Selam bebeklerim. Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın.✨
Keyifli okumalar.🤍⭒⭒⭒
Bir tarafımda geçmişim vardı, diğer tarafta geleceğim. Bir tarafta mantığım vardı, diğer tarafta kalbim. Bir tarafta mutsuzluğum, diğer tarafta mutluluğum vardı.
Ve ben ona bakıyordum; geleceğime, kalbime, mutluluğuma..
Ama o beni görmüyordu, görmek istemiyordu. Şimdiyse gözlerini dikmiş geçmişime bakıyordu.
Gözlerimi kapattım sıkıca. Şuan burada olmamak için her şeyimi verebilirdim. Gereksiz bir şov gösterisiydi ve ben Barlas'ı onlarla yüz yüze getirmek bile istemiyordum.
"Derdin ne senin?" diyen sesini işittim. Sesi sakin ama tok çıkıyordu. Gözlerimi araladım hâlâ bana bakmıyordu.
"Derdim o." dedi gözleriyle beni işaret ettiğinde. "Onu benden alamazsın tamam mı? Sen kimsin ki? Sen kendini ne sanıyorsun? Onunla aynı seviyede misiniz? Bir ona bak, bir kendine. Boşuna hayal kuruyorsun." diyen Barış'a kaşlarımı çatarak baktım.
"Kes sesini artık! Sana git diyorum anlamıyor musun?" diye bağırdığımda dönüp bana bakmadı bile. Sinirden ellerim titriyordu.
Barlas ise boş gözlerle bakıyordu ona. Çenesi gerilmiş, elleri yumruk olmuştu.
"Aynı seviyede değilsek niye bu kadar korktun? Konuşmalarının hepsinin boş oluğunu sen de biliyorsun. Asıl sen hayal dünyandan çıksan iyi olur çünkü sana gitmeni söylüyor." dedi sakince. Ben ise şaşkınca ona bakıyordum. Bu kadar sakin olmasına şaşırmıştım. Onun bu sakinliği Barış'ı daha çok sinir etti çünkü Barlas'ın haklı olduğunu biliyordu.
"Yok sen hâlâ akıllanmamışsın. Yüzsüz, gurursuz herifin tekisin!" dediğinde kolunu tutup onu geri çekmeye çalıştım ama kıpırdamıyordu bile. "Seni hiç istemedi, hiç istemeyecek! Gelip geçici bir hevessin onun için! O benim ve benim kalacak! Sen de böyle bakacaksın." dediğinde onu susturan suratına yediği yumruk oldu.
Sonrası karışıktı. Barlas, Barış'ı yere serip döverken Kerem Barlas'a saldırmaya çalıştı. Bunu gören Doğu, Berk ve Ata kavgaya girdiler. Bugün istedikleri sonunda olmuştu. Ben onları ayırmaya çalışırken Sena'nın Melis'i saçından tutup sürüklediğini gördüm. Ağzım açık Sena'nın bu haline bakarken bu sefer Selin Senaya saldırmaya başladı. İşte o zaman bende de kayış koptu. Bir anda kendimi kavganın içinde buldum.
İşte şimdi buradaydık, nezarethanede. Senayla ben bir yerdeyken. Barlas, Doğu, Ata ve Berk bir yerdeydi. Karşı karşıyaydık. Ben yere çöküp oturmuşken Sena bankın üzerine oturmuştu. Saçı başı dağılmıştı ve yüzünde tırnak izi vardı.
Diğerlerine baktığımda Barlas'da banka oturmuş dirseklerini dizlerine yaslamıştı. Başı da ellerinin arasındaydı. Ellerinin eklem yerleri kızarmıştı. Doğu da onun yanında oturmuş Sena'ya bakıyordu. Berk duvara yaslanmış yeri seyrediyordu. Ata ise koğuş ağası gibi ortada dolanıyordu.
Bu halde olmaları benim yüzümdendi. Kavganın sesini duyan insanlar polisi aramıştı. Onlar bir şekilde sıyrılmış bizden şikayetçi olmuşlardı. Şaşırmadım. Barış'ın babasının bunu halletmesi beş dakikasını bile almamıştır. Zira adalet sistemimiz parayla işliyordu.
Bizde suç bulmaları da ilk Barlas'ın saldırmasıymış, o öyle konuşması Barlas ona saldırmayacaktı.
"Aç kapıyı gardiyan sevdiklerim yok burada. Aç kapıyı gardiyan duramam buralarda." diyerek türkü söyleyen Ataya baktık hepimiz. Sanki on yıldır buradaymış gibi içli söylüyordu. Elinde bir tespihi eksikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑎𝑢𝑑𝑎𝑑𝑒
Teen FictionBaşım Barlas'ın göğsüne düştü. Soğuktan donmuş burnumu sıcacık göğsüne sürttüm. Burası yuva gibi hissettiriyordu. Derin bir nefes aldım. Kokusu ciğerlerime doldu. Gözlerim kapandı. Son kez fısıldadım. ❝ Yangın düşmüş kor kor. Yanmış gönlüm yer yer...