iki hafta sonra
"hyung kapa artık telefonu!"
"olmaz Wooyoung, sus ayrıca. Duyamıyorum Seonghwa'yı."
"Yah yeter ya sabahtan beri bit bit bit bit. Bir bitmediniz arkadaş şirkette de Yunho hyung konuşuyordu Mingi ile."
"Sus sen git San'ı ara bir şey yap."
"Hyung gel artık, kapatmayacak telefonu işte. Bırak zaten hem sevgilisinden hem de bebeğinden uzakta." demiş ve konuşmamıza dahil olmuştu Jongho.
"Sen sus bakayım, seninki iki adım ötemizde sayılır. Ben San'ın yurdunu bile bilmiyorum."
Evet, taşınmışlardı. Daha doğrusu hepimiz taşınmıştık. Ve gerçekten en son San'ı gördüğüm zaman kamp günüydü.
Ondan sonrasında ise olanlar olmuş ve bizim de gittikleri yeri bilmememiz için bizlere yurtlarının yerini söylememişlerdi.
"Hyung ben öyle demek istemedim. Gel otur film izleyelim." Jonghom olmasa bu kaptan zımbırtısıyla kalamazdım sanırsam.
7/24 Seonghwa hyungla konuşuyordu. Hayır hwa hyung da iki canlı taşıdığı için fazla görev alamıyordu o yüzden iyice bir boş zamanı vardı.
Jonghonun yanına oturmuştum.
"Hyung, Yeosang hyung gelecek bugün."
"Gelsin Jongho, kapımız açık biliyorsun."
"Hayır hyung o yüzden demedim, misafiriyle gelecek."
"Gelsin Jongho, taklit mi yapmamız gerek." derken kapı çalmıştı.
"Hyung ben açarım Yeosang hyungdur."
Tamam manasında kafamı sallamıştım.
Yeosang geleceği için mutluydum ama aynı zamanda da, uzun bir süredir San'ı göremediğim için de içim buruktu.
İçeri gelenlere dikkat kesilmek istesem dikkatimi olaylara veremiyordum. Sehpanın üzerini toparlamaya başlamıştım tam o sırada bir ses;
"Toplama onun hakkında konuşacağız."
"SAN, GELMİŞSİN, NİYE GELDİN." Demiş arkamı dönmemle boynuna sarılmıştım hemen.
"Böyle mi karşılıyorsunuz Wooyoung bey nişanlınızı." demiş bir yandan da sarılmıştı bana.
"Gidin odanıza ortalık yerde, tch tch çocuk var burda" demişti Hongjoong hyung da.
"Hiiih Seonghwa hyung hoş geldinnnn." demiştim gelenleri görünce.
"Mingi nerde kaldı çantam onda." demişti Hwa hyung da.
"Yunho hyung ile karşılaştı onların da geleceğini bilmiyordu." Demişti Yeosang da.
"8 makes 1 team olduk sanki?" Demişti kapıdan giren Yunho hyung da.
Bu süreçte Yunho hyungun da hamile olduğunu öğrenmiştik. Bu yüzden Mingi hyung, Yunho hyungun üzerine titriyordu.
"Hyung hoş geldiniz, de neden geldiniz?" demiştim.
"Hyunggg, dedim ya sabah planın son aşamasına geliyoruz diye." demişti Jongho da.
Sabah kafam uçuktu ama bunu dışarı yansıtmamalıydım. Kafamı sallamıştım hatırladım manasında.
"Neyse uzun süredir görmedik birbirimizi bir yirmi dakika izin veriyorum istediğiniz gibi takılabilirisiniz sonra gelin ve birlikte bitirelim şu işi artık." demişti Hongjoong hyung.
San'ın elinden tutmuş ve kaldığım odaya götürmüştüm."Hyuung, neden bana söylemedin." demiştim odaya girdiğimizde.
O ise cevap vermeyip dudaklarımı öpmeyi seçmişti. Uzun bir süredir görüşmememizin de etkisiyle öpücük gittikçe derinleşmişti.
"H-hyung , dur içeride hyunglar var." diyebilmiştim zorla. İkimiz de derin nefesler alıyorduk. Tamam manasında kafasını sallamıştı.
"Bu iş bitsin Wooyoung, işte o zaman görüşeceğiz senle." Demişti, tırsmıştım açıkçası.
Gülümseyebilmiştim sadece bu dediklerine. Hızlıca odamdaki yatağa oturttum onu da. Şimdi ikimiz de oturmuş, sarılıyorduk.
"eee Wooyoungie, nasılsın?" demişti ellerini karnımda birleştirip.
"Of hyung sorma Jongho da Hongjoong hyung da sorunlu ev arkadaşları. Sürekli gece yarılarına kadar Hwa hyungla konuştu Hongjoong hyung." gerçekten de bütün hafta boyunca Hwa hyungla konuşmuşlardı.
"Bilmez miyim güzelim, evden çıkarken eve girerken sürekli telefonda oluyordu, hayır hamile olduğu için laf da edemiyorduk Mingi ile. Hoş Mingi de minik Hongjoong hyung gibiydi." diyip başını sallamıştı. Bir yandan da gamzelerini çıkartmıştı.
"Hyung, bu iş bitince bir ay tatil yapalım." demiştim onu çok özlemiştim.
"Yaparız bebeğim, beni en içlerinde hissedebileceğin bir tatil olur." Demişti.
İşte benim asla değişmeyen San'ım.
________________________________
Merhabaaaa beklettim biraz kusura bakmayın, dört bölümümüz kaldı bir sonraki bölüm strict land ile alakalı olacak artık devirelim onları öyle değil mi😌😌
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere hoşçakalınnnn
-rei
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Utopia ✔️
FanfictionKızının minnacık olan elinden tutmuştu genç bir yandan da sevdiğiyle konuşuyordu "neden" diyordu "neden yaptın bunu bize, neden bıraktın bizi?" Hıçkırıklarını ve ağlamalarını içinde tutmaya çalışıyordu kızı için ancak nafileydi, arkadaşları onu böyl...