Zenginlik kokan bu arabadan indiğimde karşımda bir saray beklemiyordum. Burası muhteşemdi. Sırt çantamın iki kolunu ellerimle iyice kavrayarak olduğum yerde durdum ve karşımdaki saraya bakmaya başladım.
Ailesiyle kaldığı apaçık belliydi. Yanımdaki çocuk önden gitmeye başlayınca onu takip ettim.
Büyük bahçeden içeri girdik ve kapının önüne geldik. Çocuk bir anahtar çıkarıp kapıyı açtığında küçük dilimi yutacaktım. Burası gerçekten muhteşemdi."Annemler kesin uyuyordur, misafir odası yukarıda,"
Usulca başımı salladım ve tekrar onu takip ederek merdivenlerden çıkmaya başladım. "Burası," odanın kapısını açtı ve büyük odayı gösterdi. Elini yol verir gibi öne doğru uzattı.
Çekingen adımlarla içeri girdim. Bu gecelik bu sarayda kalıcaktım. "Bizimkiler sabah erkenden işe gider, ben gelip seni uyandırıncaya kadar odadan çıkmasan iyi edersin," usulca kafamı salladım. "O zaman ben gideyim, iyi geceler, küçük."
"Teşekkür ederim." Gözlerime bakıp çarpık bir şekilde gülümsedi ve odadan çıktı.
Kendimi büyük yatağa attım. Şimdi ne olacaktı? Yarın tatildi. Umarım Emir, bu sefer hayatımdan çıkardı. Yatakta yan dönüp doğruldum.
Sevgili annecim ve babacım,
Daha iyi olucağıma inanarak beni gönderdiğiniz İzmir'de daha kötüye gitmemek için her gün dua ediyorum.
Teşekkürler.﹏﹏﹏
Omzumdaki sarsılmayla yavaş yavaş kendime gelmeye başladım. Gözlerimi açabildiğimde bir an bulunduğum yeri beynim idrak edemedi.
Ardından baş ucumda dikilen sarışın çocuğa baktım. Dün gece olanlar yavaş yavaş aklıma süzülürken ben hâlâ tepkisiz bir şekilde çocuğa bakıyordum. Tuhaf bir şekilde kaşlarını çatarak konuştu.
"Günaydın küçük, eve gitme vakti geldi."
Sanırım bu çocuğun da iyilik kotasını doldurmuştum. Lafını ikiletmeden olduğum yerde doğruldum ve sırt çantamı omuzladım.
"Benim birini aramam gerek, beni bırakacağın adresi sonra söylerim."
Başını salladı ve odadan çıktı. Telefonumu çıkarıp Simay'ı aradım. Yalancı arkadaş olmadığı için şu an yardım isteyeceğim tek kişi oydu.
"Deniz?" Şaşırmış gibiydi. Aramamı beklemiyordu sanırım.
"Simay, kısa kesicem bu haftasonu sende kalabilir miyim? Biliyorum çok y-"
"Tabiki de, saçmalama. Adresi sana mesaj atarım. Çabuk gel, bekliyorum."
Büyük bir rahatlama hissiyle teşekkür edip telefonu kapattım.
Odadan çıktığımda sarışın çocuğun kapıda beklediğini gördüm. "Hazır mısın?" Başımı salladım ve ardından onunla beraber evden çıkarak arabaya bindim. Simay'ın attığı adresi ona gösterdim ve arkama yaslanarak Simay'a ne diyeceğimi düşünmeye başladım.
Bir apartman dairesinin önünde durunca irkildim ve çocuğun yüzüne baktım.
"Teşekkür ederim, her şey için."
Tam arabadan inecektim ki aklıma takılan soruyla tekrar ona döndüm. "Adımı hiç sormadın?" Yine o çarpık gülümsemelerinden birini takındı yüzüne.
"Eğer adını sorarsam sen de bana adını söylemiş olursun, ve ben de adını öğrenmiş olurum,"
Bir şey anlamayarak ona baktım. Bu halime güldü ve önümden uzanarak kapıyı açtı.
"Git küçük, ve sana tavsiyem; insanlar seni üzdüğünde kendine zarar vermek gibi bir saçmalık yapma, çünkü dün gece aynen bunu yapıyordun,"
Düşünceli bir şekilde gözlerine baktım ve ardından arabadan indim. Bana, elini başına koyarak selam verdi ve gazı kökledi. Arabanın arkasından baktım. Tuhaf birisiydi. Güldüm. Hayır, tuhaf değildi. Mantıklı ve iyi birisiydi.
Düşüncelerimden sıyrılıp apartman kapısından içeri girdim ve asansöre binerek 6. kata bastım. 6. kata geldiğimde tok bir ses ile açılan asansör kapısının hemen ardından 12 numaralı dairenin ziline bastım.
Birkaç ayak sesinden sonra Simay güler yüzüyle kapıyı açtı. "Deniz! Hoşgeldin," zorla gülümseyerek içeriye girdim. Tahmin ettiğim kadarıyla evde kimse yoktu. Simay kolumdan tutup hevesli bir şekilde beni odasına götürdü. "Seni dinliyorum," kaşlarım çatıldı.
Bu halime göz devirip tekrar konuştu. "Telefondaki sesin, şu halin ve birden bire bana gelmen. Neler oluyor Deniz? Zeka küpü gibisin. Senin hakkındaki bütün her şeyi öğrendim derken bir parçayı öğrenemiyorum ve sırf onu öğrenmek için diğer bütün hikayeni silip, eksik kalan parçayla yeniden uyarlamaya çalışıyorum. Kim olduğunu anlat, lütfen."
Bu haline bir süre baktım. Gözlerinde hiçbir art niyet göremiyordum. Bu kıza güvenmek istiyordum. Yatağına bağdaş kurdum. "Pekala,"
Ardından bütün hikayemi Simay'a anlattım. Her şeyi. En ufak ayrıntısına kadar. Dün gece de dahil her şeyi anlattım. Bilge'yi, Emir'i, okulu, diğer arkadaşlarımı. Ve Simay, bu saydıklarımın hepsinden ölesiye nefret etmişti. Özellikle Bilge'nin arkasından demediğini bırakmamıştı. Emir konusunda ise, çok şaşırmış be dakikalarca tepkisiz kalmıştı.
Artık Simay kim olduğumu biliyordu. Her şeyiyle. En ufak ayrıntısına kadar. "Ve işte şimdi de burdaydım, bu haftasonu sen de kalabilir miyim?"
Bana saçmalama der gibi baktı ve sarıldı. Aniden gelen ve hiç beklemediğim bu hareket karşısında bir süre tepkisiz kaldım. Ardından ben de kollarımı beline doladım. Simay artık benim arkadaşımdı.
Biz Simay'la gelişi güzel konuşmaya devam ederken annesi ve babası da gelmişti. Beni gördüklerinde sıcakkanlı davranmışlar ve sürekli sohbet etme girişiminde bulunmuşlardı.
Akşam yemeğini yedikten sonra Simay bana kalmam için odasında bir yatak hazırlamıştı. Gece boyunca konuşmuş, sabaha kadar uyumamıştık. Bu şekilde pazar gününü de geride bıraktıktan sonra pazartesi günü büyük bir mayhoşlukla uyanmıştık.
Sırt çantama koyduğum üniformalarıma şükrederek uyuşuk uyuşuk üzerimi değiştirdim. Simay da banyodan dişlerini fırçalayarak çıktı ve peltek peltek etrafa köpükler saçarak konuştu.
"Yanına kitap almadıysan ben sana kalem ve defter ayarlarım, bugünlük idare edersin."
Etrafa saçtığı köpüklere gülerek ona kAfa salladım. O da gülerek karşılık verdi ve banyoya geri döndü.
Sonunda hazır olduğumuzda evin önüne inip servisi beklemeye başladık. Bugünlük Simay'ın servisiyle okula gidecektim. Evime bugün okul çıkışında gidip bakacaktım. Şu haftasonunda çok rahattım fakat eve gelen hizmetçi acaba Emir'i gördü mü diye düşünmeden edememiştim.
Kaan'a, bugün erkenden çıkıp okula yürüyerek gideceğime dair bir mesaj attıktan sonra servisi beklemeye devam ettim. Tabii, Simay'ın yaptığı espiriler eşliğinde. Fazlasıyla komik bir kızdı ve bu haliyle çok tatlıydı. Onun gibi bir arkadaşım olduğu için şimdiden çok mutluydum.
Bir süre sonra gelen servise şükürler yağdırarak bindik ve okula gitmeye koyulduk. Okula geldiğimizde Simay'la beraber yine gülerek bahçe kapısından içeri girmiştik. Merdivenlerden çıkacakken Simay koluma vurup merdivenlerden çıkmaya başladı.
Ben de kahkahalarla peşinden koşarken omzumla sert bir şeye çarptım. Afallayarak omzumu sıvazlayıp çarptığım kişiye dellenecektim fakat kelimeler ağzımda düğümlenip kalmıştı.
O geceki çocuk? Beni evine alan çocuk? Sarışın ve çok zengin olan çocuk?
Üzerinde bizim okulun üniforması vardı. Ve, bana bilmiş bilmiş gülümsemesinin sebebi neydi?
![](https://img.wattpad.com/cover/28117135-288-k650171.jpg)