Yıldızı parlatmayı unutmayın.✨
Keyifli okumalar.💛Medya: Işık
⭒⭒⭒
Tedirginlikle yutkundum. Barlas kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Güneş ışınlarının içeri vurmasıyla oda aydınlanıyordu.
"Ne işin var senin burada?"
Hâlâ kapının önünde dikiliyordu. Ayaklarımı koltuktan sarkıttım, botlarımı ayağıma geçirdim. Üşüyen ellerimi ovuşturdum. Kafamı kaldırıp baktığımda hâlâ benden bir cevap bekliyordu.
Ne söyleyecektim?
"Ben, erken geldim. Burada da uyuya kalmışım." Yalan top listesinde bir numaraydım gerçekten.
Barlas elinde tuttuğu anahtarı gösterdi.
"Mekanı ben açtım."
Yutkundum. Şimdi ne diyecektim? Yalanlarım tükenmişti.
"Burada mı uyudun sen?"
Ona cevap vermedim. Hem ona neydi? Bir anda bu merakı nerden gelmişti?
Ayakta durmayı bırakarak çaprazımdaki tekli koltuğa oturdu. O kahve gözlerini üzerime diktiğini biliyordum ama ben başımı kaldırıp yüzüne bakamıyordum. Çünkü gözlerine bakarsam her şeyi ona anlatmak isteyen tarafımı susturamazdım.
"Sana bir soru sordum." dediğinde derin bir nefes aldım. Dayanamadım ve yüzüne baktım.
"Burada kaldım ya da kalmadım. Sen niye ilgilendin ki bu konuyla? Sonuçta ben senin hayatında fazladan bir detayım." dediğimde kaşlarını şaşkınca havaya kaldırdı. Onu ilk sevdiğimi söylediğim gün söylemişti bana bu sözleri, hatırlıyor olmama şaşırmıştı.
Nasıl unutacaktım ki? Söylediği bütün sözler kalbimde bir çizik olarak kalıyordu.
"Sadece merak ediyorum, para içinde yüzen bir kızın çalışmaya başlamasını, burada kanepede uyumasını. Sen alışıksındır kuş tüylü yastığında yatmaya." derken bana meydan okuyan gözlerle bakıyordu.
"Seni ilgilendiren bir şey yok."
"Zaten yok. Senin hiç bir şeyin beni ilgilendirmez." dediğinde kahve gözlerine kırgınlıkla baktım. "Kenan ağabey biliyor mu burada kaldığını?"
Sessiz kaldığımda tekrar konuştu. Sabah sabah ne çok konuşmuştu öyle.
"Bilmiyor tabii ki. Bir de gizli saklı işlere mi başladın?" dediğinde ona ters ters baktım.
"Şikayet etmek istiyorsan buyur et." dediğimde gözlerini bütün yüzümde gezdirdi. Dikkatle bakıyordu.
Umarım gözümde çapak yoktur.
"Çocuk gibi seni şikayet etmeyeceğim tabii ki ama sen bir daha burada kalmayacaksın."
Nerede kalacaktım, sokakta mı? Tabii ki bunu yüzüne söylemedim.
"Zaten kalmayacaktım bir günlük bir şeydi." dediğimde inanamaz gözlerle baktı.
"Eminim öyledir."
"Öyle."
O gözlerini duvara dikmiş düşünürken fırsattan istifade onu süzdüm. Üzerinde yine siyah pantolonu, siyah botları ve beyaz sweatshirti vardı. Beyaz ona o kadar yakışmıştı ki gözlerimi ondan alamadım. Kahve saçları yine dağınıktı ve alnına dökülmüştü. Aslında her zamanki haliydi ama bu görüntüsü kalbimin hızlı hızlı atmasına engel değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑎𝑢𝑑𝑎𝑑𝑒
Teen FictionBaşım Barlas'ın göğsüne düştü. Soğuktan donmuş burnumu sıcacık göğsüne sürttüm. Burası yuva gibi hissettiriyordu. Derin bir nefes aldım. Kokusu ciğerlerime doldu. Gözlerim kapandı. Son kez fısıldadım. ❝ Yangın düşmüş kor kor. Yanmış gönlüm yer yer...