Bu çığlık sesi Dilara'dan geliyordu. Öyle bir çığlık atmıştı ki canı yanıyor olabilirdi.
Barış: nereden geldi ses ?!
Eflal : -2. Kattan geliyor çabuk olun
Koşarak eksi ikinci kata doğru ilerlemeye başladık. -2. Kat spor katıydı. Kışları beden derslerimizi orada işlerdik. Spor salonu dışında jimnastik odaları, buz pateni, havuz , soyunma odaları ve daha sayamadığım bir sürü oda daha. Kim bilir Dilara neredeydi. Ve burası zifiri karanlıktı birbirimizi zar zor görüyorduk
Burak: arkadaşlar flaşları açın gruplar halinde dağılıp aramalıyız Ömer'in o günkü dağıttı gibi hadi berfin arzu benimle geliyorsunuz. Hemen burağın peşine takıldım. Her odanın içine iyice bakıyorduk. Bir yandan da bağırıyordum
" jimnastik odası boş !"
Sonra erkekler soyunma odasına girdik. Burada da yoktu. O çığlık sesinden sonra daha Dilara'dan bir yaşam belirtisi alamamıştık. Umudumu kaybetmek üzereydim. Belki yaşıyordu. Umudumu kaybetmemeliydim.
" erkekler soyunma odası boş !"
Sonra Efe'nin sesi geldi
- buz pateni boş !
Hiç bir yerde yoktu. Sesin buradan geldiğine emindik. Ama yoktu. Aramaya spor salonuyla devam edecektik. Spor salonuna girdiğimiz an elektrikler geldi, tüm salon aydınlandı. Gözlerim günler sonra ilk kez bu kadar ışığa mağruz kalmıştı. Gözlerim kamaşmıştı. Gözlerim ışıklı ortama alışınca gördüğüm manzara şok ediciydi.
Dilara kanlar içinde yerde yatıyordu. Boynu kesilmişti, gözleri açıktı. Gözleri açık mı ölmüştü ?
Yerler kan içerisindeydi.
Dilara o çığlık sesinden sonra ölmüştü. Tam o an o çığlığı attığı an ölmüştü biz öylece Dilara'nın cesedine bakarken Ömer'in bağırarak konuştuğunu duydum.
- havuzda boş arkadaşlar elektrikte geldi herkes spor salonuna gelsin son yer orası kaldı.
Gözlerim dolmuştu, Dilara'yı sevmezdim ama onun ölmesine sevinecek kadar kalpsiz değildim. Daha fazla bakamayacaktım. Midem bulanıyordu, arkamı döndüm ve dizlerimin üstüne çöktüm bir elimi karnıma koydum. Dilara'nın cesedi gözümün önünden gitmeyecekti .
Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Hiç iyi değildim. Nasıl iyi olabilirdim ki. Okulumuzda mahsur kalmıştık, her gün bir arkadaşımız ölüyordu. Daha Talha'nın acısını yaşamamızın üstünden bir gün geçmişti. Onun acısı bitmeden Dilara'nın ölümü ..
Buraya neden gelmişti? Bunu çok merak ediyordum. Eğer yokluğunu daha erken fark etseydik belkide yaşıyor olacaktı. Diğer herkeste spor salonuna geldi. Ve hepsi şok olmuş bir şekilde Dilara'nın cesedine bakıyorlardı. Defne Dilara'nın cesedinin yanına koştu. Ve hüngür hüngür ağlama sesleri gelmeye başladı. Arkamı dönemiyordum, yere çömelmiş bir şekilde ağlıyordum sadece
Ömer: nasıl ya Dilara da mı öldü ?
Evet sıra ondaydı ve ölmüştü. Sonra defnenin sesini duydum
- özür dilerim Dilara çok özür dilerim eğer yokluğunu daha erken fark etseydim seni kurtarabilirdik. Beni affet çok üzgünüm.
Defnenin ağlaması daha çok şiddetlendi. Arkamı döndüm. Çok kötü ağlıyordu hepimiz ağlıyorduk.
Efe: o çığlık sesinden sonra mı öldü ?
Arzu: galiba evet zaten o çığlık sesinden sonra yaşam belirtisi alamadık.
Böyle giderse bir kaç gün sonra hepimiz ölecektik. Buradan çıkamıyorduk teker teker ölüyorduk. Ölmek istemiyordum. Benim hayallerim vardı. Üniversite okuyacaktım, bir mesleğim olacaktı, yurt dışına çıkacaktım. Bunları yapmadan ölmek istemiyordum. Bu ölümler psikolojimide etkilemeye başlamıştı. Etrafı çok değişik bir koku sardı. Ben deliriyor muydum ?
Yoksa gerçekten böyle bir koku var mıydı?
" etrafı çok değişik bir koku sardı, sizde alıyor musunuz kokuyu yoksa ben mi deliriyorum?"
Efe boğazını temizledi ve yutkundu.
- kan etraf kan kokuyor
Kan, kan demekki böyle kokuyordu. Ben kanın nasıl koktuğunu sınıf arkadaşım öldürüldüğünde öğrenmiştim. Keşke hiç öğrenmeseydim.
Barış : biraz daha burada durursak psikolojimiz bozulacak
" bozuldu zaten "
Dedim oturduğum yerden
Ömer : gitsek mi artık ben daha fazla burada duramayacağım.
Benimde midemin bulantısı artmıştı. Hem kan kokusundan hem stresten ve korkudan
Barış Dilara'nın cesedinin yanında hüngür hüngür ağlayan defnenin yanına gitti. Onu ayağa kaldırdı. Ve spor salonundan çıkardı.
Burak : sınıfa doğru ilerleyin ben geliyorum
Herkes spor salonundan çıkmaya başladı. Bir an gözlerimi kapattım. Omzumda bir el hissetmemle açmam bir oldu
Burak: iyi misin?
" iyi değilim midem çok fena bulanmaya başladı"
Burak: tamam anladım bana tutun
Ona tutunarak ayağa kalktım.
" birinci katta lavaboya girebilir miyiz ?"
- tamam tabikide gireriz, biraz daha dayan birinci kata kadar dayanabilirsin dimi
" evet dayanabilirim"
Dayanmak zorundaydım zaten. Güçlü olmak zorundaydım
Beraber merdivenleri çıkmaya devam ettik. Zaten bir kaç dakika sonra lavaboya gelmiştik. Kendimi hemen bir kabinin içine attım. Klozetin kapağını açtım ve öğürmeye başladım. Aklıma aklıma Dilara ve kaanın cesedini ilk gördüğüm an geldi Talha'nın gözümün önünde can çekişmesi sonra ölmesi. Bunların hepsi beni çok etkilemişti ve aklımdan gitmiyordu. Klozetin sifonunu çektim. Kapının kilidini açtım aynadaki yüzüm bembeyazdı.
- şuan iyi misin ?
Gülümsemeye çalıştım
" evet iyiyim "
Ellerimi yüzümü soğuk suyla yıkadım. Boynumu ensemi suyla ıslattım. O kadar rahatlamıştım ki anlatamam. Şuan iyi hissediyordum ama tabikide hâlâ üzgündüm. Saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım.
" gidelim hadi"
Sınıfa doğru ilerlemeye başladık
" bizi merak etmişlerdir "
- ben barışa söyledim biliyor"
" anladım, bu arada teşekkür ederim. Bana yardım ettiğin için"
- bir şey değil akıllı kız
Gülümsedim bana böyle demesi çok hoşuma gidiyordu. Sınıfa girdiğimizde barış sinirle konuşuyordu.
- bu iş çığrından çıkmaya başladı bizde ölmeden acilen buradan çıkmalıyız.
Efe : her gün öyle diyoruz ama çıkamıyoruz çünkü çıkış yok
Eflal: Ailelerimizin şimdiye kadar polisi aramış olmaları gerekmiyor muydu? Şimdiye kadar yokluğumuzu nasıl fark etmezler
Arzu: bilmiyoruz Eflal bilmiyoruz
Arzu bana döndü
- berfin sen iyi misin
" evet iyiyim "
Arzu: bu arada farkında mısınız spor salonuna girdiğimizde elektrikler geri geldi. Bunu bilerek yaptı.
Efe: ne
Burak: arzu berfin ve ben spor salonuna bakmaya gittik. Spor salonunun kapısının önüne geldiğimizde elektrikler geldi ve Dilara'nın cesedini gördük.
Ömer: demek tam o anda ışıklar açıldı bunları bilerek yapıyor
Efe: onu demeye çalışıyoruz zaten Ömer
Başımı cama doğru çevirdim kar yağışı oldukça artmıştı. Kışı seviyordum. Kar yağışını izlemek çok güzeldi. Okulun günlerdir kapalı olmasının sebebi kar tatili olmasıydı, şuan bütün okullar tatildi. Bir dakika bir dakika. Bu katil bu yüzden bize bu eziyeti şuanda çektiriyordu. Kar yağdığı için eğer polis bizi arıyorsa aramalar zor olacaktı. Okulun günlerce kapalı olması anormal değildi, çünkü kar tatiliydi.
Sinirle nefesimi verdim.
- kar tatili şuan bütün okullar kapalı olmalı. Bu yüzden okulun kapalı olması normal. Yoğun kar yağışı nedeniyle polis aramalarda zorlanıyor olabilir.
Efe: okula bakmak nasıl akıllarına gelmez.
Ece: Efe belki ailelerimiz ifade falan veriyorlardır. Ne bilim yani illaki okula bakacaklardırEr yada geç okula bakacaklardı. Ama ne zaman bakacaklardı. Baktıklarında inşallah çok geç olmazdı. Çünkü teker teker ölüyorduk. Onlar yetişene kadar ölmekten çok korkuyordum. Daha 17 yaşındaydık. Önümüzde uzun bir hayat vardı. Ben bu genç yaşımda ölmek istemiyordum. Buradaki kimse istemiyordu.
Selam!
Nasılsınız umarım iyisinizdir bu bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda bekliyorum lütfen oy vermeyi unutmayalım. Yeni bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı saklambaç
PertualanganBerfin o gün her zaman ki gibi etüte kalacaktı Etüt için hocanın çoktan gelmiş olması gerekirdi fakat gelmemişti birden giden elektrik tedirgin olmasına neden olmuştu Dersin boş olduğunu düşünerek o ve arkadaşları eve gitmek için sınıftan çıktılar...