Selam bebeklerim! Uzun zamandır yoktuk. Bu yüzden uzun ve keyifli bir bölümle geldim.
Yıldızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın!✨
Keyifli okumalar. 💖⭒⭒⭒
Boynumu gıdıklayan sıcak bir solukla kıpırdandım. Üzerimde ise beni saran bir kolun olduğunu hissediyordum.
Küçükken bile tek başıma uyumaya alışmıştım. Babam gittikten sonra korkudan ağladığım gecelerde bile kalkıp da annemin odasına gidememiştim. Kendime sarılıp ağlamıştım.
Şimdi ise bütün yalnızlığım yıkıp geçmek isteyen, yalnızlık ülkemin ortasına taht kuran biri vardı. Beni sarıp sarmalayan biri vardı.
Barlas.
Yanımda, yatağımda yatan bedenine baktım. Gözleri sıkı sıkıya kapalıyken dudakları hafif aralık duruyordu. Kahverengi saçları darmadağınıktı. Göğsü düzenli nefes alıp verişleriyle inip kalkıyordu.
Kaç gece ağlamıştım onun için bu yatakta? Kaç gece onunla ilgili hayaller kurmuştum? Şimdi ise ona sarılıp uyumuştum. Hayat mucizelerle doluydu.
Derin bir nefes alıp vererek ona döndüm iyice. Yüzünü okşadım, yanağına bir öpücük kondurdum. Boynuna sokulup kokusunu soludum.
Boynuna değen burnum onu huylandırmış olacakki belimde olan kolu hareketlendi ve beni kendine daha çok çekti. Burnumu boynuna daha çok sürttüğümde homurdandı. Kıkırdayıp bu sefer de boynundan öptüm.
Derin bir soluk aldı. "Yavrum rahat mı dursan?" dedi uyku mahmuru sesiyle.
Başımı boynundan kaldırıp yüzüne baktım. Gözleri hâlâ kapalıydı. Yüzünün her yerine öpücükler kondurdum.
"Işığım biraz daha uyuyalım güzelim." dediğinde kaşlarımı çattım.
"Sen bana uykucu diyordun, asıl uykucu senmişsin!" dediğimde hafifçe gözlerini araladı.
"Kaç gecedir gözüme uyku girmediği için bugün uykum var, sen her zaman uykucusun."
"Neden uykusuzsun?" dedim bir an boş bulunarak.
"Sensizlikten." deyip yanağımdan öptü. "Hadi biraz daha uyuyalım."
"Hayır ben acıktım, kalkıp kahvaltı hazırlayacağım. Uyanmazsan müthiş kahvaltımı kaçırırsın ona göre!" deyip kolunu uzaklaştırdım ve kalktım.
"Tamam ben yetişeceğim kahvaltına." deyip yastığıma sarılıp uyumaya devam etti.
Onun bu haline gülümseyip banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp saçımı dağınık bir topuz yaptım.
Mutfağa girdiğimde telefonumu elime alıp listemden bir şarkı açtım ve işe koyuldum. Bugün güne enerjik uyanmıştım, üstümdeki ölü toprağını atmıştım.
Önce çay suyu koymakla başladım. Barlas kahvaltıda çay içmeyi seviyordu. Sonra kahvaltılıkları ayarlayıp masaya dizdim. Çayı demledim ve marketi arayıp ekmek söyledim.
Peynirli omlet yapmak için yumurtaları çırparken kapı çaldı. Kapıyı açtığımda marketin kuryesi olan çocuğu gördüm.
"Günaydın abla, ekmekler." deyip poşeti uzattığında poşeti aldım.
"Teşekkür ederim." deyip girişte duran portmantodaki cüzdanımı açtım ama hiç nakitim yoktu.
"Pos cihazı getirmedin değil mi?" dediğimde başını olumsuzca salladı.
"Bir saniye." diyerek salona girdim, bazen orta sehpaya para attığım oluyordu ama bu kez tek kuruş yoktu.
Barlas'ın cüzdanını gördüğümde bir anlık durakladım ve para alıp alamayacağımı düşündüm. Normalde ona sormadan asla böyle bir şey yapmazdım ama şuan uykusunu bölmek istemedim. Üstelik parayı sonra ona geri verirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑆𝑎𝑢𝑑𝑎𝑑𝑒
Teen FictionBaşım Barlas'ın göğsüne düştü. Soğuktan donmuş burnumu sıcacık göğsüne sürttüm. Burası yuva gibi hissettiriyordu. Derin bir nefes aldım. Kokusu ciğerlerime doldu. Gözlerim kapandı. Son kez fısıldadım. ❝ Yangın düşmüş kor kor. Yanmış gönlüm yer yer...