13. Bölüm

265 12 210
                                    

Sevda;

Hayatım boyunca yapmamam gereken en büyük hayatı etmiş sessiz kalmıştım. Dayatılan ne varsa öyle olur sanmıştım. Yanılmışım.

Zerda anne ses etmiyor bana iyi davranıyor hatta arkamı topladığını görüyordum. Anca yüzüme bakmıyor , mümkün mertebe yanaşmıyordu.

Şu koca konakta bı o kadın vardı benim de en az diğerleri kadar masum olduğumu bilen.

Her geçen gün ciğerlerime dolan soluksuz yalnızlık  ile uyanıyor dışlanma ile yatıyordum.

Doğradığım domatesleri de salataya ekleyip soğana uzandım.

Şu konağa geleli iki hafta oluyordu ve kimse bir işe elini atmıyordu. Bir ablam vardı birde kahvaltı sofralarımı süsleyen sultan abla.

Acı soğan ile dolan gözlerim bu anı bekliyormuşcasına boşaldı.

Bende bir annenin evladıydım. Her gün koca konağın tüm işini yapmak artık ağrıma gidiyordu.

Tek başıma can veriyordum bu konakta.
Belki yeterince belli edememiştim tavrımı, istemediğimi  ama yinede reva mıydı bu bana. Sevmediğim yıllarca abi dediğim bir adamın karısı olmuştum.

Gözlerimin önünde bir başkasına karım diyor beni hiçe sayıyordu .

"Ne bu halin ?"

Kulağıma dolan sert ses ile hızlıca arkamı döndüm. İrkilmiştim.

"Yok bir şeyim , soğan acı geldi."

Nasıl hitap edeceğimi bilmiyordum.

Mesafeli bakışların sahibi evin küçük oğlu Murat'a aitti.

Abi desem ondan büyüktüm. Adı yakışı kalmazdı.

"Soğan için bu kadar içli içli ağlıyordun."

Gözyaşlarıma takılan bu güzel adam keşke iki haftadır yüzüme bakıp insan yerine koysaydı.

Burnumu çekip elimi yıkadım. Gitmeliydi . Konağın masum meleğine abilik etmeye gitmeliydi.

Tekrar ona döndüğümde ifadesiz bakışları karşıladı beni.

"Sultan Ablaa" gür sesi ile ürküp sıçradığımda  gelen Sultan abla ile yerime sindim.

Dekruşi erkeklerinin tek bildiği şu kadının adını böğürüp durmaktı.

"Buyarasın Ağam ?"

Koştur koştur geldiği belli olan ablanın gözleri bana ve tezgaha kaydı.

"Yemeğin hazırlığına sen devam et içi çıkmış kızın."

"Tamam ağam. "  Son kez soğuk bakışlarını hissettiğimde çekip gitti mutfaktan.

Artık dayanamıyordum.

Hani kuma el üstünde tutulurdu ? Hani bir çocuk verince ondan iyisi yoktu.

Bunlarda gözüm yoktu. Allah şahidim olsun ki yoktu.

Balkona çıkıp soğuk fayansa çöktüm.

Ben biliyordum Yufus Mirza ve Alya deli gibi seviyorlardı birbirlerini. Hele Alya nasıl bakıyordu görmüyor muydum?

Diyelim ki görmedim duymuyorum mu saniyorlardı. Ablamdan Gül'den Lale'den  bazen bizzat ondan. Biliyordum. Aralarına girmek değil niyetim. Sadece , sadece o gün söz verdiği gibi olmasıydı.

Göz yaşlarımı elimin tersi ile her temizleyişimde eklenen yeni taneler ile çıldıyordum.

"Teyze ?"  Arasın ince sesi kulağımı doldurduğunda toparlanmak için çabalasamda geç kalmıştım.

zahiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin