17. BÖLÜM

60.5K 2.6K 100
                                    

Merve'nin sinir bozucu uyandırma şekillerinden birine maruz kaldığımda Görkem'le daha önce hiç görmediğim bir denizin kenarındaydım. El ele kumların üzerine uzanmış, kararan gökyüzünü seyrediyorduk. Esen rüzgârı saçlarımın arasında hissettiğime yemin edebilirdim. Konuşmuyorduk ama mutluyduk. Şimdi düşününce çok saçma geliyor da ne yapayım, rüya bu!

"Somurtup durmasana!"

"Uyandırılmaktan nefret ettiğimi biliyorsun. Hele ki üzerimde tepinilerek uyandırılmaktan daha çok nefret ederim. Daha da çok nefret ettiğim ne var biliyor musun? Harika bir rüyanın içindeyken uyandırılmak!"

"Ne görüyordun da bu kadar sinirlendin? Abimi değil mi? Anlatsana," dedi tüm dişlerini gösteren bir sırıtmayla. "Aaaa... Ya da dur anlatma. İğrenç!"

"Git başımdan, Merve."

"Dün akşam siz beni bir güzel sattıktan sonra ne yaptım merak etmiyor musun?" Sürtük!

"Ne haltlar karıştırdın yine?" Gözlerimi ovuşturarak oturmaya çalıştım.

"Okan'ı aradım. Ali'yi abime haber gider diye ekemeyeceğim için beni bizim sokağın başından alıp alamayacağını sordum. Çok uzun zamandır böyle heyecanlanmamıştım. Ali, abim gelene kadar kapının önünden ayrılmaz diye ön bahçeden dolanmak zorunda kaldım. Neyse, koştur koştur sokağın başına geldiğimde beni bekliyordu, hem de elinde milkshake ile!"

"Oha! İyiymiş!"

"Ben de aynen öyle dedim. Kahkaha attı pislik! Meğer ben aradığımda kendine milkshake alıyormuş. Şansa bak! Sizin ne zaman geleceğinizi kestiremediğim için sana mesaj attım ama sen hala bakmamışsın mesajlarına! Senin yüzünden fazla uzaklaşmamak için sahile indik. Bir bir buçuk saat anca durabildim yanında. Bu da senin yüzünden! Neyse, çok güzel zaman geçirdim. Azra, ben galiba aşık oluyorum."

"Hadi be!" diye bağırırken kendimi tutamamıştım. Merve'den bunu duymak... Vay canına! Dünya tersine mi dönmeye başlamıştı? Ya da Çolak kardeşleri etkileyen bir doğa olayı mı gerçekleşmişti? Bir gecede ikisindeki bu değişiklikler pek hayra alamet değildi. Ayyy! Annem gibi konuştum! Düşündüm desek daha doğru... Of! Sabah sabah...

"Aşık oldum demedim. Yani sanırım oluyorum."

"Olmuşsun bile! Dalga mı geçiyorsun benimle? En son ne zaman ağzına aşk kelimesini aldın? Helal olsun Okan'a. Görüşürsek tebrik edeceğim."

"Sus be! Böyle yaparsan cuma günkü, senin de dâhil olduğun planı iptal ederim."

"Ne planı?" Artık tamamen uyanmıştım. Son zamanlardaki iş ve Görkem aşkımdan kendime zaman yaratamamıştım.

"Abim cuma günleri çalıştığı için rahat ederiz diye düşündüm. Seni de alıkoymaz böylece. Beraber kahvaltı eder, sonra havanın durumuna göre eğlenecek bir şeyler buluruz."

"Harika plan!"

"Bu arada, kaçta geldiniz eve? Yakalanırım diye erkenden gelip yattım ama sizin sesinizi duymadım."

Anında ateş basan yüzümü Merve'den saklamak adına ayağa kalkıp giyinmeye başladım. "Bilmiyorum. Çok geç değildi herhalde." Güneşin doğuşuyla aydınlanan gökyüzünü görüyorduk kapıdan girdiğimizde. Gecenin sakin trafiğinde oldukça hızlı bir şekilde diğer eve gitmiş, bugün pazar olduğu ve Görkem Merve'yi yalnız bırakmak istemediği için eve dönmüştük. Normalde ben de Merve'nin yalnız kalmasını istemezdim ama Görkem bu kadar tutkulu ve açıkken yalnız kaldığımız zamanlar sanki birkaç dakikadan ibaretmiş gibi yetersiz geliyordu.

"Tabii tabii..."

"Görkem nerede?"

"Aşağıda, ona kahve yapmanı bekliyor. Kahvaltı için seni uyandıracaktım ama geç uyumuş olabileceğini, rahatsız etmememi söyledi." Ağzım açık öylece kalakaldığımda Merve, kıkırdayarak yatağımdan kalktı. "Acele et aşk böceği, abim özlemiştir seni."

BAL KÖPÜĞÜ / YENİDEN YAYINLANIYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin