2| Aurora

60 2 0
                                    

3 Ay sonra

Hepimiz birlikte yaşamaya başlayalı 3 Ay olmuştu bu süreç içinde daha da bir yakınlaşmıştık eh bilirsiniz yakınlaşmak demek, açık uçlu bir kelimedir mesela; Seonghwa hyung ve Hongjoong hyung işleri ilerletmiş ve cidden grubun anne ve babaları olmuşlardı.

Cidden yani sevgili olabileceklerini biliyorduk ancak ne zamandır birlikte yaşıyoruz geceleri bazen onlar yüzünden uyuyamıyordum. Onlar bir odada kalıyorlardı, ben Jongho ve Yeosang birlikte kalıyorduk Maknaeler olarak. Mingi hyung tek bir odada ebeveynlerimiz (Hongjoong ve Seonghwa hyung) bir odada ve en son olarak da San hyung ve Yunho hyung birlikte kalıyordu.

Hoş San hyungun söylediğine göre Yunho hyung asla sabahları kalktığında odada olmuyormuş. Daha bu işin sırrı çözülememişti eh hyunga soran da olmuyordu ancak bizim odamıza gelmediğine ve oturma odasında da olmadığına göre Mingi hyungun yanına gitme ihtimali yüksekti. Zaten çok da yakışıyorlardı, biz onlara 'ikiz kuleler' diyorduk bazen de yapışık ikiz.

Diğer kalan dördümüzden daha böyle bir şey çıkmamıştı ama belli olmazdı. Bu olayların dışında hepimiz cidden üniversiteli olup dersler alıyorduk tabii ki hızlandırılmış bir şekildeydi. Şimdiden kararlaştırılmıştı tabii ki normal okullarda olan öğretmenlerden olmayacaktık ama bazı konularda uzmanlaşmamız gerekiyordu bu yüzden ben tarih alanında, Yunho hyung ve Hongjoong hyung Kore edebiyatında, Seonghwa hyung biyoloji alanı, Jongho fizik alanı, Yeosang kimya alanından, San hyung İngilizce alanından son olarak da Mingi hyung matematik alanından gireceklerdi. Ancak bilinen şekilde anlatmıyorduk onların bize verdiği şekilde öğreniyorduk olayları.

"Wooyoung hadi gel artık geç kalacağız!" Dedi Yeosang bağırarak onun bağırmasıyla birlikte bir ses daha yükseldi "Yah sabah sabah bağırmayın final haftasındayız uyuyoruz burada." Eh canım uykucu hyungum Hongjoong shi den yükselmişti bu ses kıkırdayıp -ama sessizce- hızlıca arabaya koştuk.

Aradan geçen iki saat sonra son sınavı da vermiş ve hızlandırılmış programın sonuna gelmiş bulunuyordum. Artık tek yapmam gereken diğerleriyle bunu kutlamaktı. Evimize dönerken de bunu kutlamak için üç çeşit bira ve viski almıştım. yürüyerek gidiyordum ama birden yanımdan bir motor geçip uzakta durdu.

Dışarıya belli etmeden kendimce önlemimi almıştım. Siyah motorcu indi ve kaskını çıkarttı. Derin bir nefes vermiştim tanıdık sarı saçları görünce.

"Sannie Hyung korkuttun beni." Dedim.

"Ah kusura bakma -elini ensesine atmıştı- amacım korkutmak değildi ben de eve dönüyordum geçerken seni de alayım diye düşünmüştüm." Sıcak bir gülümsemeyle söylemişti bunları. Ben de gülümseyip önünden motora yürümeye başlamıştım oturduğumda tch sesi duydum.

"Öyle olmaz sürücü ne kadar iyi sürerse sürsün kask takmalısın." Demişti. Ve motorun arkasında bulunan bagajlardan birini açıp içinden de yedek kaskı çıkartmıştı.

Tam elinden alacakken kaskı kafama koyup bana uygun bir şekilde takmıştı. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Benimkini hallettikten sonra kendi kaskını da takıp oturmuştu önüme sonra arkasını dönüp:

" sıkı tutun düşmene izin vermem ama dengede kalmalıyız." Demişti. eh be adam görev içinde birine aşık olunur mu yazık bana da ama. Hiçbir şey diyemeden motoru çalıştırmıştı ve dediği gibi de hızlı gidiyordu.

Düşme korkusuyla hemen sarılmıştım beline ama refleksle olmuştu bu.  Kimi kandırıyordum ki refleksle olsun veya olmasın ona sarılmak içimden gelmişti. San hyung bir elini çekip elimin üstüne getirip daha da sıkı tutmamı ister gibi çekiştirmişti.

Utopia ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin