İlk bölümleri tekrardan okudum da üçüncü bölüm dışında ilk ikisi çok fiyasko geldi ama değiştirmek istemedim üşendim azıcık 😔
DOBARLANMA SAATİ İYİ OKUMALARR
________________________
Eve girdiğimiz gibi sorguya çekilmiştik bizi kenardan dinleyen iki göz vardı, Yeosang ve Jongho sanki onlar da bir şeyler söylemeye çalışıyor ama çekiniyor gibilerdi odaya dönünce Yeosang'a sormayı aklıma not etmiştim.
"Ben de ne zaman olacak diye Mingi ile iddiaya girmiştim ama ikimizin de tahmini tutmadı." Dedi Yunho hyung üzüntüyle.
"Yah Yunho bak bu iki oluyor üstümüzden iddiaya girişiniz." Dedi San. Artık hyung dememi istemiyordu.
"Aslında iki değil." Dedi Mingi hyung kısıkça. "Yah!" Demiştik aynı anda.
"Hyung valla ben naz yaparsın sanıyordum." Dedi Jongho sessizliğini bozarak. Göz devirmiştim. San gülmeye başlamıştı. Ne gülmeye mi başlamıştı. Hafifçe(!) dokunmuştum koluna. Zor bir şekilde susturdu kendini.
"Her şey sanmakla olmuyormuş." Demişti Yeosang. Evet kesinlikle bir şey olmuştu. Ortamın gerildiğini anlayan hyunglarım devreye girmişti:
"çok sevindik sizin adınıza" demişti Joong hyung Seonghwa hyung ise
"Ah bebeklerim ne kadar hızlı büyüyorlar." Demişti yalandan ağlama sesleri çıkartarak.
Gülmüştük hafifçe ama hala havadaki o gergin ortam dağılmamıştı, Yeosang'ı sorguya çekmek gerekiyordu demek ki. San'a bakmıştım hafifçe başımla da Yeosang'ı göstermiştim anlayıp başıyla gitmemizi işaret etti.
Yeosang'ı alıp odaya götürmüştüm. Biri gelirse de giremesin diye kapıyı kilitleyip Yeosang'ı odadaki tekli yatağa -Jongho'nun- oturtmuştum.
"Ee Yeos efendi derdiniz nedir?" Diye sordum.
"Wooyoung beni geç şimdi asıl ne oldu ne bitti anlatman gerekiyor." Dedi.
"Sangie anlatırım ben hem Yunho hyung da duymak istiyor ikinize birlikte anlatırım şimdi seni dinlemem gerek" diye ısrar ettim.
Başta sessiz kaldı kendi düşünceleriyle boğulduğunu anlamak zor değildi o yüzden ona zaman tanıdım. Altı senedir tanıyordum onu aldığı nefesten ne hissettiğini anlamak zor değildi. Sakince bekledim.
"Geçen hafta" diye başladı derin bir nefes alarak. "Jongho ile evde tektik. Bir şekilde aklımdan çıkmış. Annemin ameliyat olduğunu söylememişim." Ne annesi ameliyat mı olmuştu. Gözümden yaş düştü.
"Bana bunu söylemedin mi Yeosang." Demiştim sakin olmaya çalışarak.
"Wooyoungie söyleyecektim ama zaten kafan bir sürü sorunla doluydu ve daha da karıştırmak istememiştim."
Şimdi gerçekten ağlıyordum. Ben orada sakince hayatıma devam ederken Yeosang burada annesinin ameliyatını bana söylemiyordu ayrıca annesi diyordum ama bana da kendi annemden çok annelik yapmıştı Jisu Noona.
Böyle düşündükçe daha da kötü olmuştum ama Yeosang'ın anlatma hızını kesmemek için bir şey de yapamıyordum. Hızlıca gidip sarıldım.
"Özür dilerim Wooyoung ama gerçekten şu an iyi. Neyse ben bunu kimseye söylemek istemedim o tek olduğumuz günde de ben evde tekim sanmıştım. Telefon çaldı annemdi arayan ben de hızlıca açmıştım çünkü bir şey oldu sanmıştım. Telefonda fazla uzun bir süre konuştuk. Kapamadan önce de her zaman yaptığı gibi ablamın kızına verdi telefonu. Tam o sırada mutfağa Jongho girmişti. Ben de yeğenim ile konuştuğum için sevgilim güzelim gibi kelimeler kullanıyordum favori amcası olmam için neyse Jongho tüm konuşma kısımlarından sadece buraları duydu. Ve son bir haftadır bana soğuk yapıyor cuma günü ne olduğunu sorduğumda beni geçiştirmişti, iki gün önce sorduğumda ise bana yakın davranma Yeosang hyung sevgilin kızabilir demişti. Bunun üstüne aramız açıldı." Seslice nefes verdi. "Halbuki benim telefonda konuştuğum kişi sevgilim değildi. Ayrıca ağır da konuştu bana karşı." Diyerek bitirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Utopia ✔️
FanfictionKızının minnacık olan elinden tutmuştu genç bir yandan da sevdiğiyle konuşuyordu "neden" diyordu "neden yaptın bunu bize, neden bıraktın bizi?" Hıçkırıklarını ve ağlamalarını içinde tutmaya çalışıyordu kızı için ancak nafileydi, arkadaşları onu böyl...