"Ne saçmalıyorsun?"
"O it senin kokunu nerden biliyor?"
Burnumu çekip göz yaşlarımı temizledim.
"Ne diyorsun sen Yusuf Mirza?"
Saçlarımı hırsla arkaya savurup yanına yürüdüm. Bedenlerimiz bir birine temas ettiğinde burnumu dikip işaret parmağımı göğsüne bastırdım.
"Sen beni, karım dediğin kadını neyle itham ediyorsun Yusuf Mirza!"
Sonlara doğru yükselen sesim ile gözlerinden geçen karartıya şahit oldum.
"Sen beni kendinle mi karıştırdın? "
Sesim sinirden titrese de devam ettim. Parmağım canını yakıyor muydu bilmiyorum ama tek eli göğsünde ki elimi avuçladı.
"O adam benim halime acıdı , bana acıyarak baktı. Diğer karın dedi , dönüpte benim karım Alya diyemedin."
Göz yaşlarım birer birer tekrar aktığında bir birine çok yakın olan bedenlerimizi birleştirdi. Boşta kalan elimle göğsüne bir yumruk attım. "Asıl it herif sensin! İt senin adamlığın , şerefin! İt hala senin kollarında olan benim! Hiç bir şey yokmuş gibi yapmaya çalışan beynim!"
"Alya'm özür dilerim yavrum. Bir an gözüm döndü !"
"Başlarım senin gözünün dönmesine! Bir gün benimde gözüm dönerse görürsün ! Sen kimsin Yusuf kimsin de bana hangi hakla neyin neyin hasabını soruyorsun?"
" Lütfen !"
Göğsünü yumruklayan ellerimi aramıza sıkıştırıp hareket alanınımı kısıtlayarak tamamen sardı.
"Lütfen yavrum ben boyumun ölçüsünü aldım . "
Derin bir nefes çekip bedenimi serbest bıraktım. Kendimi yıpratmak istemiyordum.
∆∆∆
Aras olmadığından ev son derece sessizdi . Avşin ve pek sevgili kardeşi' nın yokluğu ise eve bahar havası veriyordu adeta. "Hazırlandıysan çıkalım." Gelişi güzel bir çanta seçip görmeyeceğini bilerek başımı salladım. Telofonuna gömülmüş bir şeyler yazıyordu .
"O kim ?" Umursamaz tutmaya çalıştığım sesim ile başını telofondan kaldırdı.
"İşten birisi."
"Kimmiş o ?" İğneleyici sesim ile telofonu cebine soktu.
"Sekreterim Leyla. Müsait olup olmadığımı sordu . Bugüne bir toplantı koymak için . " Başımı olumlu anlamda sallayıp kapıya yöneldim.
Mutlu, bı o kadar da gergin hissediyordum. Avuçlarıma bir gerçek bırakılacaktı bugün. Tek dileğim vardı bugüne dair, daha fazla beni yıpratacak bir gerçeğe daha gebe kalmamak.
Ruhum küçük bir sızı ile sarsıldığında belime dolanan büyük bir el ile konak kapısına yönlendirildim. Göğüsüm saçlarımı yalayıp geçen rüzgar ile genişçe inip yükseldiğinde ellerimi ne olursa olsun hala yanında olduğum adamın avucuna bıraktım.
Bazen bir göz yumuşla çoğunlukla mecburiyetten... Nasıl olduğu şuan da pek önemsiz kalan bir birliktelikti bu.
Koskoca 3 yılımı geçirmiştim bu adamla . Ömrüm yettiğince yanında kalmak istediğim adam için artık şartlarım vardı. Yıllar bana sadece bir kaç yaş ve güzel anılar getirmekle yetinmedi.
Ne kadar ömrüm var bilmesem de iki kadın bir adama aynı gözle baktığı sürece içim rahat olmayacaktı. Bir gün onun yanında birimizin vadi dolucaktı. Hayırlısı olsundu. Eğer vadesi dolan ben olacaksam içimde ne kadar inkar etsem de var olan aşkı da alıp çekip gidecektim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
zahi
Romance"Seni seviyorum gerisi önemli değil." Karşısındaki kadın, ilk karısı, ilk seveniydi. Böylesine bir sevda var mıydı başka bir yerde bilmiyordu, zaten bu aralar hiç bir şey bilmiyorduki. Bildiği tek şey bu güzel kadına olan hayranlığıydı, aslatine, du...