyordu. Alt tarafı sarılıyorduk. O sarılmamızı da bozmuştu, o yüzden ona sinirliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑎𝑢𝑑𝑎𝑑𝑒
Teen FictionBaşım Barlas'ın göğsüne düştü. Soğuktan donmuş burnumu sıcacık göğsüne sürttüm. Burası yuva gibi hissettiriyordu. Derin bir nefes aldım. Kokusu ciğerlerime doldu. Gözlerim kapandı. Son kez fısıldadım. ❝ Yangın düşmüş kor kor. Yanmış gönlüm yer yer...