15. Bölüm

225 13 89
                                    

Gün ağarmadan kalktım sere serpe uzandigim yataktan. 4 saat boyunca neredeyse hiç uyumamıştım.

Hıçkırıklarım bedenimi sarsarken daha sıkı sarmıştı beni.
Her direnişim büyük bir hüsranla sonuçlanmıştı.

Gururum yerle yeksan olurken hiç bu kadar basit hissetmemiştim.

Temkinli hareketlerle kalktım yataktan.
Dolaba yönelip  hafif göğüs dekolteli  yağ yeşili bir bluz çıkardım. Altına kırık beyaz fırfırlı bir etek alıp banyoyo ilerledim.

Dün koynunda zorla uyutan adam bugün giyinirken görse ne yapar kestireniyordum artık. Biyolojik ihtiyaçlarımı giderip üstümü değiştirdim. Pijamalarımı katlayıp usulca tekrar çıktım banyodan. O uyanmadan okuluma gitmeliydim.

Bu pislikten kurtulmak için tek çarem okuldu . Mükemmel bir diyetisyen olup gidecektim burdan .

Bir tek halam olacaktı yanımda . Tek bir parça götürmeyecektim.

Burası gömülü kalması gereken bir kabustan ibaret olacaktı yalnızca . Yeterince zordu zaten hala bu evde barınmak , suyunu çorbasını yemek.

Değecekti, öyle bir gidecektim ki burdan yalnızca izlerim kalacaktı .
Bir zamanlar duvarlarda yankı bulan kahkalarımı da alıp gidecektim.

Pijamalarımı yerleştirip usulca makyaj masama gittim . Solgun tenime biraz fondöten sürdüm.

Gözlerim fena halde değildi . Pembemsi bir allikla biraz yanaklarıma can getirip kuruyan dudaklarıma vazelin sürdüm.

Daha insancıl bir görünüm elde ettiğimde hala uyuyan adama baktım.

Kocaman bir yabancıydı artık.
Zorba bir yabancı .

Çantamı ses çıkarmamaya özen göstererek aldığımda ayrıldım odadan.

Saat 5 e geliyor olmalıydı . Merdivenleri inmeye başladığımda , elindeki sandiviçler ve akbille gülümseyen Lale ile sırıttım.

Kızlar genelde okula otobüs ile gitselerde beni muhakkak Yusuf bırakırdı . O olmadığı zamanlarda  Murat bırakırdı.

Yakın zamanda kendime akbil çıkartmam gerektiğini aklıma not ederken Laleye kocaman sarıldım. Dolu elleri ile karşılık vermekte zorlansada kıkırtılarımız havada uçuştu .

"Harikasın !" Kısık tutmaya çalıştığım sesim sabah sabah fazla komik çıktığında tekrar gelen gülme krizi ile evden kaçarcasına çıktık.

Lalenin hazırladığı sandiviç'i çantama tıkıştırırken aklıma gelen ile biraz duraksadım.

"Lale ?"
"Söyle gülüm ."

Durağa adimlarken aklımda kileri dökmeye başladım.

"Benim burdan gitmem gerek Lale !"

Gözleri endişe ile bana döndüğünde koluma girdi .

"Sesli sesli konuşma Alya . Bir duyan olacak . "

Korku ile çevreme baktığımda kimseyi görmeyişim ile rahatladım.

"Biliyorum Alya , seni bu topraklar paklamaz artık . "

Küçük bir iç çekiş ile devam etti. "Nasıl olcak be !"

Sitemkar yakınışı ile daha sıkı sarıldım koluna . Başımı omzuna yaslayıp öyle devam ettim yola . İşte bunu bende bilmiyordum.

Yinede yüzüme sinen gülümsemeye mani olamadım . Beni anlayan birinin olması beni mutlu etmişti.

Aklıma gelen soru ile dudaklarımı ısırdım . İşte bu sorudan alacağım cevap beni çok incitebilirdi .

Durağa vardığımızda  banka çöktük hemen . Sabah ayazı vardı .

zahiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin