Dışarıdan gelen sesler duyuyordum ama gözlerimi açamayacak kadar yorgundum. Ayrıca kıpırdamaya da çekiniyordum çünkü düzgünce yatsam bile kalçamdaki ve boynumdaki ağrılar varlıklarını belli ediyorlardı. Bir süre gözlerim kapalı durdum.
Kapının açıldığını duyuyordum ama kimin geldiğini anlamamıştım taa ki alnımda aklımdan çıkmayan dudakları hissedene kadar.
Zorla da olsa gözlerimi açmıştım. Başımın üzerinde San vardı ve gülümsüyordu bana.
"Günaydın Wooyoungie." Demişti neşeyle. Dünkü insan ve bu kişi aynı mıydı şimdi? Gülümsemiştim ve kollarımı kaldırmıştım sarılsın diye -kıpırdatabildiğim tek yer oldukları için- o da anlamış ve sarılmıştı bana. Yatağa oturmuştu ben de yavaşça kalktım onunla birlikte. Yapabileceğim en az hareketi yapmaya çalışıyordum.
"Nasılsın Wooyoungie?" Demişti.
"Ağrım azıcık var gibi ama kendimi dünyanı en şanslı insanı gibi hissediyorum." Fısıldamıştım. O da dediğime gülümsemiş ve bir eliyle yanımızdaki komidinin uzanmıştı.
"Bunları iç Woo, boğazının ve kalçanın ağrısına iyi gelir." Demişti elindeki ilaçları ve suyu göstererek. Cevap olarak sadece ağzımı açmıştım.
"Aaah." Yapmıştı o da. İlaçları içtikten sonra:
"Woo güzelim hadi arkanı dön de krem de sürelim." Utandım. Hem de olmaması gereken kadar. Göğsünün üzerindeydim minnacık bir baş sallama hareketi yaptım. O da yavaşça geri çekildi.
"Şey, Sannie ımm şey ben yaparım." Dedim yüzümün yandığından emindim artık. Sırıtmaya başlamıştı:
"Utanıyor musun gerçekten Woo?" Dedi. Elimle göğsüne vurdum ve hızlıca arkamı döndüm daha fazla San ile uğraşmamak için. Gülmüştü. Kremi hızlıca sürdü beni daha da utandırmamak için. Önümü dönmüştüm.
"Hadi gel Wooyoungie bugün karargâha gideceğiz." Ah ben onu unutmuştum. Kalkmaya çalıştım.
"Sannie şey, yardımcı olur musun?" Demiştim sonlara doğru sesim kısık çıkarak. Oysa kelime etmeden beni kucağına gelin gibi almıştı. Kahkaha atıyordum bir yandan da diğerlerinin yanına gidiyorduk.
"San, tamam, tamam indir artık." Demiştim gülmelerim arasından.
"Ooo gençler gelmeseydiniz." Demişti Hongjoong hyung. Artık San'ın kucağında değildim ikimiz de koltuklara oturmuştuk. San, Hongjoong hyungla konuşurken Yeosang ile göz göze gelmiştik. İmalı imalı gülümsüyordu. Daha fazla utanamazdım herhalde. İyice küçülmüştüm olduğum yerde. San'ın yanımdan kalktığını hissettim. Ona dönmüştüm 'nereye?' bakışları atarak. Oysa sadece başımın üstünü öpmüş ve Hongjoong hyung ile gitmişti. Yeosang yanımın boşalmasıyla anında yanıma gelmişti. Şimdi fark ediyordum Mingi hyung ve Jongho da yoktu.
"Diğerleri nerde?" Demiştim hem konuyu da değiştirirdi belki.
"Ah duymadın mı daha demin. Jongho ve Mingi hyung gece karargâha gittiler, sabah ise Hongjoong hyung ile konuşmuşlar San hyungun bilgileri lazımmış onu bekledi Hongjoong hyung. Seonghwa hyung ve Yunho hyung da mutfakta zaten." Dedi. Dün olanlar yüzünden asıl görevimizi unutmuştum. Ve gerilmiştim.
"Ne zaman başlayacağız?" Dedim eski 'ben'e dönmeye çalışarak.
"Bilmiyorum net bir şey söylemediler ama karşı taraf durmuyormuş. O yüzden hızlandıracaklarmış görevi." Dedi Yeosang. Biz bunları konuşurken içeri Seonghwa hyung ve Yunho hyung girmişlerdi elerinde tabaklarla. Bir tabağı benim önüme, bir tabağı da Yeosang'ın önüne koyup karşımıza oturmuşlardı.
"Hadi yiyin. Woo özellikle sen, güçten düşmüşsündür." Demişti Yunho hyung. Ah demek duymuştu herkes. Yüzümü elimle kapatmıştım.
"Yah hyung ya!" Çıkıştıktan sonra gülmelerini tutamamışlardı. Daha fazla bir şey demeden hemen yemeğimi yemeye başlamıştım. Bir süre sonra benimle uğraşmaları bitmiş olacak ki, Seonghwa hyung:
"Yemeğinizi yedikten sonra okullara gitmemiz lazım. Ses sistemlerini ayarlamamız lazımmış." Dedi. Kafa salladık.
"Hyung, 'akıl hocasını' nerede ve ne zaman bulacağız." Diye sordu Yeosang.
"Onu San ile konuşacaklar, sonra bize de anlatırlar. Şimdi rotamızı belirleyecekler." Dedi Yunho hyung.
San'ın bu görevlerde başı çekecek olması beni geriyordu. Germeye de devam edecekti.
________________________________
Herkesin Ramazan bayramı kutlu olsunn 💕🍭💜
Nice mutlu güzel bayramlar görürüz umarım ki.Umarım okumaktan keyif alıyorsunuzdur. Kısa bir bölümdü bundan sonra olaylar karışacak, beklemede kalınn
-rei
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Utopia ✔️
FanfictionKızının minnacık olan elinden tutmuştu genç bir yandan da sevdiğiyle konuşuyordu "neden" diyordu "neden yaptın bunu bize, neden bıraktın bizi?" Hıçkırıklarını ve ağlamalarını içinde tutmaya çalışıyordu kızı için ancak nafileydi, arkadaşları onu böyl...